Bilgin Ailesi, Cumartesi Anneleri/İnsanları, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul ve Ankara Şubeleri Kenan Bilgin’in gözaltında kaybedilmesine dair dosyada zamanaşımı kararı verilmesine karşı Ankara Adliyesi önünde adalet talebini dile getirdi.
“AİHM’de mahkumiyet, Türkiye’de takipsizlik” pankartı açılan eylemde Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin ile Kenan Bilgin’le birlikte gözaltına alınan Cavit Nacittarhan söz alarak zamanaşımı kararına tepki gösterdi.
Ortak basın açıklamasında da dosyadaki takipsizlik kararının kaldırılmasını talep ettiler.
12 Eylül 1994’te Ankara gözaltına alınan Kenan Bilgin’in kaybedilmesi ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Türkiye’ye mahkumiyet kararı vermişti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 31 Mart 2017’de takipsizlik kararı verdi, Bilgin ailesi bu karara itirazda bulundu.
İrfan Bilgin: Neyi bulmak istediniz de bulamadınız?
Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin, takipsizlik kararına dair “Dava açacak bir şey bulamamışlar. Yargıçlara soruyorum; ne aradınız neyi bulmak istediniz de bulamadınız?” dedi.
“Dosyada davaya dönüştürebilecek her bilgi var. Bu dosyaları hiç okumadınız, 20 yıl sonra yazı yazıp zaman aşımına uğradı diye bize gönderdiniz. Biz zamanaşımını tanımıyoruz. Bizim kaybedecek bir şeyimiz kalmadı, kardeşlerimizi, eşlerimizi, canlarımızı çocuklarımızı kaybettik. Kaybedecek hiçbir şeyimiz yok artık. Bu suçlar bireysel suçlar değil devletin organize ettiği politika sonucudur. Devletin işlediği suçlardır bireylerin işlediği suçlar değildir. Mücadelemize devam edeceğiz.”
Cavit Nacitarhan: Tanığım
Kenan Bilgin’le birlikte Ankara Emniyeti Terörle Mücadele Merkezi’nde gözaltında olan 11 tanıktan Cavit Nacitarhan “Kenan Bilgin’in Ankara Emniyeti’ne getirildiğine dair belgeleri yoktur’ diyecek kadar kirlenmiştir bu adalet” dedi.
“Ankara Emniyetinde 21 gün boyunca Kenan Bilgin’le birlikte yaşadım. Gerek emniyette gerekse gözaltına alınırken görenlerin yaptığı tanıklık ortada. 15 gün kayıtsız 15 gün kayıtlı olmak üzere 30 gün Ankara Emniyeti’nde Kenan Bilgin’le birlikte işkence gördüm. Kenan Bilgin’in sesinin kısıldığı güne dek tanıklık ettim. Onun gördüğü işkencelere tanıklıkla kalmadım, işkencede bir insanın katledilmesine de tanıklık ettim. Bunca insan tanıklık etti, bu veri değil midir? Bugüne dek her mecrada, her yerde, her dosyada bu insanlar tanıklıklarını dile getirdi. Hiçbiri kabul edilmedi, çağrılmadı. Sadece AHİM sürecinde çağrıldık ve dava kazanıldı. Şimdi de zamanaşımına uğratılmaya çalışılıyor. Biz canlı verileriz. Tümü de hayatta. Hepsini çağırabilir, getirebilir, hepsini dinleyebilirler. Kenan Bilgin’i ve tüm kayıplarımızı cesaretle aradık, istedik ama yüzsüz, ahlaksız, kirlenmiş iktidarlar, insanlar asla yüzleşme taraftarı olmadılar. Herkesi dayanışmaya ve hesap sormaya hesap vermeye davet ediyoruz.”
AİHM Türkiye'yi mahkum etti, savcılık zamanaşımı dedi
Bilgin Ailesi, Cumartesi Anneleri, İHD İstanbul ve Ankara Şubeleri adına yapılan ortak açıklamada Kenan Bilgin’in gözaltında kaybedilişi ve hukuki süreç şöyle aktarıldı:
“35 yaşındaki Kenan Bilgin, 12 Eylül 1994 sabahı, Ankara Dikmen’deki otobüs durağında sivil polislerce gözaltına alındı.
“Olayı araştıran İnsan Hakları Derneği Kenan Bilgin’in bir operasyon kapsamında 10 kişiyle birlikte gözaltına alındığı bilgisine ulaştı ve yasal girişimlere başladı. Ailenin, İnsan Hakları Derneği’nin ve Kenan’ın arkadaşlarının tüm girişimleri sonuçsuz kaldı. Kenan Bilgin’in gözaltına alındığı reddedildi.
“Kenan Bilgin’le aynı dönemde gözaltında tutulan 11 kişi yazılı bir açıklama yaparak onu 3 Ekim 1994 tarihine kadar Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nde gördüklerini ve ağır işkenceye maruz kaldığına tanık olduklarını açıkladı.
“Tanık ifadeleri ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuran Bilgin Ailesi Kenan’ın bulunmasını istedi. Kenan’ı bulmak ve faillere ulaşmak için girişimlerde bulunan Ankara Cumhuriyet Savcısı Selahattin Kemaloğlu’nun görevini yapması engellendi. Savcı Kemaloğlu Ankara’dan sürüldü.
“Dosyayı devralan savcı Özden Tönük ise, Kenan Bilgin'e işkence yapan polisleri teşhis edebileceklerini söyleyen tanıkların ifadelerinin, ‘polisi ve devleti küçük düşürmeye yönelik gerçekdışı iddialar olduğunu’ içeren üç sayfalık bir rapor yazarak dosyayı kapattı.
“İç hukuktan sonuç alamayan aile davayı AİHM'e taşıdı. Türkiye’ye gelen AİHM yargıçları, emniyet personelini, savcıları, tanıkları ve Bilgin ailesini dinledi. Emniyet ve adliyede araştırma ve incelemelerde bulundu.
“Yargılama sonucunda, AİHM Kenan Bilgin’in 12 Eylül 1994 tarihinde güvenlik güçlerince gözaltına alındığını; kendisinin 3 Ekim 1994 tarihine kadar güvenlik güçlerinin elinde bulunduğunu; ancak bu konuda hiçbir kaydın tutulmadığını ve bundan sonra akıbetinin ne olduğu konusunda hiçbir kayıt ve bilginin bulunmadığını tespit etti. Bu durumun sorumlulara işledikleri suçu gizleme, izlerini örtme ve Kenan Bilgin’in akıbetiyle ilgili sorumluluktan kaçma imkanı verdiği kaydını düşen AİHM Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni oybirliği ile mahkum etti. (Bilgin/Türkiye 17.07.2001, BN: 25659/94)
“AİHM mahkumiyetine rağmen etkin bir soruşturma yürütmeyen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 31 Mart 2017 tarihinde Kenan Bilgin’in ‘Ankara Emniyeti’ne bağlı nezarethanelerden birine alındığına dair hiçbir veriye ulaşılamamıştır’ diyerek zamanaşımı gerekçesiyle ‘Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar’ verdi. 15 Mayıs 2017 tarihinde, Bilgin Ailesi Ankara Sulh Ceza Hakimliği’ne başvurarak bu karara itirazda bulundu.”
“Zamanaşımına itirazımız var”
Açıklamada zamanaşımı kararına itirazlar dile getirildi:
“Bu karara itirazımız var çünkü;
“AİHM’in de tespit ettiği gibi, Kenan Bilgin Dosyası’nda maddi gerçeği açığa çıkartacak ve faillerin yargılanmasını sağlayacak etkinlikte bir soruşturma yürütülmedi.
“Kenan Bilgin Dosyasında, insanlığa karşı suçlar bakımından kanuni sınırlamaların uygulanmayacağı evrensel hukuk normuna aykırı olarak zamanaşımı kararı verildi.
“Bu kararla failleri koruyan ve onları hukukun üstünde tutarak cezasız bırakan cezasızlık geleneği devam ettirildi.
“Yargı mensuplarına sesleniyoruz: Adaleti tesis etmeyen bir yargı gerçek anlamda bir yargılama faaliyeti yerine getirmiyor demektir. Kenan Bilgin Dosyası’nda verilen takipsizlik kararını kaldırın. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin insanlığa karşı suçlarda cezanın ertelenemeyeceği ya da zamanaşımına uğratılamayacağı yönündeki içtihat ve yorumlarını esas alarak etkin bir soruşturma ve adil bir yargılama yürütün. İnsanlığa karşı suçlarda zaman aşımı faillerin affıdır.” (BK)