"Anayasa Mahkemesi aynı 2008'deki laiklik kararında olduğu gibi esasa girdi, anayasayı ihlal etti ama buna şaşkınlık göstermeyi yersiz buluyorum. Mahkeme esasen 1980 darbesiyle kendisine verilen görevi yerine getirdi. Anayasalar o kadar soyut, hukuk pratiğine o kadar yukarıdan bakan metinler ki, mahkemenin işlevini böylesine daraltmak mümkün değil. Darbe anayasasının önsözü ve ilk dört maddesi yeniden kurgulanan Anayasa Mahkemesinden bunu istiyordu, o da görevini yaptı."
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) başkanı Selçuk Kozağaçlı, hükümetin referanduma taşıdığı değişiklik paketindeki bazı fıkraları oy çokluğuyla iptal eden yüksek mahkemenin bir "uzlaşma"ya gittiğini söyledi.
Kozağaçlı, bianet'e, karara tepki göstermenin "hukukla politika arasındaki ilişkinin anlaşılamamasından kaynaklandığını", Anayasa Mahkemesinin politika dışında olmadığını, böyle kurgulanamayacağını belirtti.
Mahkeme dün akşam açıkladığı kararda Cumhurbaşkanı'nın Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) üye seçimi ve Yargıtay, Danıştay ve Askeri Yargıtay gibi organların üye seçimiyle ilgili bazı ifadelerin iptaline karar verdi. Hükümet "yola devam edeceklerini" açıkladı. Paketi yargıya taşıyan muhalefetse karardan memnun değil.
Bir seçim daha kazanmadan olmaz...
Peki bu karar ne anlama geliyor? Kozağaçlı, Anayasa Mahkemesinin hükümetle uzlaştığı görüşünde.
"Eğer hükümet iddia edildiği gibi bu paketi HSYK ve Anayasa Mahkemesi'nde kadrolaşmanın önünü açmak için hazırladıysa, bu karar AKP'nin hızını kesen, en az bir seçim daha kazanmazsan bunu yapamazsın diyen bir uzlaşma mesajı."
Kozağaçlı'ya göre, mahkeme hükümete "rejime dair böyle ciddi bir numara çevireceksen politik gücünü bir kez daha kanıtlaman gerek" demiş oldu. "Daha önce ordu ve hükümet arasında da böyle bir uzlaşma olmuş ve yine şaşkınlıkla karşılanmıştı. Bunlar politik güç denemeleri."
Hukuksal olarak paketle ilgili tartışılacak birşey olmadığını belirten Kozağaçlı, HSYK'nin bu şekilde demokratikleşmeyeceğini herkesin bildiğini söyledi.
"Eğer hakimlerin, savcıların kendilerini güvende hissetmesini istiyorsanız yapılacaklar belli. HSYK'ye özerklik vermek, adalet bakanlığı müfettişlerinin görevlerini kurula devretmek, bakanı kuruldan çıkarıp bakanlık temsilcisini sıradan bir üye haline getirmek, kendi başkanını kendisinin seçmesini sağlamak, sendikalaşmanın önünü açmak gerekiyor. O zaman hakimler kendilerini bağımsız hissedebilir. Ama her hükümet benim etkileyebileceğim yargıçlar burada yer alabilir mi diye çalışıyor."
Referandumda muhalefetin hatası
Kozağaçlı 12 Eylül'de planlanan referandumla ilgili de muhalefetin önemli bir hata yaptığı görüşünde.
"Referandumu AKP için güvenoyuna dönüştürmek AKP'ye yarar. Çünkü AKP'ye oy vermeyecek ama bu paketi destekleyecek kalabalık bir kesim var. Muhalefet bu kesimi AKP'ye yamadı ve hükümet de bundan memnun. AKP ve karşıtları diye iki cephe oluşturuldu ve AKP'ye her halükarda sahip olduğundan fazla bir politik güç vehmediliyor. Yüzde 51'le referandumda hayır çıksa, AKP'nin yüzde 49 oyu var mı diyeceğiz?"
"Ret oyunun temsil ettiği blok CHP'den, MHP'ye bir dizi aktörü kapsıyor. Karşılarında da AKP. Henüz kurumsal bir görüşümüz yok ama benim aklım boykot fikrine yatıyor. Eğer iyi örgütlenip anlamlı bir sayıya ulaşırsa, boykot oyları başka bir gücü gösterebilir." (EÜ)