Berkun Oya'nın yazıp yönettiği "Bir Başkadır" dizisiyle tekrar hatırlanan piyanist ve şarkıcı Ferdi Özbeğen, ölümünün 8. yılında anılıyor.
TIKLAYIN - "Bir Başkadır" ne kadar başka?
17 Ağustos 1941'de İzmir'de dünyaya gelen, 28 Ocak 2013'te İstanbul'da hayatını kaybeden sanatçı, "Gündüzüm Seninle", "Dilek Taşı", "Büklüm büklüm" ve "O Günler" gibi romantik şarkılara getirdiği yorumlarla tanınıyordu. Annesi, Ermeni Anita (Afet) Özbeğen, babası ise Girit göçmeni Hasan Özbeğen'di.
TIKLAYIN - "Ankara'da Ermeni Var mı?"
Beyaz piyanosu ile anıldı
Türkiye'de taverna müziğinin öncüsü, piyanist sanatçı Ferdi Özbeğen, tüm mal varlığını ve kendisiyle özdeşleşen, Yirminci Sanat Yılı Şan Konseri'nde de çaldığı beyaz piyanosunu bağışladığı Türk Eğitim Vakfı (TEV) tarafından da anıldı.
Özbeğen'in bağışıyla, Türk Eğitim Vakfı İnanç Türkeş Özel Lisesi'nde (TEVİTÖL) özel yetenekli gençlerin müzik ve piyano eğitimlerinde kullanılan beyaz piyanoyu, sanatçının vefat yıl dönümünde okulun mezunlarından Gülçin Çetin çaldı. Çetin, "Gündüzüm Seninle" adlı parçasını Ferdi Özbeğen için çaldı.
Çetin, "Türk Eğitim Vakfı İnanç Türkeş Özel Lisesi 2018 mezunuyum. Şu an Tıp Fakültesi 3. sınıfta okumaktayım. Ferdi özbeğen çok büyük ve değerli bir sanatçı ayrıca kalbi de çok güzel bir insan. Bu piyano 5 yıldır bizim okulumuzda. Ben de bu piyanoya defalarca dokunma şansı bulundum. Bu benim için çok onur ve gurur verici. Ben de bu eseri onun yorumuyla çalarak genç kuşakların da Ferdi Özbeğen'i tanımasına vesile olmak istedim. Kendisini rahmet ve minnetle anıyorum" dedi.
Şöhret dediğin...
Gazeteci, müzik ve sahne sanatları organizatörü Ali Rıza Türker ise dostu Ferdi Özbeğen'nin hayatını anlattığı kitabı "Şöhret Dediğin"i ölümünün sekizinci yılında kaleme adı. Türker kitabında şöyle diyor:
"Hariciye görevlisi olmak isteyen İzmirli genç, babasının ölümü üzerine kendini pavyonlarda müzik yaparken bulur. Ancak bu şehir ona dar gelir ve İstanbul macerasına atılır. Muazzam hevesi müthiş bir gayrete, mücadeleye dönüşür ve bugün hasretle andığımız Ferdi Özbeğen yıldızlaşır.
"İçten bir saygınlık ve zarafet eşliğinde söylediği şarkıları, müziği icrası ve sahnesiyle insanların hoşça vakit geçirmelerine, eğlenmelerine, mutlu olmalarına adanmış bir ömürdür Ferdi Özbeğen. Kendi orkestrasıyla İstanbul'un en gözde otellerinde başlattığı müzik ve eğlence tarzı, klasik müzik orkestrası eşliğinde Şan Tiyatrosu'nda verdiği halk konserleriyle kitlelerle buluşmuş, çoksatan plak ve kasetleriyle ülkede, bir dönemin kültür yaşamının baskın katmanı olmuştur."
"Mazimi kaybettim"
Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi yoğun bakım ünitesinde solunum yetmezliği nedeniyle uyutularak tedavisi sürdürülen Ferdi Özbeğen 28 Ocak 2013'te 72 yaşında hayatını kaybetmişti. Kanser tedavisi gören Özbeğen'in ardından pek çok sanatçı duygularını dile getirmişti.
Ümit Besen, "Mazimi kaybettim, o benim mazimdi. 80'li yıllarda tatlı bir rekabet içindeydik" diyordu. Selami Şahin ise "Kalbi ve ruhu çok güzeldi" diye anlatıyordu 45 yıllık dostunu.
"Sahneye ilk Ferdinand ismiyle çıktı"
Ferdi Özbeğen, 1941 yılında İzmir'de dünyaya geldi. Annesi, Ankaralı Katolik Ermeni Anita (Afet) Özbeğen, babası ise Girit göçmeni Hasan Özbeğen'di.
Haziran Düzkan 5Harfliler'de kaleme aldığı bir yazıda Özbeğen'in hayatı ile ilgili olarak şunları yazmıştı.
"(...) Ferdi Özbeğen'in kendisi de, tıpkı Bir Başkadır'ın karakterleri gibi sonsuz bir toplumsal yükü sırtında taşıyor aslında. Ermeni bir anne ve Girit göçmeni bir babanın çocuğu olarak hayata gelen Ferdi Özbeğen'in Hıristiyan inancıyla büyüdüğü, eğitim hayatına bir Ermeni okulunda başladığı ve sahne hayatından önce "Ferdinand" ismini kullandığı iddiası sır olmayan fakat az konuşulan bir durum. Daha iyi bilinen bir meseleyse Özbeğen'in açık bir eşcinsel oluşudur. Öyle ki, hayatını birleştirdiği Hilmi Mutlu'yla yasal olarak evlenme fırsatı bulamadığı için, Mutlu'yu evlat edinmek durumunda kalmıştır. Türkiye tüm bunları bilir fakat bilmezden gelir."
11 yaşındayken ortaokulla birlikte özel müzik eğitimine başladı. 1960 yılında Özel İzmir Koleji'ni bitirdikten sonra İstanbul'da İktisat Fakültesi'ni kazandı fakat 1963'te babasının ölmesi üzerine eğitimini yarıda kesmek zorunda kaldı. Bu andan itibaren Ferdi Özbeğen, ilgi alanı olan müziğe yöneldi.
1965 yılında Ferdi Özbeğen Orkestrası ile Hürriyet gazetesinin Altın Mikrofon Yarışmasına katıldı. Yarışmada "Kes Kes" ve "Sandığımı Açamadım" şarkılarını seslendirdi. Yarışmadan sonra orkestra 1967'de Okay Temiz'i, 1968'de de Esin Engin'i bünyesinde bulundurdu. 1974 yılına kadar orkestrası ile çeşitli lokal ve eğlence merkezlerinde konserler verdi.
Sezen Aksu, Adile Naşit, Ajda Pekkan, Metin Akpınar ve Ferdi Özbeğen.
1977'de ilk uzunçaları olan "Ferdi Özbeğen'le 45 Dakika"yı çıkardı. Sırasıyla "Ferdi Özbeğen'le Sohbet", "Teşekkürler" ve "Mutluluklar" albümlerini çıkardı. "Sohbet" ile Altın Plak Ödülünü kazandı. "Mutluluklar"la ise Platin Plak ve Altın Piyano Ödüllerini kazandı.
"Tanrıya Feryat", "Perihan Abla", "Piyanist" gibi sinema yapımlarında rol aldı.
1983 yılında, 20. sanat yılını İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası ile birlikte verdiği bir dizi konserle kutladı. Yaklaşık 50 yıllık sanat yaşamında 30'a yakın albüme imza attı.
(AÖ)