Almanya, Avusturya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Hollanda, İsveç ve İngiltere'deki partilerden 28 Türkiye kökenli adayın katılacağı ve beş yılda bir yapılan seçimler Pazar günü sona erecek.
Almanya'daki Sosyal Demokrat Parti'den (SPD) önceki dönemde AP parlamenteri olan ve bir kez daha adaylığını açıklayan Ozan Ceyhun'a göre, seçim çalışmalarında Almanya'daki geniş bir kesimden destek görmesi, Türkiye'ye karşı önyargıların ve olumsuz tavırların geçersizleşmeye başladığının göstergesi.
Ceyhun, sosyal demokratlara ve Türkiye kökenli adaylara verilecek oyların, Avrupa içinde çok kültürlü bir yapı oluşmasına oy vermek anlamına geldiğini söylüyor.
Yeşiller'den AP adayı olan Mehmet Kılınç, AP'nin önümüzdeki dönemde yasama yetkilerinin artacağına, bu nedenle Türkiye'nin AB üyeliğini savunan adayların parlamentoya girmesinin önem kazanacağına değiniyor.
Kılınç, Zana'nın tahliyesinin, bir sembol olması açısından öneminden söz ederken, bu tip olumlu gelişmelerin AP'de dile getirilmesinin önemli olduğunu belirtiyor.
Hollanda'da bugün gerçekleşen seçimlere CDA'dan (Hıristiyan Demokrat Parti) aday olan Osman Elmacı ise, Almanya'daki Hıristiyan birlik partilerinin Türkiye'nin AB üyeliğine yönelik görüşlerini paylaşmadıklarını vurguluyor.
Sosyalist Parti'den aday olan Nuh Demirbilek, AB'yi bir sosyal birlik olarak gördüklerini ve neo-liberal politikaların uygulamaya konacağı bir birliğe karşı, sosyal hakları öne çıkaran bir yapıyı savunduklarını söylüyor.
Ceyhun: AP'de Türkiye'yi anlatacağım
* AP'ye aday olan Türkiye kökenliler parlamentoda Türkiye'nin AB üyeliği konusundaki çalışmalarını duyurma görevini de üstleniyorlar. Mehmet Ali Talat'ın Kıbrıs konusundaki görüşlerini AP parlamenterleriyle paylaşabilmesi için toplantılar düzenlemek bunun bir örneği.
* Leyla Zana'nın da arasında olduğu eski DEP milletvekillerinin tahliye edilmesi, Türkiye'nin üyeliği önündeki bir sorunu daha ortadan kaldırmaya yönelik bir gelişme.
* Hrıstiyan Demokrat'larla Türkiye'nin AB üyeliğini farklı platformlarda tartışıyoruz. Göçmenler konusundaki ayrımcı tavırları yeni değil. Ancak Almanya'da yaşayanların SPD'ye ve Türk kökenli bir parlamentere oy vermesi, Türkiye'nin de içinde olduğu, sosyal demokrasiyi temelinde farklılıkları ele alan bir Avrupa'nın kabulü anlamına gelecek.
Kılınç: Türkiye'nin engeli yalnızca insan hakları değil
* AB anayasası taslağında AP'nin yetkilerinin arttırılması, aday ülkelerin üyeliklerinin onaylanmasında AP'nin yetki sahibi olması gibi önemli değişiklikler var. Anayasanın kabulü halinde, yabancı kökenli yurttaşların hakları ve daha harmonize bir Avrupa için AP'de daha çok söz sahibi olabileceğiz.
* Türkiye'nin AB adaylığının kültür şovenizmine bağlanarak tartışıldığı bir dönemde AP'ye aday oldum. Çoğu bölgede afişlerimizin üzerine "O sadece bir Türk" gibi aşağılama anlamı taşıyan sözler yazıyorlar. Politikamızı kurban rolüne bürünerek değil, farklılığın nasıl kabul edileceği üzerinden yapıyoruz. Göçmenlerin entegrasyonu da buna dahil.
* Seçim çalışmalarımda, Avrupa'nın bir kültür birliği olduğunu, farklı dinlerin olduğu kadar, dini inancı olmayanların da Avrupası olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Avrupa bir din birliği üzerinden değil, kültür birliği üzerinden tanımlanmalıdır.
* AB'nin ekonomik yönüne bakarsak, AB ülkelerinde yasa dışı göçten, mültecilerin uyum soruna karşılaştığımız bir çok sorun, AB ülkelerinin ekonomik adaletsizliği temel alan yaklaşımlarla, Afrika ülkelerine ticari engellemelerine dayanıyor. Böylece o ülkedeki insanlara mülteci olmaktan başka hiçbir şans bırakmıyorsunuz. AB'nin başka insanların da ekonomik refahını düşünen bir ekonomi politikası benimsemesi gerektiğini savunuyoruz.
* AP'deki Türkiye kökenli parlamenterler, Türkiye'nin AB sürecindeki çabalarını duyurma konusunda, Türkiye'yi daha iyi takip ettikleri için şanslılar. Leyla Zana ve arkadaşlarının tahliyesi ifade özgürlüğü ve insan hakları konusunda bir sembol olmaları bakımından önemli. Tahliyeler Türkiye'deki reformların hayata geçirildiğini gösterdi. Tabii ki tahliyeden sonra serbest bırakılmalarını da bekliyoruz.
* Türkiye, AB'ye uyum sürecinde sadece insan haklarına yönelik yasalar geçirmekle değil, namus adına işlenen cinayetlerin önlenmesi, kadınlara yönelik pozitif ayrımcılığın uygulamaya geçmesi, eğitimin ve sağlığın eşit, kaliteli ve ücretsiz hale getirilmesine yönelik adımlar atmalı.
* Türkiye AB görüşmelerinde kesin tarih aldığı ve AB ile ilişkilerini ekonomik anlamda da ilerlettiği zaman gerekli yasal değişiklikleri yapmayı hızlandıracak.
* AB bir barış inisiyatifidir. Avrupa kapalı bir blok olmadığı için, AB anayasasındaki çoğulculuk temelinde yapılanması için Türkiye'nin birliğe üyeliği çok önemli.
Elmacı: Farklılık ve hukuk temelinde bir AB
* Hollanda'da ilk aldığımız sonuçlara seçimlere yüzde 40 varan oranda bir katılım sağlandı. Katılım az olarak görünse de AP, üye ülkelerdeki yasalarını etkileyen bir organ olduğu için önemli.
* Yabancı kökenli yurttaşların büyük bir seçmen kitlesi olmasına karşın AP'de az sayıda temsil edildiğini görüyoruz. Bu seçimde 30'a yakın Türkiye kökenli adayın olması, listelerin alt sıralarında yer alsalar bile, olumlu bir gelişmedir. Tabii ki Türkiye kökenlilerin seçimlere katılımı bu bağlamda önem taşıyor.
* Almanya'daki Hıristiyan Demokratların Türkiye'nin üyeliği konusundaki görüşlerine katılmıyoruz. Buradaki seçim çalışmalarımda ve Türkiye'deki görüşmelerimde hep partimizin görüşünün de benzer olup olmadığı sorusuyla karşılaştım. Sosyal demokrat değerleri farklı kesimlerin eşit haklara sahip olduğu bir AB'yi savunuyoruz.
* Avrupa'da 11 Eylül'den sonra ortaya çıkan teröre karşı mücadelenin faşizme varan bir boyuta ulaşmaması için, sağduyulu insanlar hukuku temel almalı ve bunu diğer kültürleri kabul etmeyi içselleştirmeye çalışarak yapmalı.
* AB ülkelerinde ekonomik sorunların kaynağı olanak hep yabancılar gösteriliyor. Benzer anlayışların aşılması için hem ülke hem AP düzeyinde farklı kökenden yurttaşların yer alması gerekli. Tabii ki göçmenlerin haklarının korunması her kesimden insanın öne çıkardığı bir konu olmalı.
Demirbilek: Sosyal hakların Avrupası
* Hollanda'da seçim sonuçları kesinleşmedi ama seçimlere katılımın az olduğunu öğrendik. Seçim çalışmalarımız sırasında Türk bayrağının ve ırkçı sloganların yer aldığı afişlere rastladık. Burada yaşayan Türkiye kökenlilerin oy potansiyelini sağcı partiler bir karşıtlığı öne çıkarak, diğer partiler de listelerini güçlendirmek ve çeşitlendirmek için Türklere yer vermeye çalışarak yapıyor.
* Seçim çalışmalarında ve tartışmalarda Türkiye'nin AB üyeliği sıkça tartışılıyor. Türkiye, AB'nin siyasi kriterlerini önemli ölçüde yerine getirdi. Bundan sonraki gelişmeler müzakere sürecini hızlandırılmasına bağlı. Eski DEP milletvekillerinin bırakılması bu süreci çabuklaştırdı.
* Türkiye AB üyesi olursa, nüfusu nedeniyle AP'de çok sayıda parlamenterle temsil edilecek. Bu bir çok partinin çekindiği bir konu.
* Sosyalist Parti olarak AB'yi konuşurken, sosyal ve ekonomik hakların eşit olduğu bir Avrupa'ya ve Türkiye'ye evet diyoruz. Neo-liberal politikalars, ortak para birimine geçişin uygulamasına, işsizlik oranının artmasına, sigorta ve emeklilik haklarındaki sıkıntılara karşı sosyal bir Avrupa diyoruz. AB'nin bir din birliği üzerine kurulmasına karşıyız, Avrupa dini inancı olmayanların da Avrupa'sıdır. (ÖG/EÜ)