Diyarbakır Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu, İnsan Hakları Derneği (IHD) Genel Merkezi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Türk Tabipler Birliği (TTB), 78'liler Girişimi tarafından düzenlenen "Türkiye Diyarbakır Cezaevi Gerçeğiyle Yüzleşiyor Sempozyumu"nun açılışını Nimet Tanrıkulu yaptı.
Tanrıkulu, 18 Mayıs 207'de Sultanahmet Cezaevi önünde yapılan basın açıklaması ile başlattıkları çabalarını, 12 Eylül 2008'de Diyarbakır Askeri Cezaevi önündeki basın toplantısı ile Gerçek ve Adalet Komisyonu'nu kurarak devam ettirdiklerini anlattı. Komisyonun bugüne dek Urfa, Mardin, Diyarbakır, Batman, Hakkari, Osmaniye, Mersin, İzmir, Ankara kent ve ilçe merkezlerinde toplam 462 kişi ile yaptığı 850 saatlik görüşmelerin kayıt aldına alındığını ve bunların 7500 sayfalık rapor haline getirildiğini belirten Tanrıkulu, tüm demokrasi güçlerini ve kamuoyunu bu çalışmaya sahip çıkmaya çağırdı.
Sempozyumun ilk oturumunda Diyarbakır Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu'nun üç yılı aşkındır sürdürdüğü çalışmanın bulguları değerlendirildi.
"Diyarbakır devletin gösteri mekanıydı"
Prof. Dr. Tahsin Yeşildere'nin yönettiği oturumda söz alan Yrd. Doç. Dr. Murat Paker, çalışmanın yöntemine ilişkin bilgiler verdi ve travmatik belirtilerine dair sonuçları aktardı. Kayıtlı görüşmelerin dökümü ve verilerin veritabanına girilmesi sonucu oluşturulan raporların alanında uzman kişilerce değerlendirildiğini anlatan Paker, başvuran kişilere ilişkin istatistikler sundu.
Darbe döneminde solcu Kürtlerin en öncelikli hedef olarak görüldüğünü belirten Paker, Kürt meselesini yoğun baskı ile sindirme amacında olan devlet için Diyarbakır Cezaevi'nin en önemli "gösteri mekanı" olduğunu ifade etti.
Tutuklular travmayı direniş ve dayanışma ile aştı
Paker ayrıca çalışmanın, bir tür Temerküz kampı olan cezaevinde temel fizyolojik ihtiyaçların manipülasyonundan, fiziksel acı vermeye, ilişkisel dünyaya saldırıdan aşağılamaya, militarizm dokrinasyondan cinselliğin istismarına kadar çok çeşitli ve sistematik işkencelere maruz kalan mağdurların direniş ve dayanışma ile tüm bunların üstesinden geldiklerini ortaya koyduğunu söyledi.
Bugün ve sonrası için yapılması gerekenler olduğunu belirten Paker, " Resmi bir hakikatleri araştırma komisyonuna, meclis araştırmasına ihtiyaç var. Bu bulguların toplumsallaştırılmasına, faillerin yargılanmasına ihtiyaç var. Mağdurlara destek ve rehabilitasyon ile tazminatlara ihtiyaç var, oranın insan hakları ve hafıza müzesine dönüştürülmesine ihtiyaç var. Ve Kürt meselesinin adalet, eşitlik ve demokrasi temelinde çözülmesine ihtiyaç var." diyerek sözlerini bitirdi. (BB/EÖ)