1) İstanbul Divan-ı Örfi'de, İttihat ve Terakki yöneticileri hakkındaki davanın iddianamesinde savcılık makamı, Teşkilat-ı Mahsusa'ya ait evrakın ve İttihat ve Terakki Merkez Komitesi evrakının "aşırılmış" olduğunu söyler.
Savcı, ayrıca, dönemin Emniyet Genel Müdürü Aziz Bey'in, Talat Paşa'nın istifasından önce daireden birçok dosyayı alıp beraberinde götürdüğünü ve bu dosyaların bir daha iade edilmediğini bildirir. Konuya ilişkin bilgi kaynağı, savcılığın, Dahiliye Nezaretine yazdığı resmi yazıya verilen cevaplar ve bazı sanık ifadeleridir.
2) Aynı davanın değişik oturumlarında, Mithad Şükrü, K. Talat ve Ziya Gökalp (özellikle ikinci ve beşinci oturumlarda) verdikleri ifadelerde, Merkez Komite'ye ait evrakın Doktor Nazım tarafından alındığını söylerler.
Duruşma hakiminin, İ.T.'nin kapanmasından sonra evrakının ne olduğuna ilişkin bir soruya Mithat Şükrü: "malesef anlaşıldığına göre Dr.Nazım Bey tarafından alınmıştır. Memurinin ifadesinden öyle öğrendim", diye cevap verir.
Ziya Gökalp da, aynı soruya, "Dr. Nazım Bey cemiyetin tarihine ait evrakı istemiş,... Evrakı sandıkla beraber götürmüş, evrakın bu suretle gittiğini sonradan haber aldım", biçiminde cevap vermiştir. (Bilgiler benim İnsan Hakları ve Ermeni Sorunu kitabinda vardır.)
3) Birçok anı kitabında Talat Paşa´nın, yurt dışına kaçmadan önce, "evvela bir bavul evrakla, Arnavutköy kıyısında... bir yalıdaki dostuna" gittiği; "bu evrakın yalının alt katındaki ocakta yakıldığı nakledilir." (Şevket Süreyya Aydemir, Enver Paşa, Cilt 3, s. 468)
4) İngiliz belgeleri arasında da konuya ilişkin bolca bilgiye rastlamak mümkündür. Ahmet Esat (bilinen adıyla Esat Uras) İngiliz görevlilere, Ermenilerin imha edilmesi konusunda bir toplantı yapıldığını ve kendisinde bu toplantının el yazması tutanağı olduğunu iddia eder ve bunu satmaya kalkar. Bunun üzerine tutuklanır.
Ve ifadesinde, "silah bırakışması anlaşmasından biraz önce, görevliler, geceleri arşiv bölümüne gidip, belgelerin çoğunu temizlediler," der. [V.N. Dadrian, "Documentation of the Armenina Genocide in Turkish Sources", Israel W. Charny (ed.), Genocide: A Critical Bibliographic Review, Vol. 2 içinde. Dadrian bu çalışmasında, 16 değişik kaynaktan arşivlerin temizlenmesine ait birincil el bilgiler aktarır.]
5) 1926 Ankara İstiklal Mahkemesinde görülen İzmir Suikasti davasında sanıklardan, İstanbul İttihat ve Terakki Merkezi Umumi üyesi Kör Ali İhsan Bey, sorgusunda, elindeki tüm belgeleri yaktığını söyler.(1926 Ankara İstiklal Mahkemesi, İzmir Suikasti İddianame ve Savunmalar, Teksir metin)
6) "14 Ekim 1918'de Ahmet İzzet Paşa Kabinesi kurulmuştu. İzzet Paşa, aynı zamanda Harbiye Nazırlığını da üstlenir ve Teşkilat-ı Mahsusa Müdürlüğüne (Harbiye Nezaretinde, buraya üstü örtülü bir şekilde Doğu işleri Bürosu deniyordu) hemen çalışmalarını durdurması, arşivlerini yoketmesi... talimatını", verir.(Hüsamettin Ertürk, "Milli Mücadele Senelerinde Teşkilat-ı Mahsusa (daktilo edilmiş metin), aktaran, Bilge Criss, İşgal Altında İstanbul, s. 147)
7) Hans F. L. Von Seeckt, Harb döneminde, Osmanlı Genel Kurmay Başkanlığı görevinde bulunmuştur. Almanya'ya dönerken, Osmanlı Harbiye Nezaretine ilişkin önemli bir kısım belgeyi beraberinde götürür. Sadrazam Izzet Paşa durumu protesto eder ve belgeleri geri ister. Berlin belgeleri geri gönderme sözü verir ama hiç bir zaman yerine getirmez. (Bilgiyi Dadrian yukardaki eserinde aktarmaktadır)
8) Bakanlar Kurulu hakkındaki davanın 3 Haziran 1919 tarihli oturumunda, eski Posta Bakanı Hüseyin Haşim, Harbiye Nezareti'ne ait belgelerin yakıldığını söyler. Ayrıca Çatalca'ya belgelerin yakılma emrinin gittiğini de 5. oturumda kabul eder: [TV 3573]
9) Çatalca Posta ve Telgraf Müdir Vekil-i Sabıkı Osman Nuri Efendi hakkında bu nedenle ayrı dava açılır. Dava 4 Ağustos 1919'da başlar. Suçlama, evrak yakmaktır. Sanık ifadesinde, " verilen emir üzerine bazı evrakı yaktım. Amirlerim kendi mesuliyyetleri tahtında olarak falan seneden falan seneye kadar olan evrakı yak dediler, yaktım", der. Davanın sonucu belli değildir. (Alemdar, 5, 6 Ağustos 1919)
10) İngilizler, 1919 Haziran ayında Dahiliye Nezaretinden Antep valiliğine çekilmiş bir telgraf ele geçirirler. Telgrafta 1914-1918 arasına ait resmi telgrafların tümünün imha edilmesi yazılmaktadır. Hariciye Nezareti, İngilizlere bu eylemleri nedeniyle protesto notosu verir ve ama böyle bir emrin verilmiş olduğunu kabul eder. (Bu bilgiyi Dadrian yukardaki eserinde aktarır)
Söylediğim gibi, bunlar sadece bazı seçmeler. (TA/BA)