"Benim tanık olduğum en çirkin seçimler yaşanıyor. Yerel adaylar son üç günde açıklandı. Piyasa kuruldu; partilerce hangi aday daha fazla para aktarabilir, bu gözlendi. Küçük bir belgede 10 bin doları partisine ödeyebilen aday gösteriliyor. Projeden çok, 'tamam partiler kötü ama adayları iyidir' mantığı hakim...Aday da kendi partisiyle öne çıkmaktan çekiniyor."
Gazeteci Bereket Kar, Antakya'daki yerel seçim hazırlıklarını bianet'e aktarırken bundan duyduğu rahatsızlığı da gizlemiyor.
22 Temmuz 2007 Genel Seçimleri'nde bağımsız blok adayı Sosyalist Emek Hareketi'nden (SEH) Kar, kurdukları Barış ve Demokrasi Platformu'yla aslında amacın 29 Mart seçimlerine ortak aday çıkarmak olduğunu ancak görüş ayrılıkları nedeniyle bunda başarısız olunduğunu ifade etti.
Seçimde "AKP'yi düşürmek için CHP'ye destek verelim" ve "yerel seçim ayrı, genel seçim ayrıdır" anlayışlarının hakim olduğunu ifade eden Kar, "Kendi adayını bırakıp başka adayların peşine takılmak, devrimci güçlere de sirayet etmiş. Kendi yerlerini boşalttılar, CHP, DSP, AKP, MHP ve diğer partiler içinde parti savaşına giriştiler" şeklinde konuştu.
Filin Kurtuluş Örgütü'nün haber ajansında altı yıl çalıştıktan sonra, bir yandan Ortadoğu konusunda yorum ve analiz yazıları yazan, diğer yandan da Arapça çevirmenlik yapan Kar'la ilgisizliğe terk edilmiş Antakya'da heyecansız görünen seçim hazırlıklarını konuştuk:
Antakya'da seçim havası nasıl?
Yıllardır partilerde vaatlerin ötesine geçmeyen bir çalışma tarzı var. Adaylar da partileriyle öne çıkmaktan çekiniyorlar. Partilerinin kirlendiğini bilmelerine rağmen orada duruyorlar. "Ben aslında bu partiden değilim, kazanınca çekileceğim" şeklinde propaganda dahi yapılabiliyor...Projelerden çok burada, "Partiler tamam kötü ama adayları iyidir" mantığı hakim. Biz "şahsiyetlerin oturduğu zemine bakın, sonuçta kirlilik partilerinde değil midir" desek de...
Türkiye'nin yakıcı sorunlarla ilgili hiçbir başkan adayının projesi yok. Bir Kürt sorunu mudur, bir barış sorunu mudur, bir Alevilik sorunu mudur, bir işsizlik sorunu mudur?...Genelde olup bitenler üzerinden birbiriyle atışma, birbirine çamur atmalar diz boyu...AKP, yoğunlukla Arapların ve Alevilerin genişçe yaşadığı bu bölgede küçük beldelere kadar aday göstermiş durumda...Diğer yerler kadar olmasa bile, AKP ve CHP'de el atından rüşvet olayları yaygın...
Başbakan Arapça TV yayın müjdesi vermiş?
İnsanların buna ilişkin bir inancı yok. Herkes "kullanma" sözcüğünü telaffuz ediyor. AKP'li olsun olmasın, " bu partiyi kullanalım, başka parti yok, ne yapalım" şeklinde bakıyor...
Adaylar kimler peki?
AKP adayı Lütfi Savaş üniversitede görev yapan ve yerel gazetelerde yolsuzluklarla ilgili ağza düşmüş bir kişi. Onun karşısındaysa, bir dönem önce belediye başkanlığı yapmış CHP adayı İris Şentürk var; beş yıldır uyumuş ve AKP yönetimine hiçbir eleştirisi olmamış bir kişi...
Kentimiz Türkiye'nin belki en kirli kenti olarak, kendi tarihine hiç layık olmayan bir yapılanma içerisinde... Buna ses çıkarmayan insanları yine vaatleriyle bir kez daha adaylar. Genel kanı, bunların bir şey yapmayacağı, sadece yerelde başkan olmanın nimetlerinden faydalanacakları yönünde...
İzlenimler AKP ve CHP'nin yarışta dengeli gittiği, MHP ve BBP'nin duruşluna bağlı olarak AKP'nin alabileceği şeklinde...AKP'nin kazanma ihtimali var. Arapların oylarını kerhen toplayan CHP'nin ciddi bir örgütlülüğü yok. Genel olarak basın da, rolünün gereğini yapmıyor, taraflı bir yayın izliyor. Günlük sekiz gazete ve yerel radyoların çoğu seçimde taraf tutan bir yerde duruyorlar. Reklamlar çok yaygın,...
Sorunlarla vaatler arasında fark var mı?
Antakya'nın en önemli sorunları trafik ve çevre...Park yeri bulamayan araçlar için bir düzenleme yok. Şehir içi yollar çok bozuk ve çok kirli...Ufak bir yağışla bakıyorsunuz, işyerlerini sular basıyor. 180 bine dayanan bir kentte düzensizlik ve altyapı yatırım eksikliği hakim.
Antakya, uzun süredir yatırımlardan mahrum bırakılmış bir kent...İktidarlar övünürler tarihi yanlarıyla; kent bir nevi Avrupa Birliği'ne pazarlamaya çalışılır. Çünkü etnik yapıların bir arada yaşadığı nadir yerlerden biridir. Ancak İş yatırımlara gelince, mahrum bir kent olarak kalmaya devam ediyor.
Çok yaygın bir işsizlik sorunu var ama bu başka bir şekilde göze çarpıyor. İnsanlar Körfez ülkelerinde gidip tamamen güvencesiz bir şekilde çalışıyorlar. 100 binle ifade edilen bu insanlar buraya dönecek olurlarsa açlıktan kırılırlar. Bir nebze kurtarıyor...
Antakya'daysa daha ziyade pamuk, buğday ve yağ işletmeleri yaygın ve güvenceden yoksun mevsimsel işçiler var. Diğer yandan dışarıda çalışan işçilerin aileleri de burada devletin desteğinden ve sosyal güvenliğinden yoksun. Devletin ve bu partilerin, bu işçilerle ilgili hiçbir projesi yok.
Projeler geliştirilirken yerel yönetimleri genelden soyutlayan bir politik anlayış var. Kişilere indirgenmiş politikalarla iş yapılıyor. Örneğin, Samandağ Belediye Başkanı Ali Terzi ciddi yolsuzluk suçlamalarıyla gündeme geldi. Ne partisi CHP bu suçlamalarla ilgili ciddi bir sorgulama içerisine girdi ne de insanlar sokakta CHP'nin bu yönünü sorgulamıyor. Şu anda Ali Terzi kaçak. Aşağı yukarı tüm partilerde anlayış böyle...Bir şey olmamış gibi insanlara tekrar dayatılıyor. Terzi şu anda aday değil, yerine başkası aday oldu.
İlave etmek istediğiniz bir şey var mı?
Sistem partilerini eleştiriyoruz fakat ilerici, demokratik, devrimci, sosyalist güçler olarak, en az bu partileri aşan bir duruş göstermediğimiz için ciddi bir dezavantaj içerisindeyiz. "Kötünün iyisine oy vereceğim" diyen insanlara ciddi bir alternatif gösteremiyoruz. Umarım bu durumu bir kez sefere aşacağız. (EÖ)