Eski Arjantinli diktatör Jorge Videla, askeri darbenin ardından tutuklanan ve çoğu "kaçmaya çalışırken vurulan" 31 kişiyle ilgili olarak işkence ve cinayetten ömür boyu hapse mahkum edildi. Videla ve onunla birlikte yargılanan iki düzine eski cunta üyesi de insanlığa karşı suç işlemekle yargılanıyordu.
1976-83 arasındaki diktatörlüğün başında olan Videla silahlı solcu gerillalar ve destekçilerine yönelik binlerce kişinin öldüğü kirli savaşın da mimarı olarak kabul ediliyor.
Mahkeme sivil hapishanelerden işkenceyle sorguya tutuldukları gizli hapishanelere nakledilen tutukluların ölümünden Videla'nın suçlu olduğunu belirtti. Eski diktatörse Arjantin toplumunun Marksist bir devriminin önlenmesi için yapılanları talep ettiğini; şimdiyse ülkeyi "teröristlerin" yönettiğini söyledi.
Videla cezasını sivil bir cezaevinde çekecek. Ülkenin demokrasiye geçmesinin ardından 1985'te de insanlığa karşı suç işlemekten tutuklanmış ve ayrıcalıklı biçimde beş yıl askeri cezaevinde kaldıktan sonra dönemin devlet başkanı Carlos Menem tarafından diğer cunta liderleriyle birlikte affedilmişti.
Diktatörlük döneminin yargıçlarıyla doldurulan yargı sisteminde reform için yürütülen kapsamlı bir kampanyanın ardından yüksek mahkeme 2007'de bu afları geri çevirdi ve başkan Cristina Fernandez'in de desteğiyle gizli cezaevleri ve zorla kaybedilmelerle ilgili sorumluluğu olan eski ordu ve polis yetkililerine ardı ardına yeni davalar açıldı.
Şimdi sonuçlanan dava 85 yaşındaki Videla hakkındaki onlarcasından biri. Davada bazı sanıklar daha kısa cezalar alırken yedi kişi de suçsuz bulundu. Ülkenin kuzeyinde solcu isyancılara karşı savaşı yürüten general Luciano Benjamin Menendez'se bu davayla birlikte beşinci kez cezalandırıldı.
Davanın konusu olan 31 mağdurun çoğu silahlı sol hareketlerle bağlantıları olan öğrencilerdi. Kurtulanların tanıklıklarına göre Cordoba'daki gizli bir merkeze götürülüp elektrik şoku, tecavüz, başa torba geçirme gibi işkenceler altında sorgulanmışlardı. Soğuk hücrelerde kış boyunca çıplak tutulmuş ve suçlarını itiraf etmedikleri halde ailelerinin öldürüleceği söylenmişti.
Menendez'se silahlı grupların mağdur olarak görülemeyeceğini, silahlı militanlarla savaşmanın da insanlığa karşı suç olmadığını savundu. Videla'yla birlikte yaşananlardaki sorumluluklarını üstlendiler ancak daha kötü bir sonucu -Arjantin'in muhafazakar Hıristiyan bir toplumdan Marksist bir devlete dönüşmesini önlemek için yapmaları gerekeni yaptıklarını söylediler.
* Bu haberi Guardian'dan çevirdik.