Çağdaş Hukukçular Grubu'nun Beyoğlu Taksim Hill Oteli'nde tartışmaya açtığı "Anayasa Değişikliği" taslağının, panelin hukukçu, sendikacı ve siyasetçi katılımcılarını ikna etmekten çok uzaktaydı.
200'ü aşkın kişinin izlediği panelde, tasarının tüm Anayasayı kapsamaması, bireysel hak ve özgürlükler, sendikal haklar ve siyasi partilere yönelik olumsuz uygulamaları sonlandıramayacak nitelikte olması temel eleştirilerdendi.
Çalışlar: Ben de mutabık değilim ama...
Gazeteci-yazar Oral Çalışlar, askeri yapıyı yansıtan bu sistemin değişmesi gerektiğini söyledi; "Ne kadar değişiklik imkanı varsa yapılsın" dedi.
"Anayasa taslağının hiçbir yanıyla ben de mutabık değilim. Ancak var olan koşullar içerisinde ortaya çıktı. Dokunulmaz devlet despotizmini yansıtan araçların meclis denetimine sokmayı demokratik geleneklerin benimsenmesi açısından pozitif olarak görüyorum."
Çalışlar, AKP'nin tasarıyı kendisine yönelebilecek bir kapatma kararının yolunu kapatma ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) yönelik değişikliklerle de Ergenekon Dava ve soruşturma sürecini güvence altına alma niyetini gördüğünü kaybetti.
Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Serap Yazıcı ve Prof. Dr. Sibel İnceoğlu'nun ortak eleştirisiyse, tasarıda, parti kapatmaları için gösterilen gerekçelerde değişikliğe gidilmemiş olması.
Yazıcı: Yeni bir anayasa fikrinden vazgeçmemeliyiz
Yazıcı, tasarının bu haliyle, tüzük nedeniyle parti kapatmanın kaldırıldığı, milletvekilliğin düşürülmediği ancak beş yıldan üç yıla indirilse de siyaset yasağının sürdüğüne işaret etti.
"Tasarının olumlu bir yanı, demokratik temsili yok eden, otoriter, yasakçı ruhlu bir anayasada vesayet kurumları üzerinde bir çatlağa yol açılmıştır. Ama yeterli değil. Yeni bir anayasa fikrinden vazgeçmemeliyiz. Tartışmalar sürdürülmeli."
İnceoğlu: Hayal kırıklığına uğradım
İnceoğlu ise, pozitif ayrımcılık, çocuk istismarı, bilgi edinme hakkı, kişisel bilgileri koruma, sivillerin askeri mahkemede yargılanmayacak olmaları ve askeri kişilerin de görev kapsamı dışındaki suçlamalarda adli yargıda yargılanmaları gibi birçok yönün Anayasada yer almasının önemli ancak yetersiz olduğunu vurguladı; nedenini şöyle açıkladı:
"Hak ve özgürlüklerin güvencesi bağımsız ve tarafsız bir yargıdır. Yargıyla ilgili hükümler çok iyi yazılmalı, yoksa bu hakları biz duvara asarız. Yargı için ciddi adım atıldığını düşünmüyorum. HSYK'da üye artırımı olumlu ama Adalet Bakanı bu kadar etkin bir konumda olduğu müddetçe sorun sürer. HSYK sadece ihraçlara değil atamalara da bakıyor. Kanımsa Cumhurbaşkanı değil, Meclis üye seçebilmeliydi. Tasarı, muhalefetin de sesini yansıtmazsa referandumla geçse dahi sorunları gideremez. Demokrasiye götüreceğine dair kuşkularım var. Hayal kırıklığına uğradım."
BDP'li Yıldız: Tüm tarafların ihtiyacı karşılanmalı
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) milletvekili Bengi Yıldız da, tasarı etrafındaki tartışmaların tehlikeli kutuplaşmalara neden olduğunu belirtti; hükümetten sadece "karşıt ve taraftar"dan değil "gri" önermeleri de tartışmasını istedi.
Yıldız, Terörle Mücadele Yasası, Türk Ceza Yasası, Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Yasası değişmediği sürece düşüncelerinin "şiddetin odağı" olarak kabul edilmeye devam edeceğini söyledi; "Bu durumda parti kapatmanın da bir önemi kalmaz. Bölgemiz insanları, 'bu çocuğumu ve belediye başkanımı tahliye ettirir mi?' diye soruyor. Mecliste 400'ü aşkın fezleke duruyor. Siyaset yapamaz hale getirildik."
Ancak Yıldız, geriye kalan üç dört aylık tartışma süresinin iyi değerlendirilmesi ve "tüm tarafların ihtiyaçlarını karşılayacak hale" getirilmesi gerektiğini ifade etti.
Çelebi: Haksa, sendikalar neden kapatılıyor?
Devrimci İşçi Sendikaları konfederasyonu (DİSK) Genel başkanı Süleyman Çelebi de, "Yürütmenin sendikaları özgürleştirmek gibi bir derdi asla yok. Tek sınav yeri 1 Mayıs'ta emekçilere yönelik tavırları olacaktır" şeklinde konuştu.
Sendika kurma hakkı ve grev hakkının kağıt üzerinde güvence altına alınmakta olduğunu kaydeden Çelebi, pratikte gerçeğin bambaşka olduğunu savundu; Emekliler Sendikası, Gençlik Sendikası, Çiftçiler Sendikası'nın kapatılmasını örnek olarak gösterdi.
"Anayasa mücadelesini tüm hak ve özgürlükler için yapmalıyız. Grev yasağının kaldırılması önemli ama yönetmeliklerle her şeyi kısıtlarsanız ortada bir şey kalmaz." (EÖ)