Binlerce yıllık kadim kent Antakya, 6 Şubat depremlerinde büyük yıkıma uğradı ve hâlâ yaralarını saramadı.
Sadece sakinlerinin değil, bu kente giden, gitmeyen hemen herkesin bir şekilde hayatına dokunmuş olan Antakya’yı, 6 Şubat öncesiyle hatırlatacak bir kısa film "Çember."
Antakyalı yönetmen Berkan Aktepe'ye göre, "filmi özel kılan olay maalesef yaşadığımız büyük felaketten önce Antakya’da son çekilen filmlerden biri olması."
Bunalımda olan yazar Aziz’in (Serhat Özcan), kendisiyle yüzleşmek için yıllar sonra memleketi Antakya’ya geri dönmesini ve ardından yaşadıklarını konu alan "Çember"in İstanbul gösterimi 3 Aralık Pazar günü, saat 14.00’da Kadıköy Sineması’nda yapılacak.[1]
Berkan Aktepe ile yönetmenlik serüvenini, Çember’i ve tabii ki Antakya’yı konuştuk.
Öncelikle sizi tanımak istiyoruz. Berkan Aktepe kimdir?
Antakya’da, neredeyse her aileden bir kişi Suudi Arabistan’da işçi olarak çalışıyor. Babam da onlardan biriydi. 1992 yılında Suudi Arabistan’da doğdum. Çok çeşitli kültürel altyapıya sahip, çok sesli ve neşeli bir ailede büyüdüm. İlköğretim ve lise öğrenimimi Antakya’da tamamladım. Gaziantep Üniversitesi Radyo-TV bölümünden mezun oldum. Aynı yıl Tanıl Arayancan’dan senaryo, Yücel Ünlü’den film yapım ve yönetim, Semir Aslanyürek’ten dramaturji dersleri aldım. Arapça olan anadilimde uzun metraj bir film çektim. 2013 yılında Antakya halkının Gezi Direnişi’ni anlatan, aynı zamanda direniş tarihine ışık tutan “Direnen Sevgi” belgeselini çektim. Özellikle bağımsız filmlerde yönetmen asistanlığı yapmaya devam ediyorum.
Antakya'nın kaydını tutuyor
Çember’e ve çekilme hikâyesine dair konuşalım. Hikâye nasıl başladı ve nasıl ilerledi?
"Çember"in hikâyesi çok eskilere dayanıyor. Yaklaşık 7-8 yıl önce hikâye sahibi Yunus uzun metraj senaryo diye tasarlamıştı. Hikâyeyi dinlemiş ve çok sevmiştim. Pandemi döneminde Yunus’un aktardığı hikâyenin güçlü bir kısa film olma özelliği taşıdığını fark ettim. Özellikle bu kısa filmi yapmamdaki amacım da Antakya’nın kaydını tutmak ve bir tür hafıza oluşturmaktı. Sonrasında hikâyeyi senaryoya dönüştürme çabalarımız başladı. O kadar heyecan duymuştum ki. Hikâyenin Antakya sokaklarıyla bağı beni en fazla etkileyen şey oldu...
Senaryo sürecini Ferhat Zidani tamamladıktan sonra 2022 yılında "Çember" filme çekildi. Bütçe bulamadık, tamamen kendi imkânlarımızla ve borçla çektik. Birçok zorluğa rağmen de inatla çektik. Bu yaptığımız filmin ne kadar doğru ve yerinde olduğunun göstergesidir. Hepimizin “iyi ki” dediğimiz anlardan biri oldu. Aşağı yukarı böyle işledi süreç. Bu film, bir dayanışma filmiydi.
Her sahnesi çok ağırdı.Filmi özel kılan olay maalesef yaşadığımız büyük felaketten önce Antakya'da son çekilen filmlerden biri olması. Filme baştan sona kadar inanan, yanımda duran, emek veren, kendini bu filme adayan bütün ekip arkadaşlarıma çok teşekkür ederim 🙏 pic.twitter.com/OBMxeUuafG
— Berkan Aktepe (@BerkanAktepe) August 22, 2023
İzleyiciler "Çember"i nerede ve ne zaman izleyebilecek?
Öncelikle 3 Aralık Pazar günü, saat 14.00’da Kadıköy Sineması’nda özel gösterimimiz var. Kasım ayında Ankara ve İzmir’deki kısa film festivallerinde gösterildi. Bununla birlikte, ulusal ve uluslararası festival başvuru süreci devam edecek. Ocak ayında Antakya’da üç noktada göstermek istiyoruz. Buna ilişkin çalışmalarımız sürüyor. Rize Fındıklı, Adana, Mersin gösterimleri yakında olacak. Filmi gösterebileceğimiz her yerde göstermek istiyoruz.
Bir nevi iyileştirme hikâyesi
Antakya, 6 Şubat depremlerinde büyük bir yıkıma uğradı. "Çember"in bu açıdan da önemli bir ‘son çalışma’ olduğunu düşünüyorum. Bugün gidip gördüğümüzde nerede olduğumuzu anlamayacağımız Antakya’dan nereleri görecek izleyiciler?
“Bazen” diyorum kendi kendime, keşke filmi çekmemiş olsaydım, deprem olmasaydı da insanlar gidip görebilseydi. Maalesef Antakya güzelliğini oluşturan tarihinden, renkli insanlarından, daracık sokaklarından, değerlerinden ve zengin yaşama kültüründen çok şey kaybetti. Bütün bu yitirilen değerlere karşın "Çember" filmi bir nevi iyileştirme hikâyesi.
İçimde her zaman insanlara iyi gelme hissine dair bir inanç taşırım. "Çember"in birbirimize iyi gelecek bir kısa film olduğunu düşünüyorum. Neleri göreceğiz? Kadim kentimizin büyüleyici ve masalsı sokaklarını, adını kendi karakterinden alan Asi nehrimizi -ki onun en büyük özelliği ise dünyada tersine akan tek nehir olmasıdır. Bunun dışında insanı başka zamana sürükleyen, o eski hikâyelere daldıran eski Antakya evleri, avlu bahçeleri ve kuşkusuz şimdilik sürpriz kalmasını istediğim birkaç yer daha var. Filmi izleyenler, Antakya’nın masalsı ve anımsatıcı dokusunu tüm güzelliği ve kuşatıcılığıyla hissedecekler.
"Depremi ve Antakya’yı unutmayın"
Antakya’ya dair yeni çalışmalarınız olacak mı?
Ben Antakya aşığı biriyim, hatta çevresi tarafından defalarca uyarılan bir “Antakya milliyetçisi.” Bugüne kadar çektiğim her şey Antakya’yla alakalı; Gezi belgeseli, ana dilimiz olan Arapça filmler ve son olarak "Çember." Tahmin edebileceğiniz üzere çok fazla anım var. Bu kentin büyüsünü solumuş, masalsı sokaklarında koşturmuş, sıcaklığını hissetmiş biri olarak ruhumun en derinlerinde, bedenimin en küçük hücresinde dahi yalnızca Antakya’nın anısı var.
Antakya’nın büyülü dokusu âşık eder herkesi! Bana ilham ve cesaret veren, beni sinemacı yapan doğasıyla, dokusuyla, tarihiyle, neşeli insanıyla Antakya’nın ruhunun ve kardeşlik uyumunun üretim açısından fevkalade pozitif bir etkisinin olduğunu atlamamak gerektiğini düşünüyorum. Genç bir sinemacı olarak Antakya’dan kopmak mümkün değil, orası benim için çok besleyici bir yer. Tabii ki sinema yolumda her daim Antakya hikâyelerim öncelikli olacak. Gelecek yıl içerisinde Antakya’yla ve insanıyla yurtdışında çalışma ve gurbet sorunuyla alakalı bir belgesel çalışması planım var.
Son olarak eklemek istediğiniz bir husus var mı?
Yüreğimdeki yarayı iyileştiremiyorum. Sahipsizliğimize söz bulamıyorum! Kent yaşamı ile ilgili, barınma, eğitim ve sağlıkla ilgili problemler her geçen gün daha da geriye gidiyor. Kimsenin acılarımızı, yaralarımızı, ölülerimizi unutmasına izin vermeyin. Hâlâ çok eksik var. Çok fazla kaos var. Çok fazla çözülmesi gereken şey var. Depremi ve Antakya’yı unutmayın, unutturmayın!
Dipnot:
[1] "Çember" film ekibinin de katılacağı gösterime bilet almak için +90 507 766 50 62 telefon numarasını arayabilir ya da [email protected] adresine e-posta atabilirsiniz.
(VC/AÖ)