Genç Sivililer'in düzenlediği Nahda Zirvesi'nde konuşan The Independent Gazetesi'nin Ortadoğu muhabiri Robert Fisk, "Arap Baharı" yerine "Arap Uyanışı" demeyi tercih ettiğini, çünkü Arap ülkelerindeki devrimlerin daha yolun başında olduğunu söyledi.
Taksim Point Oteli'nde yapılan toplantının ilk oturumunda konuşan Fisk, Arap devrimlerinin Tunus'ta bir gencin kendisini yakmasıyla birdenbire değil, çok daha öncesinden başladığını belirtti.
"Mısır'da devrim beş yıl önce başlamıştı"
"2005'te Beyrut'ta, 2009'da Tahran Meydanı'nda binlerce insan toplanmıştı ve değişim istiyordu. Mısır'daki Mahalla kentinde pamuk işçileri devrimden beş yıl önce, sendikalaşarak grev yaptı. İki yıl önce de yine Hüsnü Mübarek'i devirmek istediler.
Devrim başladığında da ilk onlar sokağa dökülüp, diğerlerini çağırdı. Yani devrim Mısır'da beş yıl önce başlamıştı. Mısır ve Tunus'ta diktatörlüğe rağmen güçlü olan işçi sınıfı nedeniyle çok kan dökülmedi, ancak Suriye ve diğer ülkelerde bu sınıf güçlü değil."
Fisk, Arap uyanışında en dikkat çeken şeyin Libya, Mısır ve Tunus'taki diktatörlerin hepsinin "Biz gidersek, El Kaide ve İslamcılar gelir" demesi olduğunu ama üçünün de devrildiğini söyledi.
"Bu ülkelerdeki büyük protestoların hiçbirinde El Kaide bayrağı yoktu. Çünkü, El Kaide kendi gücünü yaşadı ve bitirdi. İslamcıların başa geleceğinden korkarken bu unsurları düşünmek lazım."
"Devrimler için biraz kaygılıyım"
Fransız devriminin giyotinle, Rus devriminin Stalin ile sonlandığını söyleyen Fisk, Arap devrimleri için de aynı kaygıyı taşıdığını belirtti ve ekledi: "Mısır'da son 24 saattir gösteriler var. İnsanlar ordunun sadece parayı elinde bulundurmasından değil, parlamentoyu da elinde tutmasından rahatsız."
Fisk, Batı'nın Arap diktatörlerini çıkarlarına göre, "iyi" ve "kötü" olarak nitelendirdiğini söyledi ve Barack Obama'nın Mübarek'in gitmesi kesinleştiğinde, gidişini desteklediğini ekledi.
"Batı Müslüman ülkelere hep demokrasi vermekten bahsediyor, hiçbir zaman adaletten bahsetmiyor çünkü o zaman diktatörlerden kurtulacağınızı düşünüyor."
"Türkiye'de basın özgürlüğü yok"
Basın özgürlüğü olmadığından da bahseden Fisk, "New York Times, tüm haberlerin resmi kaynaklara göre başlatır, o zaman NYT aradan çekilsin, resmi kaynaklar kalsın" dedi.
"Bir muhabir, İsrail'deki Netanyahu hükümetine sağ kanat dediği için okuyuculardan baskı gördü ve işinden ayrıldı. Düşünün, artık sağ kanat bile denemiyor. Antisemitik olmamak için İsrail'i eleştirmemek asla kabul edilemez."
Basın özgürlüğünün Türkiye'de de olmadığına dikkat çeken Fisk, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) girmesini desteklediğini ancak basın özgürlüğü, insan hakları sağlanmadan ve "Ermeni Soykırımı" tanınmadan, bunun mümkün olmadığını belirtti.
Nahda Zirvesi'nin programı şöyle:
13:30-15:15 Sınır tanımayan aktivistler: Suriye'deki mücadeleyi neden ve nasıl desteklemeli?
Konuşmacılar: Fawaz Zakri (Suriyeli aktivist) ve Firas Al Ghannam (Suriyeli aktivist ve gazeteci)
Moderatör: Bekir Berat Özipek (Star, Today's Zaman)
15:30-17:45 Yuvarlak Masa Toplantısı: Daha iyisini yapacağız: Devrim-sonrası Orta doğu'yu bekleyen sorunlar
Konuşmacılar: Sofiane Chourabi (Tunuslu gazeteci, Kandil dergisi), Asmaa Alghoul (Filistinli gazeteci ve
aktivist, Alghoul) ve Assaad Thebian Takreem (Sosyal medya danışmanı)
Moderatör: Prof. Dr. Abbas Vali (Boğaziçi Üniversitesi)
18:00-19:00 Avrupa Birliği'nden Sorumlu Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın Konuşmas. (NV)