22 Şubat’ta karar duruşması öncesi kurulan Eryaman-Esat Davası Platformu, İzmir’deki transfobik nefret cinayetine ilişkin basın açıklaması yaptı.
Kaos GL’den Defne Güzel’in haberine göre, Ankara’daki Pembe Hayat Derneği’nin ofisinde bir araya gelen platform üyeleri, öldürülen trans kadın Ecem Seçkin’i andı, adalet istedi. Açıklamaya Pembe Hayat, Kaos GL ve Ankara Gökkuşağı Aileleri Derneği de katıldı.
“Şiddetin sorumluları belli”
Platform adına basın açıklamasını okuyan Arya Zenzefil, sözlerine öldürülen ve intihara sürüklenen trans kadınları anarak başladı:
“Öncelikle Ecem Seçkin’in tüm yakınlarına, sevdiklerine ve dostlarına başsağlığı dilemek istiyoruz. Her kaybımız bizi korumakla yükümlü, bize adil bir dünya sağlamakla yükümlü Devlet ve toplumun başarısızlığını ve yalnızlığımızı bir kez daha hatırlatıyor. Başka kimse anmadığı için, kaybettiğimiz diğer trans kadınları da anmak isteriz:
“Dilek İnce, Hande Kader, Hande Buse Şeker, Miraş Güneş, 20 Kasım’da Alsancak’ta da kaybettiğimiz Berrak, Günay Özyıldız katledilen bazı arkadaşlarımızken benzer şekilde yaşadıkları baskılar sonucu bu yalan dünyaya veda eden Eylül Cansın ve Zirve Soylu’yu da anmak isteriz.
"Bu kadınlar öldükten sonra bir avuç aktivist ve sevdikleri dışında unutturulmaya çalışılmaktadır. İsimleri bir tek soğuk hastanelerde, adliyelerde ve matemlerde hatırlanmakta, sorumluluk alması gereken kimse bizlere karşı görevini yerine getirmemektedir. İsimlerini dahi bilmediğimiz, belki de acılarından haberdar olmadığımız diğer translarla beraber, hiçbirini unutmadığımızı, her kaybettiğimiz transla beraber acının tazelendiği duyurmak isteriz. Medyaya yansıyan ya da yansımayan tüm bu şiddetin sorumluları bellidir.”
“Gettoları değil şehrin tamamını istiyoruz!”
2021’den beri dozu artarak yükselen şiddetin İzmir’deki trans kadınları hedef aldığını hatırlatan Zencefil, “Özellikle de seks işçisi olan trans kadınları hedef alan bu nefret, Devlet’in ötekileştirici söylem ve politikalarıyla yalnızlaşan, şeytanlaşan biz transların nasıl bir çıkmaz içine sürüklendiğini ifşa etmektedir” dedi ve şöyle devam etti:
“İnsan olarak, insani bir yaşam talep edip toplumun parçası olmak isteyen trans kadınlar olarak ne okuyabiliyoruz, ne barınma hakkını kullanabiliyoruz, ne de istihdam hakkını kullanabiliyoruz.
"Toplumun bir parçası olarak görünmeyen translar yine toplumun dışında tutulmak istendiği için gettolara sıkıştırılıyor. Burada da polisin, bekçinin, esnafın, kolinin şiddeti bitmiyor. Gettoları değil şehrin tamamını istiyoruz! Bu yalnızlaştırma politikalarıyla yaşanılacak bir hayat bırakmadıkları gibi yaşamımıza doğrudan saldırma hakkını kendilerinde görüyorlar. Bizler gözden kolayca çıkarabileceğiniz, öteye sıkıştırabileceğiniz nesneler değiliz, göz önünde olmaya devam edeceğiz.
“Bu zulüm çemberini ve tahakküm zincirini biraz açmak isteriz. Fahiş fiyatlarla, yeterli altyapı olmadan, kişinin ihtiyacı var mı yok mu bakılmaksızın ihtiyaçtan bağımsız cinsiyet değiştirme ameliyatlarına zorlanıyoruz. İhtiyacı olana engeller getiriliyor, ihtiyacı olmayan da zorlanıyor. Medeni hakları ve bürokratik güvenceleri, ataerkil bir ekonomik ve sosyal tahakkümle engelleniyor. Kadınlığın ve erkekliğin ne olduğu Devletçe belirleniyor.
"Medeni haklarına kavuşamayan translar, toplumsal yaşamda her zaman dezavantajlı oluyor ve şiddetin kolay hedefi haline geliyor. Bir otelin dahi sizi trans olduğunuzdan dolayı reddetmesi ona hak görülüyor, bir doktorun size “yanlış yola girmişsiniz” yorumu hak sayılıyor.”
Ne olmuştu?
Kaos GL’nin geçtiği habere göre, dün gece (4 Ocak) 3.30 sıralarında M.F., Ecem’i çok sayıda bıçak darbesiyle öldürdü. Ardından bindiği taksi ile olay yerinden kaçtı. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Bindiği taksinin plakası ve gittiği yönü tespit edilen M.F. Torbalı’da yakaladı.
Gözaltına alınan M.F., sorgulanmak üzere Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği'ne getirildi.
Ecem S.'nin cansız bedeni, savcının incelemesinin ardından otopsi yapılmak üzere İzmir Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Olayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.
Ecem’in annesi ve Genç LGBTİ+ Derneği’nden aktivistler, bilgi almak ve süreci takip etmek üzere İzmir Adli Tıp Kurumu’na gitti.
Türkiye detayları
Raporun içinde yer alan Türkiye bölümünde, Türkiye’de 2021 yılında için gerçekleşen LGBTİ+ hak ihlalleri detaylıca anlatılıyor.
Üç sayfalık Türkiye raporunda LGBTİ+ mültecilerin Türkiye’deki durumu, Süleyman Soylu ve diğer siyasilerin LGBTİ+ hakları konusunda söylediği ayrımcı sözler, Ebrar Karakurt’a yöneltilen ayrımcı medya ve sosyal medya kampanyası gibi birçok başlık yer aldı.
Raporda aynı zamanda Boğaziçi eylemlerine de detaylıca yer verildi. Bunların yanında raporda Boğaziçi eylemleri, İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin çıkması, Onur Haftalarında yaşanan yasaklar ve Küçük Bayram Sokak’taki kolluk tacizi de raporda yer aldı.
ILGA Europe’un raporda Türkiye’ye sunduğu öneriler arasında anayasada cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinin tanınması, eşitlik eylem planlarına LGBTİ+’ların dahil edilmesi, toplanma ve ifade özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması ve LGBTİ+ hak savunucularının devlet tarafından korunması var.
Rapor neye göre hazırlanıyor?
Rapor oluşturulurken değerlendirilen kriterler eşitlik ve ayrımcılık yapmama, aile, nefret suçu ve nefret söylemi, yasal cinsiyet tanıma, interseks vücut bütünlüğü, sivil toplum alanı ve iltica olarak sıralanıyor.
TIKLAYIN – Araştırmanın tamamına ulaşın
Araştırmanın Türkiye sayfasına buradan, Türkiye raporuna buradan ulaşabilirsiniz.
(EMK)