Devrimci 78'liler Federasyonu'nun 12 Eylül'ün 30. yılında düzenlediği Akademi '78 panellerinin sonuncusu "12 Eylül ve Türkiye'nin Siyasal Düzeni: Türkiye Nereye" başlığını taşıyordu. Panele Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Prof. Dr. Mithat Sancar, Galatasaray Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ahmet İnsel, Birikim Dergisi'nden Ömer Laçiner ve gazeteci,-yazar Ertuğrul Kürkçü katıldı.
Dünkü (15 Eylül) etkinlikte son 30 yıla, 12 Eylül'ün sol gelenek üzerinde bıraktığı etkilere, toplumsal ve siyasal alandaki yansımalarına, referandum süreci ve sonrası gelişmelere dair değerlendirmeler yapıldı.
Sancar: 12 Eylül bir travmadır
Ali Bilge'nin kolaylaştırıcılığını üstlendiği panelde ilk konuşmacı Sancar'dı. 12 Eylül'ü bir "travma" olarak ele alan Sancar, aşılamayan bu travmanın sol üzerinde özellikle kendine güvensizlik ve toplumla ilişkisinin bozulması gibi yıkıcı etkileri olduğunu belirtti; "Kürt Hareketi, Laiklik ve Vesayet" konularındaki sarsıntıya dikkat çekti; solun bu konulardaki sınavında başarısız olduğunu söyledi.
"Referandum süreci '12 Eylül kardeş kavgasını bitirmek için yapıldı' söyleminin kitlesel olarak terk edildiği bir süreçtir. 'Yetmez ama Evet' diyen kesimleri travmayı aşmaya dönük umut merkezleri olarak görüyorum."
İnsel: Alevi sorunu yeni sosyal çatışma alanı
12 Eylül rejiminin sürdüğünü dile getiren İnsel referandum çerçevesinde yeni anayasa yapılıyormuşcasına yürütülen tartışmaların bu sendromun devamı olduğunu belirtti.
İktisadi ve siyasi boyutta bir şokla beraber darbe sonrasında büyük toplumsal dönüşüm yaşandığını söyleyen İnsel, "30 senede Türkiye toplumu değişti, iki büyük sorunu olgunlaştırdı" dedi; Kürt sorununun yanında Alevi sorununun da yeni bir sosyal çatışma alanı olarak belirleyici olacağını vurguladı.
Kürkçü: Sol yeniden ezilenlerin vicdanı olabilir
Darbelerle kapitalizm arasındaki akrabalığın göz ardı edilmemesi gerektiğini belirten Kürkçü, sol geleneğin ezilen sınıfların, mezheplerin ve Kürtlerin itirazlarını dile getiren bir merkez olma özelliğinin tıpkı 80 öncesi olduğu gibi sürebileceğini söyledi.
Kürkçü, Kürtleri, Alevileri, kadınları, LGBTT bireyleri dışlayan mevcut yurttaşlık tanımına karşı başka bir özgürlük alanı açılarak emeğin haklarına da tercümanlık yapılması gereğinde dikkat çekti.
"Sol tüm ezilenlerin vicdanı olma imkanını yeniden kazanabilir. Kendi davasını onlarınkiyle özdeşleştirmek zorundadır. 35. yılında da 12 Eylül'ü bertaraf etmemiş olabilir ama onun karşısına ancak böyle sahici güçler çıkarabilecektir."
Laçiner: 12 Eylül Türkiye toplumuna karşı yapıldı
Laçiner de referandum sürecinde Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) 12 Eylül'ü bir propaganda malzemesi olarak kullandığını, bundan öte bir hesaplaşma gücü olmadığını vurguladı. İnsanların iktisadi modeller ve önermeler üzerinden harekete geçirileceği bir dünyanın bittiğine dikkat çekt.
"12 Eylül Türkiye toplumuna karşı yapıldı. Bunu bir toplumun hikayesi haline getirmek zorundayız." (BB/TK)