Türkiye Yayıncılar Birliği Düşünce ve İfade Özgürlüğü 2023 Ödülleri, dün Yapı Kredi Kültür Sanat Merkezi’nde düzenlenen törenle verildi.
Törende yayınevi kategorisinde Güldünya Yayınları, yazar kategorisinde Yavuz Ekinci ödüle değer görülürken Özel Ödül ise Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ne takdim edildi.
Bu kapsamda yıllık Yayınlama Özgürlüğü Raporu da kamuoyuyla paylaşıldı.
Yayıncılığın iki temel unsuru
Törende Uluslararası Yayıncılar Birliği Yayınlama Özgürlüğü Komitesi Başkanı Kristenn Einarsson’un video mesajı yayınlandı, Einarsson mesajında ifade özgürlüğü açısından dünyanın durumunun iyi olmadığını vurguladı.
Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk de açılış konuşmasında yayıncılığımızın mücadele ettiği temel sorunların başında düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki engellerle birlikte yayınlama özgürlüğü önündeki yasaklar, yasal zorluklar ve baskıların geldiğini söyledi.
Kocatürk, cezaevlerinde, hastanelerde okuma yazmaya yönelik engellerin olduğunu hatırlattı ve “Yayıncılığın iki temel unsuru vardır. Bunlardan biri düşünce ve ifade özgürlüğü diğeri ise telif hakları. Evrensel kural şudur, şiddeti övmeyen her farklı fikir yayılabilir. Çoğu zaman kitaplar yasaklanıyor, yazarının haberi olmuyor ya da hakim karşısına tek başına çıkmak zorunda kalıyor. Arkadaşlarımız mahkemelere tek başına çıkmasın, dayanışma önemli" dedi.
Güldünya Yayınları'nın Genel Yayın Yönetmeni Ayşe Düzkan plaketini YAYBİR Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ali Uçar’ın elinden aldı.
Ödüllü çocuk kitabına ‘muzır neşriyat’ sansürü
Güldünya Yayınları’ndan çıkan “Morris Micklewhite ve Turuncu Elbise” kitabına Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı kararıyla “muzır neşriyat” sansürü uygulanmış ve poşette satılma kararı verilmişti.
“Bu ödülün bize, yolumuza devam etme konusunda güç ve heyecan vereceğini biliyorum” diyen Düzkan, Güldünya Yayınları’nın 2014'te Gezi Direnişinden sonra bir grup feminist tarafından kurulduğunu söyledi.
Oğlan çocuklarının da süslenme hakkı var
"Yasal süreç karardan sonra işletildi"
Düzkan şöyle devam etti:
“Değişimin mümkün olduğuna inandığımız, kendi gücümüzü hissettiğimiz bir dönemdi. Feminizm yolculuklarında romanların eşlik ettiği kadınlar olarak edebiyatın teori kadar güçlü olduğuna, kitaplarımızın yolculuklarında kadınların ve lubunyaların elinden tutacağına inanıyoruz. Kitaplarımızı seçerken özgürlük, eşitlik ve adalet fikrinin sadece Batı’nın hakkı olmadığının bilinciyle Küresel Doğu’da ve Küresel Güney’de yayınlanmış kitaplara öncelik tanıdık.
“Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı kararıyla poşette satılan kitabımızın kahramanı Morris belki kendisini oğlan gibi hisseden belki sadece süslenmek isteyen bir oğlanı anlatıyor. Ve Morris gibi benzer şeyleri hisseden kızlara ve oğlanlara diledikleri gibi büyüme cesareti vereceğine inanıyoruz.
“Biz kararı Resmi Gazete’den öğrendik daha sonra bir savcı incelemek için kitabı istedi. Yani yasal süreç karardan sonra işletildi. Kitabı Akit gazetesi hedef göstermişti."
Ayşe Düzkan ayrıca yayınevi olarak çevirmenlerine Çevbir standardında ödeme yaptıklarını ve mümkün olan her durumda kadınlarla çalıştıklarını hatırlattı.
Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülleri-Yazar kategorisinde ödül Yavuz Ekinci’ye verildi. Yavuz Ekinci plaketini Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk’ün elinden aldı.
2014’te Doğan Kitap’tan çıkan “Rüyası Bölünenler” isimli roman hakkında İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği toplatma kararı vermişti. İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği, verdiği 14 Mart 2023 tarihli kararda gerekçe olarak örgüt propagandasını göstermiş, kitabın basım, dağıtım ve satışını yasaklamıştı. Ayrıca kitabın nüshalarına el konulmasına (toplatılmasına) karar verilmişti.
Savcılığa ifade verdi
Ekinci, İstanbul Cumhuriyet Savcısı bu roman için kendisine dava açmaya hazırlandığını belirterek üç ay önce ifade verdiğini söyledi.
Yavuz Ekinci'nin 9 yıl önce basılan ve dağıtılan romanı yasaklandı
Ekinci şöyle devam etti:
“Yaşar Kemal sayesinde yüzümü kendi evime yani kendi hikâyeme çevirdim. Açıkçası ‘Rüyası Bölünenler’deki gibi bir hayatım olmadı ama ‘Rüyası Bölünenler’ benim evimin ve evimdeki insanların, geniş anlamda köyümün memleketimin yani ülkemin hikâyesidir.
"Mahkeme roman kahramanları gelsinler diye beni rehin mi alacak?"
“Bitmeyen bir bekleyiş hikâyesidir ‘Rüyası Bölünenler.’
“Roman, mahkeme kararıyla toplatılıp yasaklandığında bir açıklama yapmıştım. O açıklamayı bir kez daha hatırlatmak istiyorum:
“Roman bir kurgudur. Kurguladığım evrenin mahkemeye gerçek gelmesi benim edebiyatımın gücünü, mahkemenin de edebiyata yaklaşımını gösterir. Kurgulanmış bir yapıtın evrenine açılan dava soyuttur. Bugünün mahkemelerinde yargılayıp yasaklayıp toplatmak ise politiktir.
“Birkaç gelişme daha oldu. İstanbul Cumhuriyet savcısı bu romanı yazdığım için bana dava açmaya hazırlanıyor. Bundan üç ay önce savcının isteği üzerine Emniyet Müdürlüğüne gidip ifade verdim. Şimdiye kadar mahkeme roman kahramanlarını tutuklayıp hapse atamadı. Onlar hâlâ dışarıda, ülke, dil, sınır tanımadan dolaşıyorlar. “Merak ediyorum, mahkeme roman kahramanları geri gelsinler diye beni rehin mi alacak? Beni hapse atsalar dahi roman kahramanları geri dönmeyecekler. Çünkü ben onların umurunda değilim. Bu ödül benim için bir onurdur.”
"Zorluklara hep birlikte göğüs geriyoruz"
TGC Yönetim Kurulu üyesi Uğur Güç, plaketi Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Adnan Özyalçıner ve PEN Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Haydar Ergülen’in elinden aldı. Güç, konuşmasında “Tüm bu karanlık baskı ortamında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak cesurca gerçekleri anlatmaya çalışan gazeteciler, yazarlar, sanatçılar ve akademisyenlerle birlikte mücadele ediyor, zorluklara ve olumsuzluklara hep birlikte göğüs geriyoruz” dedi.(AÖ)