Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin düzenlediği “Yeni Anayasada Son Dönemeç” toplantısında yeni anayasa tartışıldı.
Açılış konuşmasını yapan Parti Eş Sözcüsü Arif Ali Cangı, Kürt meselesinde ilerleyen müzakere sürecini desteklediklerini ancak silahları bırakmanın yeterli olmadığını bunun ancak yeni bir anayasa ile tamamlanacağını söyledi.
Yeni anayasanın özgürlükçü, demokratik, eşitlikçi, sosyal ve ekolojist olması gerektiğini belirten Cangı, yeni anayasa ile ilgili partinin görüşlerini şöyle aktardı:
“Anadil hakkı, çok dilli yerinden yönetim sağlanmalı. Yurttaşlık tanımı, etnik vurgu yapmak yerine ortak yaşamı paylaşan insanları kapayacak şekilde Türkiye vatandaşlığı üzerinden olmalı.
“İnsanın doğanın efendisi değil onun bir parçası olduğu algısından yola çıkılarak doğanın ham madde olarak görülmesine son verilmeli; hayvan hakları göz önüne alınmalı. Ekonomik kararlar doğanın dengesi gözetilerek ele alınmalı.
"Yurttaşların karar alma süreçlerine etkin katılımı sağlanmalı. Ortak mülkiyet alanları ve kamusal alanlar yaratılmalı. Başkanlık sistemine kategorik olarak karşı çıkmıyoruz ama hükümetin önerdiği tek başına karar verme yetkisi veren bir başkanlık sistemini kabul etmiyoruz."
Moderatörlüğünü Ufuk Uras’ın yaptığı ilk oturumda Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Diyarbakır milletvekili Galip Ensarioğlu, Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Mardin milletvekili Erol Dora veHalkarın Demokratik Kongresi'nden Prof. Dr. Gençay Gürsoy konuştu.
Toplantıya Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) davet edilmesine rağmen katılmadı.
"Değiştirilemez maddeler tabu yaratıyor"
Dora, bugüne kadarki anayasalarda hep gönüllü değil zorunlu vatandaşlık uygulaması olduğunu belirterek yeni anayasada “değiştirilemez maddeler” olmasını kabul etmediklerini söyledi.
“Değiştirilemez maddelerle insanların gelecekleri ipotek altına alınamaz. Gelecek ihtiyaçlar karşısında her zaman anayasa maddeleri değiştirilebilir olmalı. Tabu haline getiren zihniyeti kabul etmiyoruz. Herhangi bir etnisiteye vurgu yapmadan kucaklayıcı, herkesin ‘ben de buradayım’ diyeceği bir vatandaşlık tanımı istiyoruz.
"Anadilde eğitim hakkı ve evrensel din özgürlüğü çok önemli. Bu ülkede azınlıklar, aleviler yezidiler hep dışlandı. Devletin dine müdahale etmeyeceği, ibadethanelere inanç gruplarının karar verdiği bir din özgürlüğü olmalı. Diyanet kaldırılmalı. Düşünce ve ifade özgürlüğü sağlanmalı. Azınlıkların mülkiyet haklarının iadesi de yapılmalı."
"Yüzde 99,9 'elhamdülillah müslüman'"
Ensarioğlu, Türkiye’de Kürt, alevi, inanç sorunu gibi her türlü sorunun kaynağının anayasa olduğunu o yüzden bu sorunlarının çözümünün bütün farklılıkları teminatı olacak bir anayasa ile mümkün olacağını söyledi.
Ulus devletin özünde baskı ve tekleştirme olduğuna dikkat çeken Ensarioğlu şöyle konuştu:
“İttihat ve Terakki ideolojisi ile yönetilen ülkede 72 farklı millet yaşıyor. Ama yıllar boyunca Türkten çok Türkçülük yapıldı. Bu topraklarda yüzde 25 gayrimüslüm yaşıyordu. Haklarını garantide görmeyen bu insanlar gitti. Şimdi ülkenin yüzde 99,9’u 'elhamdülillah Müslüman'. Ama Kürtler Türkleşmedi. Ve bu sistemin yürümeyeceği anlaşıldı. Artık Ortadaoğu’daki gelişmeler çerçevesinde de ülkenin ortak bir gelecek kurmaya ihtiyacı var.”
Ensarioğlu, başkanlık ve demokratik özerklik gibi partilerin farklı taleplerinin olabileceğini bunun masadan kalkmadan tartışılması gerektiğini söyleyerek barış sürecinin ilerlediği bu dönemde anayasanın mutlaka meclis kapanmadan geçmesi ve sonbaharda referanduma gitmesi gerektiğini söyledi. Aksi taktirde bu fırsatın kaçacağını sözlerine ekledi.
Gürsoy, parlamenter sistemle ilgili oluşan deneyimi ortadan kaldırmak için inandırıcı bir neden olmadığını belirterek "Tek adam zihniyetinin olduğu bu kültür ve beslendiği atmosferde, başkanlık sistemi ve yetkileri tedirginlik yaratıyor" dedi.
Panel, "Başkanlık rejimi, parlementer sistem ve yerinden yönetim" oturumu ve"Eşitlikçi, özgürlükçü, ekolojist ve sosyal anayasa" forumu ile devam edecek. (NV)