Barış Manço Kültür Merkezi'nde düzenlenen panele konuşmacı olarak, İHD Genel Başkanı Hüsnü Öndül, HADEP Genel Başkan Yardımcısı Osman Özçelik, Toplumsal Hukuk Araştırmaları Vakfı'ndan Avukat Hakkı Bostancı ile yayıncılar Erdal Kara ve Erol Özkaray katıldı.
İHD Genel Başkanı Hüsnü Öndül, anayasa değişikliğinin, ülkenin iç dinamiklerinin istemlerine ve önerilerine karşılık vermek yerine, dış politika ihtiyaçlarına göre biçimlendirildiğini söyledi.
"Eylem" yerine "faaliyet"in anlamı
Öndül, Anayasa'nın 13 ve 14. maddelerinde yapılan değişikliklerle ilgili olarak şunları söyledi:
"İnsan hakları ve özgürlükleriyle ilgili olarak Anayasa'da temel sınırlamalar getiren 13.maddede ve hakların ve özgürlüklerin kötüye kullanılmasını önleme amacıyla düzenlenmiş olan 14.maddeye; eylem sözcükleri yerine faaliyet sözcükleri kondu.
* Bu şu anlama geliyor: Örneğin, eylem sözcüğü geçerli olsaydı, örneğin, benim buradaki konuşmam bir yargılama konusu olamayacaktı. Faaliyet sözcüğünün eklenmesi ise, örneğin, benim bir konuşmamı, bir ceza yargılaması konusu haline getirebiliyor."
İdam cezası "siyasi tutuklular" için kalkmadı
Hüsnü Öndül, idam cezasının, sadece adli tutuklular için kaldırıldığına bu değişikliğin siyasi tutukluları kapsamadığına da dikkat çekti.
Basın yayın alanında kullanılacak dil ile ilgili olarak 27. ve 28. maddede yapılan değişikliklerle ilgili olarak ise İHD Genel Başkanı Hüsnü Öndül, şunları vurguladı:
* Yasama organı, herhangi bir dili açıkça yasaklayan ya da bazı dillerin çeşitli alanlarda kullanılamayacağına dair kanunu çıkaramayacaktır.
* Çünkü, Anayasal dayanak, ortadan kalkmıştır. Bu önemlidir.
* Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na göre, Türk vatandaşlarının çeşitli eğitim ve öğretim kurumlarında, Türkçe'nin dışında bir dili anadilleri olarak öğrenmeleri olanaklı değil. (AD/NU)