Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği yaptığı basın açıklamasında Prof. Dr. İhsan Doğramacı'nın Yüksek Öğrenim Kurumu (YÖK) Başkanlığı'nın, bu ülkenin üniversitelerinin sahibi olduğunu düşündüğü bir dönem olduğuna dikkat çekti ve "kendisi gibi düşünmeyen öğretim üyeleri, öğrenciler ve memurları üniversiteden, kendilerini var ettikleri coğrafyadan ve iklimden sürerek, 1402'likleri de demokrasi ayıbı olarak bu ülkeye armağan etti" dedi.
Dernek açıklamada, Doğramacı'nın üniversiteleri askeri kışlaya çeviren ve aradan geçen 25 yıla rağmen hala değiştiremediğimiz dışı sivil içi asker anlayışlı YÖK düzeninin kurucusu olduğunu belirtti.
"Bugün üniversitelerimiz, Prof. Dr. İhsan Doğramacı'nın sarf ettiği büyük gayret sonucu kışla/devlet dairesi anlayışıyla dünya bilim camiası dışındaki yerini almıştır."
Dernek, "Doğramacı'yı özgür, özerk, demokratik üniversiteyi yok ettiği için, suçluyoruz" diyor ve TBMM Başkanlık Divanı'nı kararı iptal etmeye, duyarlı ve yetkili kurumları TBMM Başkanlık Divanı'nın onur ödülünün verilmesine engel olmaya davet ediyor.
Boğaziçi Üniversitesi'nden TBMM Başkanlığı'na Açık Mektup:
TBMM Başkanlık divanının bu yıl Onur Ödülünü Prof. Dr. İhsan Doğramacı'ya vermeyi kararlaştırdığını büyük üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz. Prof. Doğramacı, 12 Eylül YÖK'ünün baş mimarı ve uygulayıcısıdır.
Genel olarak 12 Eylül rejiminin, özel olarak da 1402 sayılı yasanın üniversitelerde yapmış olduğu hasarın ağır bilançosu ortadadır. Üniversiteler tam despot bir denetim altına alınmış, yüzlerce öğretim elemanı soruşturulmuş, tutuklanmış, hatta soruşturulmaya bile gerek duyulmadan üniversiteden uzaklaştırılmıştır. Birçok öğretim elemanı ise istifa etmek zorunda kalmıştır.
Üniversitenin havası-suyu olan özerklik ve özgürlük ortamı yerle bir edilmiştir. 12 Eylül ve onun YÖK'ünün açmış olduğu derin ve sistemik yaralar, çeyrek yüzyıl sonra bugün bile üniversitelerimizde ciddi hastalıklar yaratmaya devam etmektedir.
Ülkedeki özerk, özgür, demokratik, çağdaş üniversite çabaları büyük bir darbe almış, bu evrensel üniversite idealine tamamen zıt bir ortamda genç kuşaklar yetişmiştir. Üniversiteyi sürekli denetim altında tutulması gereken potansiyel bir suçlu gibi gören despotik YÖK anlayışı, üniversitenin onur ve özgüvenini de yok etmiştir.
Böyle bir iklimde, özgür akla ve bilime dayalı yaratıcı araştırma ve gerçek "yüksek" öğrenim tabii ki yeşerememektedir. Yukarıda özetlediğimiz yanlışlar, zararlar ve haksızlıklarla dolu karanlık süreçte Prof. Doğramacı'nın çok ciddi rolü ve sorumluluğu olmuştur.
Milletin meclisinin ve onun başkanlık divanının 'Onur' ödülünü Prof. Doğramacı'ya vermesi hem şaşılası bir unutkanlık işareti hem de büyük bir çelişkidir. 12 Eylül darbesinde yapılanların hesabını sormak bir yana, cunta döneminin 'üniversite projesinin' baş mimarı olan bir kişiye TBMM Onur Ödülü verilmesini anlamak gerçekten mümkün değildir.
Başka bir boyutta, Prof. Doğramacı'nın en ünlü yayını 'Annenin Kitabı' ülkemizdeki belki ilk ve en ciddi 'bilimsel aşırma' (intihal) iddialarına yıllardır konu olmuştur. Bu kitap ile dünyaca meşhur Dr. Benjamin Spock'ın 'Baby and Child Care' adlı kitabı arasında, ancak bir 'çeviri' kitabında olabilecek sayıda tıpatıp benzer bölüm, paragraf ve cümleler vardır. İngilizce bilen herhangi bir kişi iki kitabı karşılaştırmalı okuduğunda, benzerlikler hemen görülecek kadar barizdir.
Prof. Doğramacı bu kitabı bir özgün eser olarak ülkemizde yayınlamış ve büyük ününü ilk olarak bu kitapla elde etmiştir. Bu kocaman bilimsel aşırma sorusu da, ülkenin en yüce kurumunun, en yüce ödülünü vermeden önce çok iyi düşünmesi için ikinci bir ciddi nedendir.
Yüce meclisin bu konuyu tüm boyutlarıyla tekrar ele alıp tartışması ve tarihe geçecek olan bu yanlış karardan vazgeçmesi dileği ve umuduyla, gereği için en derin saygılarımızla sunarız.
Boğaziçi Üniversitesi'nden 109 öğretim üyesi: Yaman Barlas, Esra Mungan, Alp Eden, Aslı Tolun, Refik Güllü, Betül Tanbay, Ferit Öztürk, Ali Kerem Saysel, Cem Say, Ferhunde Özbay, Alpar Sevgen, Yıldız Silier, Kuban Altınel, Aslı Göksel, Sema Öğünlü , Günizi Kartal, Cüneyt Argun, Genç Selcan Kaynak, Cevza Sevgen, Günar Evcimen, Oya Köymen, Aysen Candaş Bilgen, Fikret Adaman, Zeynep Uysal, Sakine Çil, Taha Parla, Ali Kaya, Leyla Tiryakioğlu, Pınar Yolum, Eşref Eşkinat, C. Emre Alper, Oya Pınar Ardıç, Burçay Erus, Erhan Altunel, İsmail Kaplan, Koray Calışkan, Çiğdem Kafesçioğlu, Ahmet Ersoy, Işık Aytaç, Tunga Güngör, Fatma Gök, Kadri Özçaldıran, Ali Tamer Ünal, Kıvanç İnelmen, Şemsa Özar, Cengiz Yılmaz, Nevra Necipoğlu, Aslı Özyar, Reşit Canbeyli, Güler Fişek, Saliha Paker, Ayşe Buğra, Gökhan Özertan , Özlem Öğüt, Aybek Korugan, Ercan Balıkçı, Ayfer Bartu Candan, Cengiz Kırlı, Zafer Yenal, Emre Köse, M. Asım Karaömerlioğlu, Arzu Çelik, Taner Bilgiç, Gürol Irzık, Deniz Tarba Ceylan, Nejla Osseiran, Ayşe Mumcu, Biray Kırlı, Nadir Özbek, Nuri Ersoy, Gülen Aktaş, Nazan Üstündağ, Binnaz Toprak, Sibel Sakacı, Gülcan Erçetin, Kuyaş Buğra, Cem Behar, Mufide Pekin, Deniz Albayrak-Kaymak, Murat Akan, Mine Nakipoğlu, Günay Anlaş, Meltem Ahıska, Senem Yıldız, Burak Gürel, Rıfat Okçabol, Begüm Özkaynak, Gül Sosay, Devrim Güven, Aydın Pesen, Merâl Demirel, Dilek Dizdar, Belgin Altop, Zuhre Aksoy, G. Gulsun Arıkan, Şebnem Bahadır, Edhem Eldem, Meltem Toksöz, Dilek Demirci, Olcay Akyıldız, Z. Hande Sart , Ünal Zenginobuz, Nükhet Sirman, Haluk Bingöl, Sevgin Akış Roney, Serra Müderrisoğlu, Karanfil Soyhun, Ercan Alp, Ayşe Caner (NZ/AÖ)