Avrupa Birliği'nin (AB) 17 Aralık Brüksel zirvesine katılan ve basın toplantısı düzenleyen Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Kofi Annan bir gazetecinin sorusu üzerine "Kıbrıs'ta taraflar isterse yeniden devreye girebilirim" demişti.
Genel Sekreter Annan, aslında planla ilgili yaşanan hayal kırıklığının da ötesinde referandumlara ilişkin hazırladığı raporun henüz Güvenlik Konseyi'nde görüşülmemesinin burukluğunu da yaşıyor.
İngiltere ile Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) bir yanda, Fransa ile Rusya'nın diğer yanda farklı görüşler ortaya koyması, Çin'in de Fransa ile Rusya'yı destekler pozisyonu, Güvenlik Konseyi'nin bir karara varmasını engellemişti.
Ama şimdi durum değişti.
AB Brüksel zirvesinden çıkan kararlar, Kıbrıs sorununun 3 Ekim 2005'e kadar çözülmesini zorunlu kılıyor. Aksi takdirde gerisi, AB'nin bile göğüsleyemeyeceği büyük bir krizi getirecektir. 3 Ekim'e kadar soruna çözüm bulunması, en çok AB'yi rahatlatacaktır.
Çözüme ulaşmanın yolu ise, Genel Sekreterin yeniden devreye girip görüşmeleri yeniden başlatmasından geçer. Bunun için de Güvenlik Konseyi'nin Kıbrıs raporunu onaylayıp genel sekreteri yetkilendirmesi gerekir.
Kıbrıs Türkünün seçimlerle uğraşacağı Nisan ayına kadarki dönemde, bu gelişmeler yaşanabilir. Nisan'dan sonra da Kıbrıs Türkü'nün seçimlerde yetkilendireceği temsilciyle yani cumhurbaşkanıyla yeni tur görüşmelere başlanabilir.
Hedef de Ekim ayına kadar Kıbrıs sorununu çözmek olabilir.
Kıbrıs Türkü'nün kurtuluşu demek olan bu projenin yürümesi için çözüm isteyen bir meclis, çözüm için çalışacak bir hükümet ve çözüm görüşmelerine katılacak bir cumhurbaşkanı seçmemiz şart.
Önümüzdeki iki seçimin hayati derecede önem taşıması bu yüzdendir.
***
Kıbrıs Gazetesi'nin kamuoyu araştırma şirketi KADEM'e yaptırdığı dev anketin sonuçlarını, Çarşamba gününden itibaren yayınlamaya başlıyoruz.
Toplam 6 bin 380 kişi ile yüz yüze görüşülerek yapılan ankette, oldukça önemli rakam ve bilgiler var.
(...)
Kuzey Kıbrıs'ta ilk kez bu denli geniş çaplı siyasi bir anket yapıldı. İlk kez bu kadar çok insana "Bugün seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz" sorusu yöneltildi. Tabii meclisle, hükümetle ve sorunlarla ilgili daha birçok soru.
(...)
Anketteki çarpıcı bilgi ve rakamları hep birlikte değerlendireceğiz. Çeşitli yorumlar yapacağız. Ama dikkat etmemiz gereken bir nokta vardır ki, o da yukarıda yazdıklarımdır.
(...)
Eğer, geçmişte bazılarının yaptığı gibi "ayna ayna söyle bana, benden daha güzeli var mı" tavrı sergilenirse rezil olmak hiçtendir.
Hani hatırlarsınız ya "Kıbrıs Türkü'nün yüzde sekseni Annan Planı'na 'hayır' diyecek" şeklinde olan ya da "Bizim parti tek başına yeniden iktidar olacak" diyenlerin düştüğü gülünç durum.
Kimse kendi kendine güldürtmesin. (BD/BB)