Türkiye Barış Meclisi'nin çağrısıyla Ankara'da düzenlenen "Barış Yürüyüşü"ne yüzlerce kişi katıldı. 178 sivil toplum kuruluşu ve siyasi partinin de destek verdiği eylem dün (18 Eylül) Kolej Kavşağı'ndan Sakarya Caddesi'ne doğru gerçekleştirilen yürüyüşle başladı.
"Operasyonlar Dursun, Müzakere Başlasın" pankartı altında yürüyen kortej, yürüyüş esnasında "Barışa bir ses, çift taraflı ateşkes", "Ölme öldürme, Barış hemen şimdi!", "Şimdi Barış Zamanı" şeklinde sloganlar attı. "Hema anıha Aşiti", "Barış Hemen Şimdi", "Bila Gotubej Dest Pê Bike", "Operasyonlar Dursun", "Bila Operasyon Rawêstin" yazılı dövizler ve balonlar taşıyan grup, Sakarya Caddesi'nde Barış Noktası oluşturarak basın açıklaması yaptı.
"Ölümcül kavşaktan son çıkış için çığlık"
Türkiye Barış Meclisi adına basın açıklamasını okuyan Dönem Sözcüsü Metin Bakkalcı, "Bu yaz ölümlerin durdurulması için çağrı yapanlara, arayışa girenlere fırsat verilmesi için 'ellerin tetikten çekilmesi' isteği ilk kez toplumsallaştı" dedi.
KCK ve Kongra Gel'in 20 Eylül'e dek sürecek olan eylemsizlik kararının bir umut ışığı olduğunu kaydeden Bakkalcı, öngörülen sürenin bitmesine iki gün kala halen somut bir adımın atılmamasını ve siyasal iktidarın bu süreyi referandum gerilimine ve oy hesaplarına heba etmesini kaygı verici bulduklarını belirtti.
"Oysa talep edilen çok fazla bir şey değildi. Öncelikle askeri operasyonlara son verilmesi ve yanı sıra seçim barajının düşürülmesi, tutuklu binlerce Kürt siyasetçinin maruz kaldığı gibi hukuksuzluklara son verilmesi, sorunun muhataplarıyla diyaloğun başlatılmasıydı" diyen Bakkalcı, tek taraflı çatışmasızlık kararının alındığı 13 Ağustos 2010 tarihinden bu yana askeri operasyonlar sonucu 18 PKK militanının, 2 askerin ve çok sayıda sivil yurttaşın hayatını kaybettiğine dikkat çekti.
"Operasyonlar dursun, çift taraflı ateşkes ve müzakere süreci başlasın"
Siyasal iktidarın umut kırıcı sessizliğine ve eylemsizliğine karşın barış ve çözüm için halen bir şansın olduğuna inandıklarını söyleyen Bakkalcı taleplerini şöyle sıraladı:
Askeri operasyonlar durdurulmalı, ölümlere son verilmelidir.
Tek taraflı çatışmasızlık hali çift taraflı bir ateşkese dönüştürülmelidir.
Barış ve çözüm süreçlerine katkı sunma imkanına sahip tüm toplumsal dinamik ve kesimler ile (Abdullah Öcalan da dahil olmak üzere hiçbir kişi, kurum ve oluşumu görmezden gelmeksizin) diyalog kurulmalı, müzakereler bir şekilde sürdürülmelidir.
Hukuksuzluğa son verilerek tutuklu bulunan Kürt siyasetçiler serbest bırakılmalı, seçim barajının düşürülmesi başta olmak üzere ülkeyi barış ve çözüme götürecek her türlü yasal düzenleme hızla yapılmalıdır.
Herkesin kendini özgürce ifade edebileceği bir ortamda ayrımcılık ve eşitsizliğe yol açmayacak yeni bir anayasanın hazırlanması özel bir gündem olmalıdır.
Barış noktalarını yayarak bu ölümcül kavşaktan birlikte çıkılacağı inancını koruduklarını belirten Bakkalcı son olarak, bu çığlığın yanıtsız kalması durumunda siyasal iktidarın sorumluluğunun katlanarak artacağını belirtti. Yaşanan tüm olumsuzluklara, duyarsızlıklara ve provokasyonlara rağmen alınacak tek taraflı çatışmasızlık halinin sürdürülmesi yönündeki bir kararın da bu çığlığı ve taleplerin gücünü artıracağını vurguladı. (BB/TK)