Efendim, aslında "Bir Medya Manifestosu" yazısının mimarı başka bir Hürriyet yazarı olan Ege Cansen'dir, Ertuğrul Bey, yazıya bir bağlam kazandırıp, nasıl okunması gerektiğini ima eden bir üslupla köşesinde bu yazıya vurgu yapıyor.Batı tedrisatından geçmiş bizim toruna kalsa yapısalcı, yapı-sökümcü okuma örneği.
Ertuğrul Bey, bahsi geçen metnin bir "milat" olduğunu belirtiyor. Ben de dedim ki; bu yazıyı bir de ben "okuma" denemesi yapayım, sizle bayram sonrası paylaşayım.
Ahlaklı medya nasıl olmalı?
"Yazılı, görüntülü ve sözlü basının kısaca medya mensupları olarak, şunu itiraf etmeye mecburuz ki, bu sektörde çok ciddi ahlak ve buna bağlı olarak gelişen temel bir iktisat sorunu var."
Çok yüksek merciden doğru bir itiraf ama ahlak sorunu iktisadi bir durum yaratmaz, mesela Sabri Ülgener bile "iktisadi bunalım ve ahlaki çözülüş"ten bahseder ki, iktisadi durumun ahlaki bir görüngü yarattığını buradan da anlıyoruz. Burada Ege Cansen bilinçli bir tahrifat yapmaktadır.
"Medya, kıyıda köşede kalmış cılız sesleri ve küçük resimleri büyüten ve onlara güç katan müthiş bir mekanizmadır" Aslında medya bu demek değildir, medyaya ilişkin siyasi, iktisadi tasavvurun bir ifadesidir bu.
Medyaya bakışınıza göre şekillenirsiniz, Cansen'in de belirttiği gibi cılız seslere de yer verirsiniz, Ertuğrul Bey'in sık sık köşesinde yaptığı gibi "savaşın Türkiye'nin çıkarına olduğunu, savaş karşıtlığının demode bir tarz olarak algılanması gerektiğini de" söylersiniz.
Demem o ki, bu sözleri yerel medyanın önemine vurgu yapan, vatandaşlara söz veren bir medya söylese canım yanmaz da Ege Cansen'in ağzında biraz eğreti duruyor.
Bağımsız gazetecinin iktisadi faaliyetleri
"Peki ahlaki sorun nereden kaynaklanmaktadır. Bu sorunun özü medyanın besleme haline gelmesidir. Gazetelerin ve Tv'lerin yani kendi ayakları üzerinde durmaya çalışmadan, kısaca kar etmeden, patronların halktan çalıp, onlara verdikleri paralarla bu görevi yapmaktan hiç utanmayan kişilerce yönetilmesidir" Demek ki; ahlaki sorundan bir iktisadi tasavvurdan kaynaklanıyormuş Ege Bey.
İkincisi bir gazetenin ayakta durmaya çalışması ayrı şey kar etmesi ayrı şeydir, dolayısıyla "Yani" bağlacıyla bu iki durumu iç içe geçiremezsiniz. Bir medya şuna karar vermeli, kar etmek için mi, yaptıklarımla sonuç olarak ayakta durmaya çalışmam mı önemli... Sizin de anladığınız gibi bağımsızlık meselesinin düğüm noktası burası...
"Kapitalist sistemde ahlaklı olmanın ilk şartı, başkalarının gönüllü olarak satın alacağı mal veya hizmeti bizzat üreterek veya bu üretimi yapan kuruluşta çalışarak geçimini temin etmektir.
Aristo'nun ruhuna rahmet: Hürriyet gazetesi mal üretiyor. Üretim yapmak ahlaklıdır, öyleyse Hürriyet Gazetesi ahlaklıdır.
"Patronu tarafından beslenen bir medya organı, bunun bedelini mutlaka öder. Hiçbir patron, spor olsun diye medya beslemez. (doğru)
" Holdinglerin, para kazanmak maksadıyla medya sektörüne de yatırım yapmaları ahlaksızlık değildir. Ama bu sektöre, gazete ve yazarları kendine fedailik etsin diye girmek ahlaksızlıktır.
Medyada şirketin çıkarlarını savunursun ama fedailik etmesin mi? demek isteniyor.
Ve Ertuğrul Bey'in "Medya Manifestosu" yorumu: "Kötü medya, iyi medyayı kovar"...
Sevgili kariler Ege Cansen'in manifestosu aslında şunu söylüyor. Doğan Holding bünyesinde faaliyet gösteren gazete, dergi ve televizyonlar, ahlaki, iyi, yazarları bağımsız medyalardır, Mehmet Emin Karamehmet'inkiler, "ahlaksız", "kötü", patronuna "fedailik" eden yazarlarla dolu "kötü" ürünlerdir. Tabii yazının hiçbir yerinde Karamehmet'ten bahsedilmiyor ama olayların Türkiye'de geçtiğini bilmeniz bile yeterli ip ucu veriyor bana kalırsa...
Benim söylemek istediğim şu; "Manifesto" ve "milat" gibi iddialı kavramlarla tanımlanan bu durumun aslında bir piyasa içi rekabet olmasına rağmen, ideolojik bir pozisyon alışmış gibi yansıtılmasının anlamı ne? Ertuğrul bey, "büyük", "iddialı" çıkarsamalar yapmaya pek sever ama, el insaf...
Paşa dedem, "esnaf kendi dükkanının önünü temizleyip, öylece taburesini kapının önüne atıp komşularına selam verebiliyorsa esnaftır" derdi. Hele bir, Ertuğrul Bey de, tavşan kanı bir çayı, ince belli bardaktan içmenin keyfini bildiğini sanmıyorum ama, manifesto yerine önce temizlik faaliyetine girişsin ona çay demlemesi benden...(NK)