BM'nin New York'ta gerçekleşen Genel Kurulu'na katılmayan Aung San Suu Kyi, bunun yerine televizyonlardan yarım saatlik bir demeç verdi.
Myanmar'ın başkenti Naypyitaw'da yaptığı açıklamada Aung San Suu Kyi, "Tüm insan hakları ihlallerini ve yasadışı şiddeti kınıyoruz. Barış ve istikrar ile ülke çapında hukukun üstünlüğünü sağlamayı taahhüt ediyoruz. İnsan haklarını ihlal eden kişilere karşı din, ırk ve siyasi konumları ne olursa olsun harekete geçilecek" dedi.
Suu Kyi, askeri operasyonlar hakkında konuşmadı, sadece 5 Eylül’den itibaren "hiç silahlı çatışma yaşanmadığını ve operasyon yapılmadığını" söyledi.
Çatışmaların ortasında kalan siviller için de derin bir üzüntü duyduğunu söyleyen Suu Kyi, Müslümanlarla konuşarak neden ülkeyi terk ettiklerini sormak istediğini dile getirdi.
TIKLAYIN - Myanmar'ın Araf Halkı: Arakan
Nobel'i geri alınsın kampanyası
Arakan Rohingya Kurtuluş Ordusu'nun, 25 Ağustos’ta Arakan eyaletindeki polis noktalarına saldırı düzenlemesi sonrası, Myanmar ordusu büyük bir operasyon başlatmış, 400 binden fazla Arakanlı Müslüman, ülkeyi terk ederek Bangladeş'e sığınmıştı.
Çoğunlukla Budistlerin yaşadığı Myanmar'da yaklaşık 1 milyon Müslüman azınlık bulunuyor.
Arakan’da insani krizin başlamasının ardından Nobel Barış Ödülü sahibi Suu Kyi'nin şiddeti engelleyecek adımlar atmaması büyük eleştirilere neden olmuştu. Nobel ödülünün kendisinden geri alınması için change.org’da imza kampanyası başlatılmıştı. Nobel Ödül Komitesi konuyla ilgili açıklama yapmak zorunda kalarak bunun mümkün olmadığını belirtmişti.
Aung San Suu Kyi kimdir?
Aung San Suu Kyi, 19 Haziran 1945'de Burma Bağımsızlık Ordusu'nun kumandanlarından Aung San ile Rangoon ile hemşire Ma Khin Kyi'nin çocuğu olarak dünyaya geldi. 1947'de babası suikastte öldürüldü. Anne Khin Kyi ise toplumsal hareketlerin öncüsü haline dönüştü.
Burma Bağımsız Birliği kuruldu. Aung San Suu Kyi'nin annesi de Burma'nın Hindistan'daki büyükelçiliğe atandı. Suu Kyi, annesiyle birlikte Yeni Delhi'de yaşamaya başladı. 1964'de felsefe, siyaset bilimi ve iktisat okumak üzere Oxford'a gitti. 1969'da lisans üstü eğitimin tamamlamak üzere New York'a taşındı. Burada eğitimini bir kenara bıraktı ve Birleşmiş Milletler'de çalışmaya başladı. 1972'de Tibetli Michael Aris ile evlendi ve onunla Bostan'a gitti. Orada da Kraliyet Dış İşleri Bakanlığı'na bağlı çalışmaya başladı. 1973'te çift, oğulları Alexander'ın doğumu vesilesiyle Britanya'ya döndü. Michael Oxford Üniversitesi'nde Tibet ve Himalaya Dilleri kürsüsünde ders vermeyi kabul etti. Suu Kyi, babasının yaşam öyküsünü kaleme aldığı kitabı 1984'te yayımladı.
1988'de Burma'da iç karışıklık başladı. Askeri rejime karşı toplu ayaklanma gerçekleşti, ayaklanma ordunun binlerce masum insanı öldürmesiyle bastırılabildi. Suu Kyi, Burma hükümetine açık mektup yazarak çok partili seçimlere gidilmesi talep etti.
Suu Kyi, National League for Democracy partisini kurdu ve NLD'nin ilk genel sekreteri olarak seçildi. Ancak bir süre sonra Suu Kyi ev hapsine mahkum edildi. 1990'da NLD bütün baskılara rağmen oyların %82'ni alarak seçimi kazandı. Askeri hükümet sonuçları kabul etmedi. Suu Kyi'nin çabaları 1990'da Rafto İnsan Hakları Ödülü aldı. 1991'de "demokrasi ve insan hakları için verdiği şiddetten uzak mücadele" nedeniyle Nobel Barış Ödülü'ne layık görüldü. Askeri yönetimin ülkesine tekrar girmesine izin vermeyebileceği endişesiyle Oslo'da ödülü onun yerine oğlu Kim teslim almıştı. Suu Kyi’nin Londra'da prostat kanseri tedavisi gören eşini son kez görme isteği hükümet tarafından reddedildi.
Çeşitli aralıklarla 2010'a kadar ömrünün neredeyse 15 yılını evinde hapis olarak geçirdi. Myanmar'da 2015 yılında, 25 yıl aradan sonra yapılan ilk özgür seçimleri Ulusal Demokrasi Birliği (NDL) kazandı. NLD lideri Aung San Suu Kyi'nin çocuklarının yabancı ülke vatandaşı olması, anayasa uyarınca devlet başkanlığını engellendi. Aung San Suu Kyi buna karşılık kabinede dört koltuğu birden üstlendi. Göreve geldiğinden itibaren hem NDL hem de Suu Ki, Arakanlılarla ilgili insan hakları nedeniyle eleştirildi. (NV)