Yayınevi kitabı, "Öyküden şiire, düzyazıdan masala doğru gidip geliyor, anlatılamayanın çevresinde çemberler çiziyor, zaten bu yüzden kitabın türünü belirtmede "şiirsel düzyazı" tamlaması bile yetersiz kalıyor" sözleriyle tanımlıyor.
"Eski Mısır şiirinden, Hindu metinlerine, kutsal kitaplara kadar türlü kaynaklardan beslenen bu kitap için 'Bizden hep kaçan bir sesin peşinden gidiyor, Sağ kalmaya, canlı kalmaya uzun, acılı, tökezlemelerle dolu bir övgü...' denmiş.
"Tam da Aslı Erdoğan'ın, Oğuz Atay ile Elif Şafak'ı birbirine çarpıp elde edebileceğiniz türden, bir yandan akıcı, bir yandan yorucu, gerçeklik ile düş yaşamı arasında gezinen, hüzünlü hüzünlü bakan, yazının aşırısı olmaz diyen tarzı için biçilmiş kaftan bu sözcükler."
Aslı Erdoğan, Fransız Lire dergisi tarafından, geleceğin 50 yazarı arasında gösterildi. Kendisiyle yapılan bir söyleşide neden yazdığını ve yazmaya nasıl başladığını, şöyle anlatıyor:
"Uluslararası bir fizik laboratuarında günde 14 saat çalışıyor, bütün duygularım uyuşmuş bir halde son otobüsle evime dönüyor, sonra boş beyaz kağıtların başına geçiyordum. Gençtim, parasızdım, yalnızdım, yanlış toprağa dikilmiş bir bitki gibi kuruyordum. Kendi sesimi duymak istedim, anadilimde... Kendi geçmişimle yüzleşmek, çünkü köklerimi içinde taşıdığım topraktı geçmişim. Belki en dürüst yanıtım şöyle: Yazmasam delirecektim."
İlk romanını 1994 yılında yazan ve 2000 yılına kadar geçen süreçte iki öykü, bir roman ve bir de gazete yazılarını derlediği kitabı yayınlanan Aslı Erdoğan'ın Rodos'ta başlayıp okyanus kıyısında, St. Nazaire'de tamamladığı "Hayatın Sessizliğinde", yine türler arasında uçuşan bir kitap.
Kitabın bir bölümü, daha kitap haline getirilmeden önce, Akdeniz Festivali'nde sergilemek için bir metin arayan Serra Yılmaz'a hediye edilmiş, daha sayfaları çevrilir hale getirilmeden oyunlaştırılıp Piccolo'da canlandırılmış ve çok beğenilmiş. (BA)
* Hayatın Sessizliğinden
Aslı Erdoğan, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
178 sayfa, 14 YTL