15 Mayıs Dünya Vicdani Retçiler Günü nedeniyle İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın açıklaması yapıldı.
Vicdani Ret Derneği Eşbaşkanı Merve Arkun tarafından yapılan açıklamada, vicdani retçilerin karşılaştıkları sorunlar, askeri mahkemelerin kalkması sonrası yaşananlar, AYM’nin vicdani retçilere yaklaşımı hakkında kamuoyuna bilgi verildi.
Basın açıklamasının ardından dört kişi vicdani reddini açıkladı.
Vicdani retçilerin karşılaştıkları sorunlar
Merve Arkun vicdani retçilerin yaşadığı şu sorunları şöyle sıraladı:
* Vicdani retçiler hâlen yapılan GBT’ler sonucu kesilen idari para cezaları ve açılan ceza davalarıyla sokağa çıkamaz hale getirilmeye çalışılıyor.
* Askere gitmeyenlerin işyerlerine bu kişilerin işten çıkartılmaları, aksi halde soruşturma açılacağı yönünde “uyarılar” gönderiliyor.
* Vicdani retçiler işten çıkartılmaya zorlanırken bunun olmadığı yerlerde de sigortasız çalışmaya zorlanıyorlar.
* Vicdani retçiler, ilk günden itibaren olduğu gibi sivil ölümle cezalandırılmaya çalışılıyor.
* Geçtiğimiz 15 Mayıs’tan bugüne vicdani ret hakkı adına neredeyse olumlu tek bir adım dahi atılmadı. Aksine vicdani retçiler hakkında açılan ceza davalarının üstüne yeni ceza davaları açıldı.
“Askeri mahkemelerden daha kötü”
Askeri mahkemelerin kaldırılarak, bu mahkemelerin görevlerinin asliye ceza mahkemelerine devredildiğini hatırlatan Arkun, bu durumun beklenenin aksine mahkemelerin militarist baskıdan kurtulmasını sağlamadığı gibi eskisinden daha kötüye gidildiğini söyledi:
“Askeri mahkemeler, vicdani ret hakkını tanıyıp vicdani retçileri görmezden gelirken sivil mahkemeler anayasayı ihlal ederek vicdani ret hakkını görmezden geliyorlar.”
“Artık OHAL olağan hallede uygulanıyor”
Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamalarının olağanüstü şartlarda değil artık olağan şartlarda da uygulandığını ifade eden Arkun sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yıllardan beri vicdani retçilere uygulanan ve sivil ölüm anlamına gelen baskılar, artık daha yaygın hale gelmiş durumda.
“Üstelik hâkim militarist sisteme en ufak bir eleştiri bile artık terör örgütü propagandası iddiasıyla ağır ceza mahkemelerinde yargılamalara konu ediliyor.
“Barış kelimesini ağzına alanların vatan haini olarak hedef gösterildiği bugünlerde de derneğimiz internet sitesinde yer verdiğimiz haberler nedeniyle soruşturmalara tabi tutuluyor.
“AYM hiçbir bireysel başvurumuzu değerlendirmedi”
“Yerel mahkemelerde verilen mahkûmiyet kararları son çare olarak Anayasa Mahkemesi önüne götürülürken Anayasa Mahkemesi’nin tutumu maalesef hâkim militarist baskıdan farklı değil.
“Vicdani retçiler yine görmezden geliniyor. Anayasa Mahkemesi, altı yıl önce gerçekleştirmiş olduğumuz vicdani ret hakkının ihlal edildiğine ilişkin bireysel başvuru da dahil olmak üzere 30’a yakın bireysel başvurunun hiçbiri hakkında karar vermiş değil.
“Katliamlardan uzak kalmak istiyoruz”
“Biz vicdani retçiler, savaş karşıtları ve anti-militaristler ise mücadelemizden vazgeçmedik ve vazgeçmeyeceğimizi buradan bir kez daha tekrarlıyoruz.
“Biz vicdani retçiler, savaş karşıtları ve anti-militaristler olarak tüm bu militarist baskılara karşı insanları vicdani reddini açıklamaya ve barışın sesini yükseltmeye çağırıyoruz.
“Biliyoruz ki silahların konuştuğu yerde barıştan değil ancak katliamlardan bahsedilebilir ve biz katliamlardan artık uzak kalmak istiyoruz. Biz, barış konuşulsun; kardeş kardeşi vurmasın istiyoruz.
“Gelin savaş çığırtkanlarının seslerinin, barış isteyenlerin seslerini bastırmalarını engelleyelim. Gelin vicdani ret mücadelesini ve barış sürecini yükseltelim.”
Türkiye'de vicdani retGökhan Soysal, şu an vicdani reddini açıklayan 1000'e yakın kişi olduğunu, bunlar içinde kadınların da olduğunu belirtiyor. Vicdani Ret Derneği'nin de 200'den fazla üyesi olduğunu ifade eden Soysal, vicdani retle ilgili bir düzenleme gelmesi halinde bu sayının katlanarak artacağı düşüncesinde. |
(EKN)
* Fotoğraf: Vicdani Ret Derneği