Gazeteci-yazar Musa Anter (Apê Musa), 20 Eylül 1992'de JİTEM tarafından katledildiği Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesinde bulunan Cumhuriyet Mahallesi 442’nci Sokak’ta anıldı.
MA'daki habere göre, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği'nin (MKG) yaptığı anmaya, Anter’in oğlu Dicle Anter'in yanı sıra çok sayıda siyasetçi ve gazeteci katıldı. Anmada Apê Musa'nın fotoğrafları taşındı.
Müftüoğlu: Katiller aklandı
Anmada konuşan DFG Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu, Anter’i katleden JİTEM’in arkasında siyasi güçlerin olduğunu kaydetti.
Faillerin cezalandırılmadığına dikkati çeken Müftüoğlu, şöyle dedi:
"Katiller, bugün bu iktidarda bulunan isimler tarafından aklandı. Bugünkü iktidar bu katliama ortak oldu, suçluları akladı. Bu coğrafyada katliamlar, Kürt'e dayatılan soykırım gerçekliği var. Bunun dünyaya duyurulmasının önüne geçmek için Apê Musa katledildi. Sonrasında onlarca gazeteci katledildi, hapsedildi, gazeteleri bombalandı. Bugün Nagihan Akarsel’i, Gülistan Tara’yı katlederek devam ediyorlar. Kürt gazeteciler ise bu gerçekleri, halkın gerçekliğini yazmaya devam ediyor. Gerçekleri dünyaya duyurmak için mücadele ediyoruz. Apê Musa'nın ardılları mücadeleyi sürdürdü. Özgür Basın baş eğmedi, eğmeyecek.”
“Anter’in generalleri yola devam ediyor”
Dicle Anter, babasının planlı bir şekilde katledildiğini söyledi. Katliamı "Kürt gazetecilerine dönük büyük bir darbe” olarak nitelendiren Anter, “Bu bir insanlık suçuydu” dedi.
Anter, “Çete anlayışı ile çalışan kişiler, kurumlar kendi başlarına değil, Ankara’dan bu cinayeti planlamıştı. Kürt basınına karşı yapılan bu büyük darbeye karşı Musa Anter’in generalleri her türlü zorluğa karşı fedakârlıkla, cesaretle yollarına devam ediyorlar" diye kaydetti.
“Kalemini yerde bırakmayacağız”
Gazeteci Hüseyin Aykol, "Kimler öldürdü, biliyoruz. Acımız da öfkemizde hala sıcak. Bunu biz daha sonra gazeteler çıkararak, ajanslar kurarak, televizyon yayınları yaparak gösterdik. Onun kalemini yerde bırakmadık, bırakmayacağız da” dedi. Aykol, Federe Kürdistan Bölgesi'nde 23 Ağustos’ta Türkiye’nin hava saldırısında hayatını kaybeden gazeteciler üulistan Tara ile Hero Bahaddîn’i andı.
“Unutmuyoruz”
DEM Parti Diyarbakır İl Eş Başkanı Gülşen Özer de şunları söyledi:
"Apê Musa’nın arkadaşlarının, ardıllarının başı sağ olsun. Failleri belli ama bu sistem onları savunuyor. Savunduğu için her sene burada anmaya devam edeceğiz. Onun ardılları durmuyor. 32 yıl önce Apê Musa’yı katlettiler, bugün Narin’i. Failleri belli" dedi.
Anmaya katılanlar daha sonra “Şehid namirin" ve “Özgür basın susturulamaz” sloganlarıyla Apê Musa’nın katledildiği yere kadar yürüdü.
Saygı duruşunun ardından Apê Musa’nın fotoğrafının bulunduğu yere karanfiller bırakıldı.
Musa Anter davasında gerekçeli karar açıklandı
Musa Anter'in oğlu Dicle Anter: Babamı ikinci kez öldürdüler
Anter Ailesi: 30 yıldır mahkeme değil tiyatro kurmuşlar
Musa Anter cinayeti
Gazeteci-yazar, Kürt düşünür. 1920'de Mardin Nusaybin'in Zivingê (Eski Mağara) köyünde doğdu. İlkokulu Mardin'de, ortaokul ve liseyi Adana'da okudu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni yarıda bıraktı.
TIKLAYIN - Musa Anter cinayeti
İlk gözaltına alınması öğrencilik yıllarında Dersim İsyanı sırasında oldu. Devrimci Doğu Kültür Ocakları, Halkın Emek Partisi, Mezopotamya Kültür Merkezi ve İstanbul Kürt Enstitüsü'nün kurucuları arasında yer aldı.
Hukuk Fakültesini üçüncü sınıfta bırakınca Şark Postası ve Dicle Kaynağı'nda yazmaya başladı. İleri Yurt gazetesindeki Kürtçe şiiri 'Qimil/Kımıl' sebebiyle 1959'da cezaevine konuldu ve ünlü 49'lar davasında idamla yargılandı. 1963'te cezaevinde yattı, 1967'de sürgüne gönderildi, 1971 ve 1980 askeri darbelerinde cezaevine girdi.
Anter hayatı boyunca İleri Yurt, Dicle-Fırat, Barış Dünyası, Deng, Yön, Azadiye Welat, Yeni Ülke, Özgür Gündem, Rewşen ve Tewlo'da yazdı, yedi kitap ve Kürtçe-Türkçe Sözlük yayımladı.
20 Eylül 1992'de Kültür-Sanat Festivali için bulunduğu Diyarbakır'da festivale katıldı, kitaplarını imzaladı. Akşam Cumhuriyet Mahallesi'nde yeğeni gazeteci-yazar Orhan Miroğlu ile birlikte silahlı saldırıya uğradı. Anter öldü, Miroğlu yaralandı.
Abdülkadir Aygan, 2004'te "İtirafçı Bir JİTEM'ci Anlattı" adlı kitabında Anter cinayetiyle ilgili Binbaşı Ahmet Cem Ersever, "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım, Mustafa Deniz, "Hogir" kod adlı Cemil Işık, Suriye İstihbarat Örgütü El Muhaberat'ın eski elemanı Neval Boz, JİTEM Telsiz Kumanda Merkezi'nde görevli Ali Ozansoy, JİTEM Tim Komutanı Savaş Gevrekçi ve "Şırnaklı Hamit"in adını verdi.
Davanın seyri
JİTEM'e ilişkin 1999'da hazırlanan 11 sanıklı iddianame ile 2005'te hazırlanan 5 sanıklı iddianamenin 2010'da birleştirilmesiyle "JİTEM Ana Davası" ve Musa Anter'in öldürülmesine ilişkin 2013'te başlatılan dava birleştirildi.
Ardından Dersim'de 1992'de evinin önünden "Beyaz Toros"a bindirilerek kaçırılan ve o dönem JİTEM'e bağlı çalışan "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım tarafından işkence yapılarak öldürüldüğü belirtilen Ayten Öztürk'ün Elazığ 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dosyası, Musa Anter ve JİTEM Ana Davası ile birleştirildi.
Birlşetirme öncesince eski JİTEM tetikçisi Abdülkadir Aygan'ın fail olarak işaret ettiği Hamit Yıldırım 29 Haziran 2012'de gözaltına alındı. Hamit Yıldırım 2 Temmuz 2012'de tutuklandı. 5 yıllık tutukluluğun ardından da serbest bırakıldı.
21 Eylül 2022'de Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi Anter ailesi avukatlarının davanın insanlığa karşı suç kapsamında görülmesi talebini reddederek Savcı'nın zamanaşımı gerekçesi doğrultusunda davayı düşürdü. Karar Anter ailesi ve izleyenlerce tepkiyle karşılandı.
TIKLAYIN - Zamanaşımı uygulanması, hukuken neden yanlıştı?
Davayla ilgili iddianame, suçlamalar, kaç kişinin yargılandığı ve yargılama sürecine dair detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
(EMK)