Harp Akademilerinin yeni öğretim yılı başlangıcında yaptığı konuşmada Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, uzun bir şekilde liderlik, vizyon, stratejik planlama üzerine bilgi verdikten sonra gündemde bulunan konulara değineceğini söyledi.
Buna göre Büyükanıt, dün yaptığı konuşmada altı konu başlığına değindi. Konuşmanın Genelkurmay web sitesinde yayınlanan metninden bu başlıkları özetleyerek aktarıyoruz:
"İç Güvenlik Harekatı"
"Terörle mücadele": Türk Silahlı Kuvvetleri yıllardır terörle mücadele etmektedir. Karşımızdaki, etnik milliyetçiliğe dayalı bölücü terör örgütüdür. (...) Bu yaptığı hain saldırılarla yine en büyük zararı bölge halkına vermiş, bölgenin gelişmesine katkı sağlayacak yapılanmanın önüne geçmeye çalışmıştır. Bu şekilde hareket ederek bölge halkının devletine olan güvenini sarsmayı hedeflemiştir.(...) Bu saldırılar karşısında, terörle mücadelemizi, biz buna İç Güvenlik Harekâtı diyoruz, büyük bir kararlılıkla sürdürmekteyiz ve buna devam edeceğiz.(...) Bir ülkedeki terör örgütünün dışarıdan destek almadıkça varlığını devam ettirmesi olanaksızdır. İlişki içinde bulunduğumuz dost ve müttefik birçok ülkeyi bugüne kadar bu konuda uyardık. Ancak, üzüntü ile ifade edeyim, hiçbir ülkeden destek görmedik.
DTP ve hak savunucularına...
"Terör örgütünün sözde siyasi uzantılarının Türkiye'deki faaliyetleri": Terör örgütüne terörist diyemeyen, terör örgütü mensuplarını kardeşlerimiz diye tanımlayan, Türk Silahlı Kuvvetlerine "bölücü" diyen bir zihniyetle karşı karşıya bulunmaktayız. Demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti, bu sorunu hukuk içinde çözmek zorundadır.(...) hiçbir ülkenin güvenlik güçlerinin terörle mücadele azmi ve uygulamaları gizli bazı emellerle bu kadar engellenmemiştir. Bu sözlerimin bazı kişi ve grupları rahatsız edeceğini biliyorum. Bu çevrelerden beklentimiz, bu sözlere somut kanıtlarla cevap vermeleridir. Kulağa hoş gelen birtakım sloganvâri sözlerle konuşanları ulusumuz asla affetmeyecektir.
"Kuzey Irak siyasi değil güvenlik sorunu"
Kuzey Irak: "Son gelişmeler, Irak'ın bırakın federatif veya gevşek federatif yapıyı, konfederatif yapıya doğru hızla dönüşmekte olduğunu görüyor ve bu husustan endişe duyuyoruz. (...) Türkiye'nin bu gelişmeler sonucunda konjonktüre uygun bir zamanda, Irak'ın kuzeyinde bağımsız bir devlet ile karşı karşıya kalacağının bilinci içinde olması gerekiyor. Böyle bir sonucun siyasal bir sorun olmaktan çok bir güvenlik sorunu olduğunu ifade edebilirim.
"Anayasa önerilerimizi hazırlıyoruz"
Yeni Anayasa: Biz, değiştirilmeye çalışılan Anayasa'nın, üniversite zemininde hazırlanan ilk taslağını biliyoruz. Bu taslak üzerinde çalıştık. Ancak, iktidar partisinin son taslağını bilmiyoruz. Dolayısıyla, son taslağının yayımlanmasından önce bir yorum yapma olanağına sahip değiliz. Son taslak açıklandıktan sonra bizi ilgilendiren konulardaki görüşlerimizi ilgili makamlara ileteceğiz. (...) Bizim taraf olduğumuz ve vazgeçmeyeceğimiz unsurlar vardır. Bunlar:
- Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter devlet yapısının,
- Üniter yapıdan oluşan, ulus devlet yapısının,
- Bu temel yapıya dayalı, laik devlet yapısının
- ve Silahlı Kuvvetlerin yerleşik düzenlemelerinin politik, hissî ve önyargılı yaklaşımlarla bozulmamasıdır.
Ancak, Türkiye'de böyle bir atmosferin çeşitli çevrelerde oluşmaya başladığını ve geldiğimiz noktada da adeta devleti budayarak bireyi yüceltmek gibi bir eğilimin ortaya çıktığını görüyoruz. Devlet, birey için var olan bir yapı değil midir? Devleti, bireyi ezen bir kurum olarak görebilir miyiz?
"Ordu'ya 'dışarıdan' saldırılıyor"
"TSK'ya saldırılar": Bu saldırılar, yalnız ülke içinden değil, ülke dışından da gerçekleştirilmektedir ve üzüntü ile ifade ediyorum, bu tür saldırılar ülke içinden de desteklenen ülke dışı saldırılardır. Bugüne kadar, kısmi suskunluğumuz devletimize, ulusumuza, dirlik ve düzenimize duyduğumuz saygıdan ileri gelmektedir.
Türkiye-Malezya tartışmaları: Bu tür tartışmalarda gündeme getirilen konulara objektif olarak ve çağdaş Türkiye penceresinden bakarak ders çıkarmak temel yaklaşım olmalıdır. Bununla birlikte, Türkiye Cumhuriyeti'nin bu tür tartışmaların merkezine konulması da ayrıca kaygı verici bir husus oluşturmaktadır.(EÜ)