Anayasa taslağının 9. maddesi kadınlardan tepki almaya devam ediyor.
Diyarbakır, Ankara, İzmir ve Mersin'den bianet'e görüş veren kadınlar taslaktaki 9. maddenin eksik olduğunu ve mevcut Anayasanın 10. maddesinin korunması gerektiğini vurguladılar.
Nebahat Akkoç (Kadın Merkezleri Vakfı - KA-MER):
Kötü bir gelişme. 1982 Anayası'na eşitlik maddesi kadın hareketinin ciddi katkılarıyla konulmuştu. KA-MER olarak taslaktaki 9. maddeyi hak ettiğimiz bir şeyin elimizden alınması olarak değerlendirioruz. Kadın haklarıyla ilgili önemli bir geriye gidiş... Kadın kuruluşlarının taslağa tepkisini dikkate alacaklarını umuyorum. Bir taslak çalışmamız henüz yok ama hazırlayacağız.
"Devlet kadın erkek eşitliğini sağlamakla yükümlüdür"
Narınç Ataman (İris Eşitlik Gözlem Grubu):
Biz bir kampanya için hazırlık yapıyoruz. Talebimiz taslakta yer alan korumacı ifadenin yerine mevcut anayasanın 10. maddesinden de ileri "Kadın-erkek eşitliğini sağlamak devletin görevidir ve bu yöndeki olumlu, özel önlemlerin de eşitlik sağlanıncaya kadar alınması gerektir" ifadesinin yer almasını istiyoruz.
9. maddeyi tamamen reddediyoruz. Kadınlar, çocuklar ve engellilerle birlikte yer almamalı. Cumhurbaşkanı, başbakan, parti liderleri ve Anaysa Mahkemesi başkanına hazırladığımız taslağı göndereceğiz.
Abide Necla Ölçer (Mersin Bağımsız Kadın Derneği):
En azından 82 Anayasası'ndaki gibi kalmalıydı. Devlet kadın-erkek eşitliğini sağlamakla yükümlüdür. Eğitimde, hukukta kadın erkeklerle eşit hakları sahip olmalı, bunu anayasa güvence altına almalı.
"Kadın 'eş ve anne'ye indirgeniyor"
Prof. Dr. Nurselen Toygar (Ege Üniversitesi Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi - EKAM):
82 Anayasasında da kadın ikincil roldeydi ve pozitif ayrımcılık konusunda belirgin maddeler yoktu. Yine de uygun zemin hazırlıyordu. 10. Madde'nin ortadan kalkması kadının aile içi kavramlarla tanımlanmasına ve pozitif ayrımcılıkta daha da geri gidilmesine neden olcak.
82 Anayasası da yeterli değildi. 1982'den bu güne çok yol katedilmişti, biz taslakta daha da olumlu bir gelişme bekliyorduk. Türkiye 82'den günümüze uluslararası antlaşmalara imza attı ve taraf oldu. Kadın konusunda Avrupa Birliği (AB) sürecinde uyum yasaları çıktı.
Ancak kadına yönelik şiddet gibi konularda sorunlar devam ediyordu, yeni çözümler getirilmeliydi. Ululslararası platformlarda Türkiye'de kadının istihdamda ve siyasette olmaması; eğitimde eksik kalmasıyla boğuşurken, uyum yasaları uzerinde çalışırken kadının birey olmasının önünü açacak maddelerin taslakta olmaması çok büyük eksiklik.
AB'ye girmek istiyoruz ama kadının Türkiye'de çözülemeyen sorunları var. Gönül isterdi ki bu anayasa taslağı 82 Anayasası'ndan daha ileri gitsin, kadının birey olması için ciddi maddeler konsun. Eşitlik Komisyonu'nu beklerken, kadının aile kavramı içinde yorumlanması kadını "eş ve anne"ye indirgiyor. (GG)