İstanbul Bilgi Üniversitesi’ndeki eğitim asistanları güvencesizlik problemiyle karşı karşıya.
10 aylık sözleşmeleri her Haziran sonunda işsiz kalmalarına yol açıyor. Yaz ayları Eylül’de işe alınılıp alınılmayacakları endişesi ile geçiyor.
Bir kısmı Eylül ayında araştırma görevlisi kadrosuna geçti, 25’i hala eğitim asistanı. Aralık’ta geçirilecekleri söylenen kadrolar açılmadı. Sözleşme bitişi önce Aralık sonra Ocak sonuna, en nihayetinde de Haziran’a alındı.
Talepler; mevcut eğitim asistanlarının zarar görmeyeceği şekilde eğitim asistanlığı statüsünün kaldırılması, Haziran sonunda işsiz kalmamak, eğitim asistanlarının Haziran bitmeden araştırma görevlisi kadrolarına geçirilmesi, güvenceli kadro.
Bilgi Asistan Dayanışması sorun ve taleplerini “Akademinin Mevsimlik İşçileri: Eğitim Asistanları” başlıklı açıklamayla dile getirdi. Açıklamayı üniversite yöneticileri, idari ve akademik personel ile öğrencilere mail yoluyla iletti. Dayanışma’nın açıkladığı süreci söz konusu eğitim asistanlarından biriyle konuştuk.
Eğitim asistanı anlatıyor
Bilgi Asistan Dayanışması açıklamasında üniversitede 2011 yılında araştırma görevlileri kadrolarının indirildiğini belirtiliyor. Yerlerine 10 aylık sözleşmeli eğitim asistanları alınmaya başladı. Eğitim asistanları Eylül-Haziran arası çalıştırılıyorlar.
Üniversiteden isminin açıklanmasını istemeyen bir eğitim asistanı eğitim asistanlığını şöyle anlatıyor:
"Eğitim asistanları YÖK'den atanan araştırma görevlilerinden farklı olarak okullar ve dolayısıyla çalışacağı bölüm tarafından bireysel olarak seçilen kişiler.
"Kimi okullar doğrudan master öğrencilerini 'bursiyer' kisvesi altında çalıştırır ve bu çalışmayı okulun parasını ödemediği gibi bir ilüzyon üzerinden meşrulaştırırken (yani o öğrencinin o programı seçerek bölümün prestijine ve işlerliğine sağladığı katkıyı doğrudan ve en baştan yok sayarken) ve elbette sigorta da yapmazken, kimi okullar da (Bilgi gibi) henüz her bölümünde master programı olmadığı için 'dışardan' aldığı asistanlara sigortasını yapar ama YÖK'lü asistanından daha az para verir ve fakat iş yükünü azaltmaz. Durum çeşitli okullarda kimi zaman minör kimi zaman major farklar gösterse de YÖK'lü olup olmama ayrımı dikkat çekicidir. Bu eğitim asistanlarını birtakım özlük haklarından ve yan haklardan muaf tutmaktadır."
"İşe alırken 10 aylık sözleşme olduğunu söylüyorlar. Her sözleşmede deneme süresi var. İki sene çalıştıktan sonra yine karşıma çıkıyor; e denendim ya."
Eğitim asistanları nelerden yoksun?
Dayanışma'nın bilgilerine göre; Haziran sonunda sözleşmeleri biten eğitim asistanları işsiz bırakıldıkları iki aylık süre zarfında maaş almazlar ve Sosyal Güvenlik Kurumu primleri yatırılmaz. Eylül ayında geri dönüş yaptıklarında ise, maaşı brüt ücret üzerinden yatırılan tüm çalışanlar gibi vergi dilimlerine dahil edilirler, bu da maaşlarında yaklaşık yüzde beşlik bir maddi kayba işaret ediyor. Maaşları ise aynı işi yaptıkları araştırma görevlilerinden daha az.
Konuştuğumuz asistan "Sanılanın aksine, vakıf üniversitlerinde çalışan asistanlar devlet üniversitelerinde çalışan asistanlardan çok daha az maaş alıyor" diyor.
Bu aynı işler arasında araştırma görevlilerinin sıklıkla şikayetçi olduğu “iş yükleri” var; ders vermek, sınav kağıdı okumak, ödev okumak, öğrenci danışmanlığı yapmak… Eğitim asistanı da bu işlere değiniyor:
"Bu titr ayrımında dikkat çeken bir diğer nokta eğitimi mi yoksa araştırmayı asiste ettiğimiz sorusu. Bilgi'deki duruma bakarsanız işin 'dürüst' tanımı eğitimi asist ettiğimiz doğrultusunda. Fakat üniversitenin varlığına mündemiç bir beklentidir araştırma yapıyor, bilgi üretiyor olması. Fakat pek çok nedenden dolayı sıklıkla araştırma(lar) dönmemektedir. ''Araştırma görevlisi' ve 'eğitim asistanı' arasındaki bu kavramsal ayrışma bile sorunun ne kadar köklü olduğunu ortaya koyuyor."
"Dolayısıyla araştırma görevlilerin de işi aslen eğitimi asist etmekten öteye geçmez. İş yükleri hepimizin şikayet etiği derece yüksek. Kadro sayısının düşürülmesi bize olumsuz yansıdı. İşi kaybetme korkusu işe odaklanmayı getiriyor. Kendi tezlerimizi, derslerimiz ertelendi. İşi koruyabilmek için kendi tezimizden fedakarlık ettik. Aynı süreçte tüm hocalardan 'Tezini bitir, kaç' tavsiyeleri dinleyip durduk."
Sözleşme sürelerinde belirsizlik
Bilgi Asistan Dayanışması’nın çabalarıyla durum dekan, rektör ve mütevelli heyeti gündemine getirildi. Asistan Dayanışması 2013 Haziran ayında rektörle görüştüklerini belirtiyor.
Buna göre; 2013 sonbahar dönemi itibariyle eğitim asistanı kadrolarının aşamalı olarak kaldırılacağı ve YÖK koşullarını karşılayabildiği ölçüde (ALES, YDS ve mezuniyet notu ortalamaları) araştırma görevlisi kadrolarına geçirileceği sözü alındı, ancak bu sözün kesin olmadığının altı çizildi.
Eylül ayında hali hazırda ALES’den yeterli puanı olan eğitim asistanları araştırma görevlisi kadrosuna geçirildi. ALES’i olmayan eğitim asistanlarına ise Aralık ayı içerisinde kadro açılacağı sözü verildi. Eğitim asistanları bu süreci sınava hazırlanmakla geçirdi.
Kadro açılmadı, eğitim asistanlarına Aralık 2013 başında yapılan açıklamada “30 Aralık’ta işten çıkarılacakları” bildirildi, daha sonra bu süre Ocak 2014’e alındı. 27 Aralık’ta yapılan bildirimde ise sözleşme bitişi 2014 Haziran sonu olarak belirlendi.
“Eylül’de işe alınacak mıyım?”
Sözleşme bitiş tarihlerindeki belirsizlik ve yazın işsiz kalmanın eğitim asistanlarına nasıl yansıdığı sorumuz ise şöyle cevap buluyor:
"Sözleşmeler sene başında değil, Mayıs gibi gönderiliyor. Kadro açılacağını öğrenince ALES ve YDS sınavlarına hazırlandık. Kadro açılmadı. Sözleşme sonu önce Aralık, sonra Ocak olarak söylendi. En son 'Müjde', Haziran sonuna dek uzatıldı" dediler. Eşeği kaybedip buldurtma gibi. Güvencesizliği alt edeceğimizi düşünürken bu oldu."
"Haziran'da işten çıkarılınca Eylül'de geri alınıp alınmayacağım belirli değil. Tam zamanlı iş bulup girseniz de olmuyor. Herkes bireysel çözümler bulmaya çalışıyor. Ya geçici işler buluyorlar ya da ailelerinden destek alıyorlar. Yetişkin insanlarız; kira ve fatura ödeme gibi dertlerimiz var. Maddi çözüm arayışı nedeniyle yazın da tezlere odaklanamıyoruz. Tam bir kısır döngü içinde kaldık."
Dayanışma iş kanununa dikkat çekiyor
Bilgi Asistan Dayanışması, eğitim asistanlarının üniversitede üç yıldır yenilenen sözleşmelerini ele alırken 4857 sayılı iş kanunu madde 11'e göre belirli süreli iş sözleşmeleri birden fazla üst üste yapılamadığını vurguluyor.
Araştırma görevlileri ve eğitim asistanlarının bir arada olduğu Bilgi Asistan Dayanışması sorun ve talepleri görünür kılmaya çalışılırken güvencesizliğin etkisinin örgütlenmede de görüldüğünü vurguluyor.
“Araştırma görevlileri daha güvende hissediyorlar, Dayanışma’da daha çok onlar var. Eğitim asistanlarına pek ulaşamıyoruz.”
Diğer üniversitelerdeki asistanlarla ilişki ise Vakıf Üniversiteleri Emekçileri Dayanışma Ağı (VÜEDA) ile sürüyor. (BK)