"Cumartesi akşamı meclis, artık bu ülkede onurlu siyaset yapıldığını bize gösterdi. Belki ekonomi daha kötüye gidecek, ama Türkiye'nin dibe vurması, en kötüyü görmesi gerekiyor, yoksa kurtuluş yok" diyor.
Baran, yılbaşından bu yana 26 araba satmış. Arabaların 6 tanesi arazi tipi, orduya verilmiş. "En az 5-6 tanesini de orduyla çalışan yan sanayi satın aldı, diyor gülerek ve ekliyor: "yani ne kadar karşı da olsam, savaş ekonomisinden ben de nasibimi aldım."
Türkiye: Apartman çocuğu
Türkiye'yi çok korumacı bir ailenin tek çocuğuna benzetiyor Baran. Anne Uluslararası Para Fonu (IMF) ve baba Amerika Birleşik Devletleri (ABD), bu yaşa gelmiş olmasına rağmen yalnız sokağa çıkmasına izin vermiyor.
Türkiye de, hiç sokakta oynamamış, cam kırmamış, dayak yememiş bir süt kuzusu olarak evde, pencereden arkadaşlarını, Yunanistan'ı, İspanya'yı seyrediyor.
Baran, hala emin değil bu savaşta olup, olunmayacağından. Ama ümit etmeye devam ediyor. 16 yaşındaki kızı ve 7 yaşındaki oğlunun savaş endişesini gidermek için kendince çözümler buluyor, onlarla daha çok zaman geçiriyor, daha çok dışarı çıkıyor, sinemaya, yemeğe götürüyor ki, çocuklar normal hayatın sürdüğünü anlasınlar...
Kriz on yıldır
Diyarbakır'ın Çarıklı Belediye Başkanı Şefik Türk'le Toyota Plaza'da karşılaşıyoruz, arızalanan arabasını tamire getirmiş.
Yüzündeki gülümsemeyi Cumartesi akşamından beri taşıdığını söylüyor; "ekonomik krizle tehdit ediyorlar bizi, sanki kriz yoktu da şimdi başlayacak gibi. Biz burada 10 yıldır krizdeyiz, alışığız, kan yerine kriz olsun, tercih ederiz" diyor.
"BM'ye uymak mantıklı"
Çarıklı'nın nüfusu 3600, geçim hayvancılık ve tarımdan. O da olursa tabi, insanların hayvan besleyecek ne halleri ne de paraları var. Onlar da mevsimlik işçi, dolanıp duruyorlar ülkeyi, Antalya, İzmir, Bolu, fındık, pamuk, narenciye...
Türk'e göre sorun sınır kapısının kapanmasıyla ayyuka çıkmış. "o zamana kadar sorunumuz yoktu" diyor.
Savaş ise ona göre meşruiyet ile ilgili. Zaten bizi de ilgilendirmiyor, ancak Birleşmiş Milletler kararına uymak mantıklı, yoksa bizim Irak'ta işimiz yok.
Artık plastik ayakkabı
Mehmet Mumcuoğlu, 37 yaşında, Ulu Cami'nin mülkü dükkanlardan birinde ayakkabıcılık yapıyor, çocuk ayakkabıları satıyor. 6 gündür hiçbir şey satamamış, en pahalı ayakkabı 15 milyon olmasına rağmen.
Mumcuoğlu, "İnsanlar artık plastik giyiyor, hani tarlalarda giydiklerinden. 15 milyon onlar için 4-5 günlük yemek demek," diyor.
Savaş korkusu para harcatmıyor
Adalet ve Kalkınma Partisi'nden (AKP) ümitliymiş, ama hiç bir şeyin değişmediğini görmüş 4 ayda. 1991 Körfez savaşını hatırlıyor. "O zaman bu kadar kötü değildi, daha savaş yok ortada, söylentisi bizi bitirdi" diyor.
Üretim yok, borçla, taşıma suyla değirmen döndürmeye çalışıyoruz. Özellikle Diyarbakır dışa bağımlı, ekonomi memur ve işçi üzerinden dönüyor. Onlar da savaş korkusundan para harcamıyor. Böyle giderse, çok esnaf kilit vurur dükkanına".
Okula gitmek için parayı kendin kazan
Ömer Demir 59 yaşında, 45 yıldır aynı yerde ayakkabı tamirciliği yapıyor. Oğlu Ahmet ve 15 yaşından küçük dört çırağı Mikail, Şerif, Osman ve Mustafa küçücük bir dükkanda iki evin geçimini, dört çocuğun da okul masraflarını çıkartmaya çalışıyorlar.
Çocuklar okul saatleri dışında bütün zamanlarını dükkanda geçiriyorlar, babalarıyla anlaşmaları böyle. "Okula gitmek istiyorsanız, parayı kendiniz kazanmalısınız" demiş babaları, onlar da çalışmaya başlamışlar.
Demir, 45 yıldır hiç bu kadar kötü zamanlar geçirdiğini hatırlamıyor. Kasım ayından beri öğle yemeklerini evden getirir olmuşlar. Eskiden kebapçılardan gelen büyük tepsilerle bütün dükkanların çalışanları beraber yerlermiş, şimdilerde herkes dükkanına çekiliyor yemek için.
Demir, TBMM kararıyla birlikte ekonominin daha da kötüye gideceğini düşünüyor ama umursamıyor. "Savaşta kanı dökülecek olanlar yine yoksullar, Amerika'nın kanlı parasını paylaşacağıma, Iraklıyla ekmeğimi paylaşırım" diyor. Savaşlarda zenginlerin öldüğünü hiç duymamış.
Hazır yeniyor!
49 yaşındaki Mustafa Solgun, nalburiye dükkanında çalışıyor. "Yılbaşından önce eksi 40'lardaydık, şimdilerde eksi 200'lerdeyiz" diye özetliyor durumu. 3 aydır hemen hemen hiç para kazanmamış.
Hep hazır yemişler ailecek. Evden eşyalar satılmaya başlamış. 6 çocukla birlikte 8 kişi olan evin sadece günlük ekmek masrafı 7.5 milyon lira.
"Hazıra dağ dayanmaz" diyen Solgun, durumun daha da kötüye gideceğini farkında.
"Afganistan kahvaltıydı, Irak öğle yemeği, Amerika akşam sofrasında ne görmek istiyor," diye soruyor merakla...(ÇM/NM)