Sivil Anayasa Girişimi ve Aydınlık İçin Yurttaş Girişimi tarafından Armada Oteli'nde düzenlenen "Avrupa Birliği Yolunda Devlet-Sivil Toplum Diyaloğu" sempozyumunun açılışında konuşan Rıza Türmen, günümüzde insan haklarının küreselleştiğini ve global bir sivil toplumun doğduğunu belirtti.
Türmen, insan hakları konusunun devletlerin iç hukuk öğesi olmaktan çıkıp, uluslararası toplumun ilgi alanına girdiğini ifade ederek, bu durumun devletlerin iç hukukuna müdahale hakkını doğurduğunu söyledi.
İnsan hakları konusunda bireyin öneminin arttığını ve 1998 yılından itibaren AİHM'ne bireysel başvuru hakkının bütün devletler için zorunlu tutulduğunu ifade eden Türmen, mahkemeye yapılan başvuruların yüzde 98'ini bireysel başvuruların oluşturduğunu belirtti.
"AİHS bir ayna gibidir"
Türmen, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) Avrupa'da ortak bir hukuk yarattığını, bu nedenle devletlerin ve mahkemelerin bu sözleşmeyi kendiliklerinden dikkate aldıklarını belirterek, şunu vurguladı:
"Mahkemeler AİHS'ni kendi yargı organlarında uygular. Bu uygulamanın sonucu olarak da, devletlerin iç hukuku Avrupa'da geçerli olan standartlara uygun olur. AİHS bir ayna gibidir. Kararlarında kendinizi görürsünüz. Eksiklerinizi, yapmanız gerekenleri bulursunuz."
"AİHS standartları yansıtır. Türkiye standartları yakalamak istiyorsa AİHS'ni uygulaması gerekir. Bu, Türkiye açısından da, düşünce özgürlüğü açısından da kendi yararına olacaktır."
Düzenlemeler yetersiz
Türmen, Türkiye'de AİHS'nin hükümlerini uygulayabilmek için bir takım yasal düzenlemelere gidildiğini, ancak bu düzenlemelerin henüz çok yetersiz olduğunu da hatırlattı:
"Örneğin, DGM'deki askeri yargıcı sivil yargıçla değiştirebilmek için Anayasa değiştirildi. Türkiye'nin yaptığı değişiklikleri küçümsememek gerekir. Ancak bu değişiklikler yeterli değildir."
"Anayasa Türk toplumuna dar geliyor"
Anayasa'nın değişmesi konusunda toplumun tüm kesimlerinin hemfikir olduğunu vurgulayan Türmen'e göre:
"Bugünkü Anayasa Türk toplumuna dar geliyor, uluslararası taahhütlere de cevap vermiyor. Türkiye, AİHS'ni imzalamıştır, buna uymak zorundadır. İç hukuk ile AİHS çelişkili olduğunda, Türkiye'nin yapması gereken, sözleşmeyi uygulamaktır."
"Yargıya politika girdi mi, adalet kirlenir"
Toplantıda konuşan Yargıtay Başkanı Sami Selçuk ise, yargı bağımsızlığı yasasının 40 yıldır çıkarılamadığını hatırlattı:
"Yargıç yasama karşısında, yürütme karşısında ve sokağa karşı bağımsızdır. Ancak ne zaman ki, yargı, siyasetin hoşlanmadığı bir karar verir, yargıyla oynanmaya başlanır.Yargıya politika girdi mi, adalet kirlenir." d
Bağımsız yargı için: Yeni düzenleme
Türkiye'de yargı bağımsızlığının sağlanabilmesi için Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun oluşturulduğunu, ancak kurulun bağımsız çalışamadığını öne süren Selçuk önce soruyor, sonra yanıtlıyordu :
"Kurul, bağımsız mı? Hayır. Çünkü hiçbir ülkede Adalet Bakanlığı müsteşarı kurulda yoktur. Bizde ise, hem bakan hem de müsteşar vardır.
"Kurulun üyelerini yürütme organının içinde yer alan Cumhurbaşkanı seçmektedir. Yönetsel nitelikteki kurulun işlemlerine karşı yargı yolu kapalıdır . Yargıçları Bakanlık müfettişleri denetler."
Selçuk, bağımsız bir yargı için "Yargı Erki Genel Kurulu" oluşturulmasını önerdi.
Basına kapalı olarak gerçekleştirilen "Hukuk ve Yargıda Reform", "Yönetimde Reform ve Saydamlık" ve "Kültürel Haklar" konulu atölye çalışmaları ile devam eden sempozyum yarın (cumartesi) sona erecek.(BB/NU)