Kaderinize küserek eve dönebilirsiniz elbette. Ya da buranın yeniden üretime geçmesi için eylem düzenlersiniz. Talebiniz kabul edilebilir, veya olmadı, şansınız biraz yaver giderse, başka bir yerde istihdam edilebilme hakkı kazanır, örneğin belediyede çalışmaya başlayarak parkları sularsınız.
Diğer yandan, bir yol daha var. Örneğin tek bir kişi veya kurul tarafından alınan kapatma kararının herkesi bağlayamayacağını öne sürebilir, işyerinin artık size ait olduğunu bildirir, belediye eğer yeni çalışanlar istihdam edebilecek kadar zenginse bu imkanın kentteki işsizler lehine kullanılması gerektiğini söyleyerek kentin işsizleriyle beraber bir kampanya başlatabilirsiniz. Kazanırsanız, hayatınız eskisinden daha iyi olabilir. En azından, Arjantin deneyimi bunu gösteriyor.
İşyerinde doğrudan demokrasi
Arjantin'de patronları tarafından kapatıldıktan sonra, işçiler tarafından işgal edilerek geri alınan ve çalışanlar tarafından yönetilen 130 işletme var. Ülkenin önde gelen sanayi kuruluşları arasında yer alan IMPA alüminyum fabrikası, Zanon seramik fabrikası ve Brukman tekstil fabrikası bunların en önemlileri.
İlk örnekleri doksanlı yılların ortasındaki özelleştirme dalgası sırasında ortaya çıkmaya başlayan, ama esas olarak 2001 ekonomik krizi ertesinde yaygınlaşan bu tipteki işletmelerde, herkes yaşından, konumundan, cinsiyetinden bağımsız olarak eşit ücret alıyor ve tüm kararlar çalışanların tamamını kapsayan işyeri meclisleri tarafından veriliyor.
Hiyerarşik bir yapının bulunmadığı bu işletmelerin yönetim kademeleri ise işyeri meclisleri tarafından seçilen ve istenildiği an geri çağrılabilen çalışanlardan oluşuyor.
Çalışma Bakanlığı örnek gösteriyor
İşçilerin yönetimindeki fabrikaların yasal konumları, henüz tam olarak düzenlenmiş değil. Ama bu işletmeler, daha şimdiden toplumsal bir meşruiyet kazanmış durumdalar. Bunun en önemli kanıtlarından birisi ise, Çalışma Bakanlığı tarafından 29 Nisan - 1 Mayıs tarihleri arasında, Buenos Aires valilik binasında düzenlenecek olan sergi.
Ulusal bir nitelik taşıyan ve bu sene birincisi düzenlenmekle beraber, gelecek yıllarda tekrarlanarak gelenekselleşecek olan bu sergi, bu işletmeleri tanıtmayı, genel bir bilançonun kamuoyuna sunulmasını amaçlıyor.
Patronsuz ve bürokratsız fabrikalar yasal belirsizlikler nedeniyle uluslararası ticaret yapamamalarına, teşvik ve kredi kullanamamalarına, kimi zaman gündeme gelen polisiye baskılara karşın, kaynaklarını yalnızca üretim ve istihdamı artırmaya, çalışanların yaşam koşullarını iyileştirmeye, kültürel etkinliklere ve toplumsal hareketlerle dayanışmaya ayırmaları sayesinde, geleneksel özel mülkiyetçi/hiyerarşik işletmelerden çok daha büyük bir hızla büyüyorlar.
Örneğin işçi yönetimine geçtiği 2002 yılından bu yana daima gelişen Zanon'un 2004 bilançosunda %50 oranında üretim artışı görünüyor. (GK/TK)
Arjantin'deki "Patronsuz İşçiler" (Workers Without Bosses) hareketiyle ilgili ayrıntılı bilgi bulabileceğiniz adresler:
* Patronsuz İşçiler: workerswithoutbosses.net
* İşgal Et, Diren, Üret: The Take (Avi Lewis ve Naomi Klein'ın hareket üzerine çektikleri belgesel)
* We Are Everywhere: Küresel kapitalizm karşıtı hareketin günlüğü