Kocaeli Üniversitesi'nden Aziz Çelik hükümetin anayasa değişikliği paketinde sendikal haklarda ilerleme gibi görünen değişikliklerin sorunlu olduğuna dikkat çekiyor.
Dün Meclis'e sunulan pakette hükümet aynı anda aynı işkolunda birden fazla sendikaya üye olmanın önünü açıyor, dayanışma grevi, işyeri işgaline konan yasakları kaldırıyor, memurların toplu sözleşme hakkı tanınıyor, toplu sözleşme sonuçlarının emeklilere yansıtılmasını öngörüyor.
Değişikliklerin sendika yasasında da yapılması gerektiğini söyleyen Çelik'se bu düzenlemelerin ilk bakışta görünmeyen sıkıntılarını şöyle sıralıyor.
Birden fazla sendika: İlk bakışta olumlu adım gibi görünüyor. Ancak sendika yasası değişmediği sürece bu hakkın kullanılması mümkün değil. Yasayı da değiştirmek gerek.
İşçi memur ayrımı: Değişiklik paketi sendikal haklarda işçi-memur ayrımını, yani ayrımcılığı sürdürüyor.
Herkese sendika: Oysa bu ayrım ortadan kaldırılmalı, yalnızca "çalışanlar"a değil, "herkese sendika hakkı" anayasal güvenceye alınmalı.
Memurlara toplu sözleşme var, grev yok: Görünüşte memurlara toplu sözleşme hakkı tanınıyor. Ama grev hakkından bahsedilmiyor. Ayrıca, uzlaşmazlık halinde Uzlaştırma Kurulu'nun kararı kesin olacağı için, fiilen grev yasağı getirilmiş oluyor.
Emeklilere sendika yerine "yansıtma": "Toplu sözleşmenin sonuçları emeklilere yansıtılır" demekle yetinilemez. Bu yasayla belirlenecek. Doğrusu emeklilerin de sendikalaşma hakkının tanınması olmalıydı. Bu düzenleme, "emeklilere toplu sözleşme hakkı" anlamına gelmiyor.
Grev yasaklarına devam: Değişiklik "Grev hakkı ve lokavt iyi niyet kurallarına aykırı tarzda, toplum zararına ve millî serveti tahrip edecek şekilde kullanılamaz" ifadesine dokunmuyor, grevin yasaklanma kapısını açık bırakıyor. Burada uzlaşmazlık halinde Yüksek Hakem Kurulu'nun "kararları kesindir" denen yetkisi devam ediyor.
Dayanışma grevi, siyasi greve uzlaşmazlık şartı: "Siyasi amaçlı grev ve lokavt, dayanışma grev ve lokavtı, genel grev ve lokavt, işyeri işgali, işi yavaşlatma, verim düşürme ve diğer direnişler yapılamaz" ifadesi kaldırılıyor, ama grevin tanımında toplu iş sözleşmesinde uyuşmazlık şartı ilk cümlede devam ediyor: "Toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında, uyuşmazlık çıkması halinde işçiler grev hakkına sahiptirler." Bu durum yokken yapılan grev ve direnişlere "anayasaya aykırı" diye itiraz etmenin kapısı açık kalıyor. Bu düzenleme, bu hakların kullanılmasını güvenceye almıyor. Ayrıca, uygulamada, genel grev, siyasi grev yapılacaksa, yasaya, anayasaya bakmadan yapılır.
Sendikanın zarardan sorumlu tutulmaması olumlu: "Grev esnasında greve katılan işçilerin ve sendikanın kasıtlı veya kusurlu hareketleri sonucu, grev uygulanan işyerinde sebep oldukları maddî zarardan sendika sorumludur" ifadesinin kaldırılması olumlu. (TK)