Hakkari-Çukurca karayolunda askeri konvoyun geçişi sırasında yaşanan PKK saldırısında sekiz asker ve bir köy korucusunun hayatını kaybetmesi sonucunda dün (17 Ağustos) Kuzey Irak'ta bulunan PKK kamplarına yönelik başlatılan hava operasyonu, bölgede tedirginliği tırmandırdı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Terör örgütüyle arasına mesafe koymayanlar bunun bedelini ödeyecek" yönünde yaptığı açıklamalar ve hükümet yetkililerinin kullandığı sert üslup sonucunda gazeteci Fatih Altaylı'nın bayram sonunda 1400 kişinin tutuklanabileceği yönünde yazdığı köşe yazısı "1990'lara geri mi dönüyoruz?" sorusunu beraberinde getirmişti.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da tedirginlik yaratan bu açıklamaların ardından yaşanan saldırı ve sonrasında başlatılan hava operasyonu, bölgede tedirginliği had safhaya ulaştırdı.
"Hakkari'de sınır birlikleri teyakkuzda"
Dün Hakkari-Çukurca karayolunda yaşanan saldırının ardından Yüksekova, Çukurca ve Şemdinli'de de askeri birliklere taciz ateşi açıldığını ve gerginliğin tırmandığını söyleyen yuksekovahaber muhabiri Zeki Dara, Şemdinli ve Çukurca'da sınır bölgesinde biriken askeri birliklerin teyakkuz halinde olduğunu ifade etti.
Hakkari merkez ve bağlı ilçelerde sessizliğin ve tedirginliğin hakim olduğunu söyleyen Dara, dünden beri herkesin ne yapacağını şaşırdığını, insanların 1990'lara dönülmesinden korktuğunu sözlerine ekledi.
"Asimetrik bir süreçle karşı karşıyayız"
Diyarbakır'da da endişenin hakim olduğunu söyleyen Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Diyarbakır Yöneticisi Nejdet İpekyüz, insanların dünden beri ne yapacağını şaşırdığını ifade etti.
Yaşanan saldırıların ve insanların hayatını kaybetmesinin son derece üzücü olduğunu, ancak duygusal ve öfkeli konuşmalar yapmaktansa metanetli olunması gerektiğini söyleyen İpekyüz, sözlerini şöyle sürdürdü:
* Bugün yapılabilecek yanlışlar 50-60 yılı yok edebilir. O yüzden bu gibi dönemlerde akılcı ve soğukkanlı davranmanın doğru olacağı düşüncesindeyim.
* Her şeye rağmen son iki, üç yıldır Kürt sorununun silahsız şekilde çözüleceğine dair bir inanış hakimdi.
* Ancak asimetrik bir süreçle karşı karşıya kaldık. Bir yandan silahsız çözüm olacağı inancı hakimken, devlet yetkilileri ile Öcalan görüşüyorken bir yandan da dil önündeki engellemeler sürüyor, Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) davasında seçilmiş insanlar hapsediliyor, polisin baskısı her yerde hissediliyor...
* Bugün gelinen noktada insanlar ölümlerden ve kutuplaşmalardan endişe duyuyor. Askeri hareketlilik ciddi şekilde artmış durumda. Dün gece uçak seslerinden uyuyamadım. Karayollarında değişik silah ve mühimmat taşıyan kamyonlar göze çarpıyor.
"Van polis ablukasında"
İnsan Hakları Derneği (İHD) Van şube Başkanı Ömer Işık da Van'da her yerin polis ablukası altında olduğunu ifade etti. "Silvan'da yaşanan olayların ardından halkları birbirine düşman etmek istediler. Ancak bu gerçekleşmeyince şimdi sınır ötesi harekat başlattılar" diyen Işık, son günlerde yükselen tansiyon nedeniyle Vanlıların son derece tedirgin olduğunu ifade etti.
1400 kişinin bayramdan sonra tutuklanacağı yönünde ortaya atılan iddiaların insanların endişesini arttırdığını söyleyen Işık, sınır bölgesinde askeri hareketliliğin arttığını ifade etti.
Işık, Van'da bulunan demokratik kitle örgütleri ve sivil toplum örgütleri ile bir araya gelerek önümüzdeki günlerde hareket planı belirleyeceklerini söyledi.
"Şırnak merkez sakin"
Şırnak'taki durum hakkında bilgi veren Şırnak Barosu Başkanı Avukat Nuşirevan Elçi, çatışma ortamının artması nedeniyle insanların çok tedirgin olduğunu söyledi. Kimsenin 1990'lı yıllara dönmek istemediğini ifade eden Elçi, insanların artık savaşın değil barışın özlemini duyduğunu söyledi.
Şırnak merkezde herhangi bir hareketlilik olmadığını söyleyen Elçi, ancak sınır bölgesinde ve kırsalda askeri hareketliliğin arttığını sözlerine ekledi. (EKN)