Gazeteci Ahmet Şık ve Nedim Şener'in gözaltına alınmasına tepki gösteren Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'nin (TMMOB) çağrısıyla 40 kadar meslek ve emek örgütü Antalya'da basın açıklaması yaptı.
Tarihi Hadrianus Kapısı önünde toplanan 500 kadar katılımcı "Ahmet Çıkacak, Yine Yazacak!", "Ahmet, Nedim Onurumuzdur", "Özgür Basın, Demokratik Türkiye" sloganları eşliğinde Kalekapısı Meydanına kadar yürüdü.
Ahmet Şık'ın annesi Fatma Şık ve ağabeyi Yrd. Doç. Dr. Bülent Şık'ın da katıldığı basın açıklamasını ÇGD Akdeniz Şube Başkanı Bünyamin Tokmak Okudu.
"Ahmet'e yönelen "resmi şiddet" istisnai değildir"
Şık'ın "İmamın Ordusu" ismini vereceği kitabının daha basılmadan tüm kopyalarıyla birlikte toplatılması kararı ile toplumun her kesiminden yurttaşların endişe yaşadığını ifade eden Bünyamin Tokmak, "Her fırsatta birilerinin 'temel hak ve özgürlükler' vurgusuyla gözünden akıttığı yaşların, timsah gözyaşları olduğun artık tüm gerçekliğiyle karşımızda durmaktadır" dedi.
Yaratılmak istenen polis devletiyle farklı kesimlerde ortaya çıkan "korkuyu" istisnaileştirme çabalarının gerçeği yansıtmadığının bir kez daha görüldüğüne dikkat çeken Bünyamin Tokmak açıklamasına şöyle devam etti:
* Yıllardır eşitlik, özgürlük talepleriyle demokratik bir yaşamı savunan tüm muhalif kesimlere yönelen bu baskı ve susturma operasyonları, bu kez en çarpıcı haliyle karşımıza çıkmıştır. Bu sebepledir ki Ahmet Şık'ın kişiliğinde düşünce ve ifade özgürlüğüne, yayın özgürlüğüne yönelen 'resmi şiddeti' istisnai bir durum olarak görmek yapılabilecek en büyük hatadır.
* 12 Eylül dönemini andıran bu uygulamalara 'hukukun gereği' şeklinde sözlerle meşruiyet kazandırmaya çalışanların daha iki gün önce yargının siyasallığından muzdarip olduklarını dile getirmeleri tam bir paradokstur. AKP'nin demokrasi zihniyeti düşünceleri daha ifade edilmeden yok etmekten başka bir şey değildir. 12 Eylül askeri darbesini yapanların demokratlığı kadar demokrat olanlar, kitaplardan, kitapları var eden dillerden ve düşüncelerden korkmaya devam etmektedirler.
* Nedim Şener ve Ahmet Şık'a savcılık sorgusu sırasında yazdıkları kitaplarla ilgili sorular sorulması, bu gerekçelerin inandırıcılığını tamamen ortadan kaldırdı. Ama Ahmet Şık'ın basılmamış kitabına açılan yok etme savaşı, Türkiye'de sadece gazetecilerin değil, düşünen ve yazan herkesin susturulduğu karanlık bir ortamın hazırlandığını gözler önüne serdi.
Fatma Şık: Ahmet çıkacak, kitap da çıkacak
Bünyamin Tokmak, bu operayonun kitabı basma kararı bile almamış olan yayınevinde arama ile sınırlı kalması halinde bile kabul edilemeyeceğini, basılmamış bir kitap taslağının yok edilmesinin ise dümdüz sansür olduğunu vurguladı.
Basın açıklamasına katılan Ahmet Şık'ın annesi Fatma Şık da Ahmet yazdıkları nedeniyle tutuklandığımı belirterek " Ahmet çıkacak, kitap da çıkacak" dedi. Basın açıklaması çağrıcısı meslek ve emek örgütleri Antalyalıları 2 Nisan 2011 Cumartesi saat 13:00'de Güllük PTT'sinden Ahmet Şık'a "fotoğraf gönderiyoruz" etkinliğine katılım çağrısı yaptı. (EKN/EÖ)