Bu çabaların hepsi, Irak'ın elindeki başı boş silahların yarattığı tehditten insanlığı kurtarmak içindi. Böylelikle bu çağda yaşayan insanoğlu kötü rüyalar görmekten kurtuldu. Tüm insanlık bir oh dedi(!) Diyelim ki bu silahlar vardı. Hala göremedik, ama belki bir gün görürüz.
Peki bu insanlığı tehdit eden silahlardan ABD'de ne kadar var? Bilmiyoruz. Kitle imha silahlarını bir kenara bırakacak olursak, bireysel silahlanma konusunda Amerika ne durumda?
Annenin doğumgünü hediyesi: Kalaşnikov
Geçenlerde Amerikan gazetelerinden birinde okuduğum haber durumun vahametini bir kez daha gösteriyordu. Düşünebiliyor musunuz, 15 yaşında Amerikalı bir çocuk, posta yoluyla Kanada'da yaşayan arkadaşına bir kalaşnikov marka makineli tüfek yollamıştı. Ve de haberin en can alıcı noktası silahı kimin satın aldığıydı. Amerikalı çocuğa bu silahı hediye olarak satın alan kişi kim; bir tahmin edin bakalım. O kişi, elim yazmaya varmıyor ama maalesef annesi. Evet yanlış okumadınız, annesi.
Çocuklar arasındaki bu silah alışverişi olayı ise şöyle gerçekleşmişti; iki genç internette oyun oynarken tanışmışlardı. Bu oyunlarda teröristlerle çarpışan, rehineleri kurtaran ve her türlü kahramanlığı yapan çocuklar bu arada yazışmaya da başlamışlardı. Her ikisi de silahlara bayılıyordu ve bu silahlar hakkında uzun uzun yazışıyorlardı. Her ikisi de birbirlerine bazı askeri silahlara sahip olduklarını yazarak böbürleniyorlardı.
Bu yazışmalarda sonunda ellerindeki silahları değişmeye karar vermişlerdi. Ancak değişmeden önce her ikisi de sahip olacakları silahları görmek istemişlerdi. Amerikalı çocuk kalaşnikov marka otomatik silahla bir fotoğrafını Kanada'ya, Kanadalı genç de elinde silahla bir fotoğrafını ve başka bir tüfeğin fotoğrafını Amerika'ya göndermişti. Her ikisi de gördüklerinden ikna olunca, ellerindeki bu silahları birbirlerine yolladılar.
Kısa bir süre sonra Kanada'nın Hamilton kentindeki evin kapısını postacı çaldı ve de bir paket bıraktı. Kutunun üzerinde içinde bir beysbol sopası bulunduğu yazıyordu. Kanadalı çocuğun annesi paketi aldı. İşten yorgun olarak gelmiş olan anne, kutunun üzerinde oğlunun adının değil, sadece bilgisayar "nick"inin bulunduğunu fark etmemişti bile. Ayrıca Kanada'daki annenin İngilizcesi de pek iyi değildi.
Kanada'da yaşayan aile sadece bir kaç yıl önce buraya eski Yugoslavya'dan gelmişti. Delikanlı burada Katolik okuluna gidiyordu. Öğretmenleri kendisini sakin, sıradan bir çocuk olarak tanımlıyorlardı. O güne kadar ne okul yönetiminin ne de yerel polisin çocuktan bir şikayeti olmamıştı. Kalaşnikov'u delikanlı yatak odasında, masanın altına gizlemişti.
Silahı bir süre evinde tutan Kanada'daki delikanlı sonunda bunu arkadaşlarına göstermeye karar verdi ve de okula götürdü. Daha sonra mahallelerindeki küçük kafeteryada silahını gösterdi ve de burada bazı küçük çocukları silahla korkuttu. Bir keresinde neredeyse elindeki silahı ateşleme noktasına geldi. Çünkü karşı çeteden birisi kendisini hayli sinirlendirmişti.
Bir kaç hafta sonra sınıf öğretmeni durumdan haberdar oldu ve de polisi aradı. Polis çocuğu hemen tutukladı. Daha sonra kefaletle serbest bırakıldı. Genç "savaşçı" yasak silah bulundurmak, insanları bununla tehdit etmek ve silahlı saldırıyla suçlanıyor.
Silahı yollayanı bulmak da son derece kolaydı. Paketin üzerinde adres yazıyordu. Asıl soru ABD'li delikanlının bu silahı nasıl ele geçirdiğiydi. Amerika'da bile 15 yaşındaki bir delikanlıya makineli tüfek satmak yasaktı. Amerika'da görülen mahkeme, silahı çocuğun annesinin satın aldığını ortaya çıkardı. Anne küçük oğluna hediye olarak düşüne düşüne bir makineli tüfek almayı düşünmüştü.
ABD'de Michigan eyaletinde kanunlar gençlere silah satmayı yasaklıyordu; ama anne ve babaların bunları çocuklarına hediye etmelerini yasaklayan bir madde yoktu.
Başarılı bir fikir (!): Postayla kalaşnikov
Kanada'da ise farklı yasalar bulunduğundan, kimse bir türlü bir annenin oğluna nasıl olup da silah satın alabildiğini anlayamadı. Ancak bu haber Amerikalı silahseverleri hiç şaşırtmadı. "Bir çocuğun nasıl ateş edeceğini ve avlanacağını bilmesi gerektiğini" söylediler. Amerikalıları şaşırtan konuysa başkaydı. Kanada'ya küçücük bir silah yollamak dahi son derece zordu, bir sürü bürokratik işlemi aşmanız gerekiyordu.
ABD'li silah üreticileri Kanada'ya böylesine başarılı bir yöntemle daha önce asla silah gönderilemediği konusunda birleştiler. ABD'deki kargo şirketleri sadece silah ihracatçılarından aldıkları silahları Kanada'ya götürmeyi kabul ediyorlardı. Oysa posta yoluyla bu sorun kolaylıkla aşılmıştı.
Kanadalı çocuk da, ABD'li çocuk da evlerinde davalarının nasıl sonuçlanacağını bekliyorlar.
ABD yasalarına göre özel izin almadan Amerika'dan ateşli silah göndermenin cezası 10 yıl hapis. Çocuğun yaşının küçük olması nedeniyle böylesine ciddi bir ceza alması beklenmiyor. Polis Kanada'daki çocuğun söz verdiği silahlarla alakalı herhangi bir ize ise rastlamadı. Kanadalı çocuğun evinde yapılan aramalarda hiç bir şey bulunamadı. Durum böyle olunca da Kanada'daki çocuğun ABD'ye silah göndermediğine karar verildi.
İşte çocuklarına dahi hediye olarak silah satın alan anne babaların bulunduğu bu Amerika, insanlığı başı boş silahlardan kurtarmak üzere bölgemize geldi, kapı komşumuz oldu. Bakalım gelecek bize ne gösterecek...
* Nuray Mestci'nin yazısı, 7 Şubat'ta Hürriyet Gazetesi'nin "Agora" ekinde yayınlandı.