İzmir Kırıklar 2 Nolu F Tipi Cezaevindeki mahkumun, iki kez beyin ameliyatı geçirdiği ve hastalığı nüksettiği halde tahliye edilmemesi sebebiyle, “kötü muamele yasağının ihlali” gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvuru olumsuz sonuçlandı.
Erdal Önder İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının “suç işlemek amacıyla örgüt yönetme ve uyuşturucu madde ticareti yapma” suçlarından başlattığı soruşturma kapsamında 6 Aralık 2010’da gözaltına alınmış, üç gün sonra tutuklanmıştı.
Bu suçlardan hakkında İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı. Tutuklu yargılanan Önder, 2005 ve 2006 yıllarında iki ayrı beyin ameliyatı geçirmesi sebebiyle ve cezaevi şartlarında kalmasının hayati tehlike oluşturduğunu belirterek serbest bırakılmasını talep etti. Bunun üzerine mahkeme, ameliyatlara ilişkin raporlarla birlikte Önder’i 15 Ağustos 2012’de Adli Tıp Kurumuna sevk etti.
Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu ise 27 Ağustos 2012’de verdiği kararla “tedavisi ve poliklinik kontrollerinin sağlanması şartıyla Önder’in cezaevi şartlarında infazına devam edilebileceğini” bildirdi. Önder bu rapora itiraz etti ve Adli Tıp Genel Kuruluna sevk edilmesini talep etti. İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi Önder’in bu talebini 14 Kasım 2012’deki duruşmada reddetti.
İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi, 26 Nisan 2013’teki kararıyla Önder’i toplam 55 yıl 2 ay hapse ve 187 bin 500 TL adli para cezasına mahkum etti. Önder’in Yargıtay başvurusu da 11 Haziran 2013’te reddedildi. Bunun üzerine 3 Nisan 2014’te avukatı Emine Ersüs aracılığıyla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yaptı.
Başvurusunda, “beyin tümörü teşhisiyle iki ayrı beyin ameliyatı olduğunu, bu rahatsızlığının tutuklanması sonrasında yeniden nüksettiğini, hayatının risk altında olduğunu, cezaevinde şiddetli baş ağrıları, kusma ve nöbetler geçirdiğini, tümörün yenilendiğini ve acilen ameliyat olması gerektiğini” belirtti.
“Cezaevinde tutulmasının hayati tehlike oluşturduğu gerekçesi ile serbest bırakılma taleplerinin reddedilmesi ve sağlık durumu nedeniyle cezaevi şartlarında tutulmasıyla Anayasa’nın 17. maddesinde tanımlanan yaşam hakkının ihlal edildiğini” ifade ederek rahatsızlığının cezaevinde tedavi ettirilip ettirilemeyeceğine yönelik rapor aldırılması ve tedbiren tahliyesine karar verilmesi talebinde bulundu.
AYM: “Genel zorunluluk” yok
Anayasa Mahkemesi’nin başvuruyla ilgili 22 Ocak 2015 tarihli kararı, bugünkü Resmi Gazete’de yayınlandı:
“Suç isnadına veya mahkûmiyet kararma bağlı olarak özgürlüğünden yoksun bırakılan bir kimsenin sağlık gerekçesiyle serbest bırakılması için hiçbir ‘genel zorunluluk’ bulunmadığı, hasta bir kişinin cezaevinde tutulmasının, ancak cezaevi şartları veya uygulanan tedbirlerin kişiyi olağanın üzerinde sıkıntıya sokacak nitelikte olması halinde insanlık dışı veya aşağılayıcı bir muamele olarak nitelendirilebileceği ve bu kapsamda da somut bir delil olmadığı dikkate alındığında başvurucunun rahatsızlığına rağmen cezaevinde tutulmasına ilişkin şikâyetlerinin somut bir olguya dayanmaması nedeniyle kötü muamele yasağı kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.”
“Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna oybirliğiyle karar verildi.”
İnsan Hakları Derneği verilerine göre Türkiye cezaevlerinde 282’si ağır olmak üzere toplam 721 hasta mahpus bulunuyor. (AS)