"Anayasal sistemimize yargı bürokrasisi tarafından ağır bir darbe vurulduğunu" öne süren başbakan yardımcısı Bülent Arınç, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nu (HSYK) Anayasa va yasaları "açıkça ihlal etmek"le suçladı.
HSYK Erzincan başsavcısını soruşturan Erzurum özel yetkili savcısının yetkilerini kısıtladı. Arınç yargı reformunu yapmak istediklerini ama partiler arasında uzlaşma olmadığını belirtti; Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurul kararını desteklemesini eleştirdi.
Arınç, Erzincan başsavcısı İlhan Cihaner hakkındaki soruşturmanın Ergenekon örgütüne üyelik, tehdit ve adi suçlar"la ilgili olduğunu açıkladı. Savcının ildeki İslami yapılanmalarla ilgili yürüttüğü soruşturmanın bu durumla ilgisi olmadığını belirtti.
"Bir yargı süreci içinde hakim ve savcı birbiriyle uyumuş, ağır cezalık bir suç olduğuna karar vermiş, bu delilleri karartma endişesi taşımışsa, buna elbette bütün medyanın da saygı duyması gerekir. Hükümetin emri ve talimatıyla bu soruşturma yapılmıyor. Erzincan’la ilgili olarak başka soruşturmalar var.
"(...) Ama orada yapılan soruşturmayı, hakim ve savcıların ne yaptıklarını, bunun HSYK tarafından suç olup olmadığını tespit etmek, HSYK’nın görevi değildir. İtirazımızın nedeni budur."
HSYK'nin gerekçesi?
HSYK, kararı sadece usül yönünden aldıklarını söylese de, Arınç itirazını temellendirirken, kurulun soruşturmanın içeriğini incelemeden karar verdiğini; zaten soruşturmanın içeriğini incelemeye hakkı da olmadığını söyledi.
HSYK başkanı bu sabah yaptığı açıklamada gerekçelerini açıklayacaklarını söyledi. Gerçeker'e göre hükümet HSYK'nin yapısını değiştirmeyi hedefliyor.
Gül: AB kriterlerine göre reform
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de "çok süratli bir yargı reformu" çağrısında bulundu. Tanzanya Cumhurbaşkanının ziyaretinin ardından gazetecilerin karşısına çıkan Gül bir gazetecinin sorusu üzerine şunları söyledi:
"Ama burada hemen dikkatinizi çekerim, yargı reformu yapılırken bu çıkmaz sokak ya da kısır döngü daha çok derinleştirici bir şekilde olmamalıdır. Daha çok politize olucu, daha çok tartışıcı ve daha çok kutuplaşıcı bir şekilde asla olmamalıdır. Buna kesinlikle fırsat verilmemelidir.
"Ama o zaman bu nasıl yapılacaktır? Gayet açıktır. Türkiye AB ile tam üyelik müzakereleri yapan bir ülkedir. Bu konuda AB'nin müktesebatı, kriterleri ve standartları Türkiye tarafından süratli bir şekilde üstlenilmelidir. Bu konuda aslında bütün partilerimizin ön yargısız bir işbirliği içine girmesi çok önemlidir."(EÜ)