"Anayasa Mahkemesi, Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) iptal talebini reddederken, gerekçeli kararında hangi koşullarda esası itibariyle denetleme yapabileceğini belirtmek zorunda değildi. Koşullu bir cümle kullanması 'başörtüsü düzenlemesi'yle ilgili bir karşı dava açılırsa onu esası itibariyle inceleyecek şeklinde yorumlanabilir."
Maltepe Üniversitesi öğretim üyesi ve İdare Hukuku Profesörü Ülkü Azrak, bianet'e CHP üniversitede başörtüsünün serbest bırakılması için Anayasada yapılacak değişiklikleri Anayasa Mahkemesi'ne götürürse, mahkemenin gerekçeli kararını "emsal" gösterip esastan inceleme yapabileceğini söyledi.
CHP'nin "cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine yönelik referandumla kabul edilen anayasa değişikliği paketinin iptali ya da yok hükmünde sayılması" istemini gerekçeli kararında Mahkeme geri çevirmiş, ancak "iptal" yaptırımından daha ağır bir yaptırımı gerektiren hallerde, anayasa değişikliklerini de tartışabileceği mesajını vermişti.
"Mahkeme esasen inceleyebilir"
Anayasanın "Eğitim ve öğretim hakkı ve ödevi" başlıklı 42. maddesine eklenen "Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yükseköğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez" ifadesini değerlendiren Azrak, şöyle konuştu:
"Bu değişiklik tek başına şeklen anayasaya aykırı bir nitelik taşımıyor. Sadece kanuna göndermede bulunuyor. 1750 sayılı Üniversiteler Kanunu'nun Ek 17. maddesi 'Kimse başının örtülü olması sebebiyle yüksek öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz' şeklinde düzenlenirse, o hükmün laikliğe aykırı olduğu iddia edilebilir."
"Şimdiki düzenlemeyle başörtüsü serbest olmaz"
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Grup Başkanvekili Nihat Ergün'ün açıklamalarını da yorumlayan Azrak, Ergün'ün tavsiyesinin anayasa taslağını hazırlayan komisyonun başkanı Prof. Dr. Ergun Özbudun'a ait olduğunu düşünüyor:
"Bu maddede Ergün'ün belirttiği değişiklik üniversiteye istenmeyen kara çarşaf, sarık gibi kıyafetlerin girmesine engel olmak için. Özbudun kendi tavsiye ettiği 42. maddede yapılan değişikliğin ardından Ek17. maddenin aynı bırakılmasından doğabilecek sonuçlardan çekindi. Sorumluluk yine kendisine dönecekti."
Ergün önceki gün yaptığı açıklamada konuyla ilgili şunları söylemişti:
"Neyin serbest olacağı değil, neyin yasak olacağı düzenlenmeli. Yoksa uygulayıcılar, ’Bunun dışında hiçbir şey serbest değildir’ diyebilirler. Ek 17’yi o çerçevede ele alacağız."
Kanunun Ek 17. maddesi kaldırılmadığı ya da değiştirilmediği sürece Anayasadaki değişikliğin üniversitede başörtüsü serbestliği için yeterli olmadığını vurgulayan Azrak, bu konuda Yüksek Öğretim Kurulu'nun (YÖK) bir genelge yayınlamasının da yeterli olmayacağını ifade etti:
"Maddedeki yasaklar ve sınırlamalar hâlâ yürülükte. O yasaklar varken rektörler sırf anayasaya dayanarak türbanlıları üniversiteye alamazlar. Alırlarsa kanuna aykırı hareket etmiş, suçlu duruma düşmüş olurlar." (GG/TK)