Homofobi ve Transfobiye Karşı Yürüyüş'e İstanbul'dan katılan Biz Erkek Değiliz İnisiyatifi (BEDİ) üyesi Atalay Göçer, homofobinin ifşası ve nefret cinayetlerine dikkat çekmek için yürüyüşe katıldığını bianet'e söyledi.
"Devletin LGBTT'lere yönelik şiddet ve ayrımcılıkla ilgili tepkisizliğine karşı bir arada yürüyor olmanın önemine" değinen Göçer, "katılımı az bulsa da yılda iki kere, Ankara ve İstanbul'da yürüyüşlerin olması ve bunların gelenekselleşmesi LGBTT hareketi adına çok sevindirici olduğunu" ifade etti.
Pembe Hayat üyesi Barış Sulu Göçer'in aksine kalabalıktan memnun. "İstanbul'daki Onur Yürüyüşü'nün katılımın daha da kalabalık olacağının göstergesi" olduğu görüşünde.
Sulu, geçtiğimiz hafta yaşanan eşcinsel hakem ve Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç'ın açıklamalarıyla başlayan ve bir çok köşe yazarının da katıldığı tartışmaların da Homofobi Karşıtı Buluşma haftasına gelmiş olmasından dolayı memnun.
"Bu seneki yürüyüş şu nedenle çok önem taşıdı; köşe yazarları sanki yıllarca biriktirdiklerini, söyleyemediklerini, tam da bu tarihte insan hakları üzerinden tartışmaya açabildiler, konuşabildiler, homofobi ve transfobinin sadece LGBTT'lerin sorunu olmadığını anlayabildiler. Bunları dillendirmeye başlamaları önemli bir adımdı hareketimiz için."
Yürüyüşü tesadüfen gören ve alkışlayan bankacı Şeyda bianet'e yaşadığı şehirde böyle bir yürüyüşün yapılmasından mutlu olduğunu anlattı.
"Bence çok cesur ve önemli bir şey yapıyorlar. Hakları için mücadele etmek çok önemli ama eğer eşcinsel ya da transseksüelseniz bunu ifade etmek çok kolay olmuyor. Bu kadar insanın bir araya gelmesi beni heyecanlandırdı."
Şeyda, "Şayet acil işi olmasaydı yürüyüşe katılmak istediğini, gelecek sene muhakkak katılacağını" söyledi.
Yürüyüş sırasında katılımcılara Pembe Hayat hakkında bilgi soran iki kişiden biri olan Cevat da "Tıpkı Kürtler gibi eşcinseller de dışlanıyorlar, aşağılanıyorlar. Hakları için mücadele eden herkesin birbiriyle dayanışması gerekiyor. Bu yürüyüşü yaptıkları için kendilerini tebrik etmek istedim" dedi.
Yürüyüşe katılanlardan Umut Deniz için Kızılay'da yüzlerce insanla "eşcinseller susmayacak, susmayacaklar susmayacak" sloganını atmak, birlikte yürümek çok önemli.
"Kendimi ilk kez güçlü hissedebildim. İstediğim şeyi bağıra çağıra söyleyebilmek bana ilk kez elime geçmeyen bir var olma ve ifade etme hakkı verdi. ilk kez dışında tutulduğum bir bütüne dahil edilmiş gibi hissettim. Bu açıdan yürüyüş benim için çok önemliydi."
Deniz yürüyüş esnasında yaşadığı bir olayı da anlattı.
"Kortejin sonunda yürürken bir adam elimdeki homofobi öldürür lolipopunu gösterdi ve sordu: 'Affedersiniz ben hiç bilmiyorum da gardaş, nedir bu homofobi? Neye karşısınız siz?' bir an ne diyeceğimi bilemedim ama sonra 'eşcinsellere duyulan nefret, eşcinselleri yok etme, öldürme isteği dedim alelacele. "Hee! Kin duyanlar... yani homolara' dedi, evet dedim tekrar ve adam 'peki sağ olasın' diyerek gitti."
Eyleme Kocaeli'den katılan Ruken de "İlk kez geliyorum. Cesaretimi toplayana kadar canım çıktı ama şimdi iyi ki gelmişim diyorum" diyerek duygularını paylaştı.(BÇ)