Mehmet Mercan bugünlerde gazetecilik mesleğine başlayışının 50. yılını devirmiş ve kutluyor. Mesleğe 1953'te başlamış. Dile kolay tam 50 yıl bölgede bu işin ezasını, cefasını çekmiş. Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti de bu kadir kıymet bilirliği bir vefa örneği göstererek kitabın basım işini üstlenmiş. *
Kendini bildi bileli gazeteci Mehmet Mercan. Mesleği kadar memleketi Diyarbakır da yazdıklarına, yaptıklarına yansımış rehberlik etmiş. Hani hepimizin yaşamında zaman zaman yer etmiş, şekillenmiştir. Hatta hiç yazma alışkanlığı olmayanlarda bile! "Şunları yazsam" diye geçirmişizdir içimizden. Sonra daha bir iddialı olarak "Şunları bir yazsam" deyivermişizdir. Bazen de bizim o içimizdeki devi uyandırmayı tetikleyecek birileri sanki içimizdekini okur gibi " Yahu. Bu bildiklerini, yaşadıklarını, tanıklıklarını yazsana!" demişlerdir.
İşte tam da o noktada 65'li yaşlarında oturmuş daktilosunun başına yazmaya başlamış Mehmet Mercan ağabey. Daktilo diyorum, çünkü onun kuşağı için daktilo bile lükstü, anılarından bilirim. Şimdilerde yeni yeni bilgisayar ile tanışıyorlar. Öylesine bir panoramik profil sunuyor ki bölge yerelinden! Yaşadığı günlerin ortamında "Uygun bulunmayanlar" ya da "yayın değeri yok" denilenler bugün bakıyorsunuz tarihi belge haline dönüşmüş kitapta.
Mehmet Mercan'ın gazetecilik anıları daha çok Diyarbakır merkezli. Ve elbette doğu ve güneydoğudan. Kimi kez çocukları için bir lokma ekmek uğruna can veren bir köylünün dramı, kimi kez de devrin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'a derdini anlatamayan Çatlı depremzedenin hüznünün tanıklığı.
Diyarbakır yakınındaki Pirinçlik köyündeki ekin yangınını haber yapan gazetecinin haberi üzerine devreye giren "Devlet Sırrı" mantığını, ya da Diyarbakır'da yapılan NATO tatbikatı brifingine Yunanlı, Rus, İngiliz, Belçikalı ve Fransız gazeteciler salona alınırken Diyarbakırlı gazetecilerin engellenmesinin gazetecide yarattığı burukluk. Haritalarda genellikle sürgün yeri olarak kabul gören ve "oradan ötesi yok" dedirten Şırnak'ın, Hakkari'nin Tanin dağlarının kuş uçmaz kervan geçmez mekânlarında yol açmaya çalışanların dramları yine Mercan'ın kitabında geçmiş zaman tanıklığına dönüşmüş. Hüseyin İnan ve arkadaşlarının El Fetih dönüşü Diyarbakır'da yakalanışlarının trajik ve de komik öyküsü de yine gazeteci tanıklığına kalmış.
Mehmet Mercan'ın kitabı yalnız anılarla sınırlı değil. Matbaanın icadı ve sonrasında Osmanlı'nın kabulü. Daha sonra da 1860'lı yıllarda İstanbul'da ilk gazetenin çıkışından birkaç yıl sonra Anadolu'nun ilk gazetesinin Diyarbakır'da çıkışı da var kitapta. Ve bugünlere gelinceye kadar Diyarbakır'da yayınlanmış bir dolu dergi ve gazetenin isimleri, sahipleri, yayın kurulları hatta bir kısmının içerikleri de ayrıntılandırılarak yer almış kitapta.
Bu yönüyle iyi bir araştırma kitabı da olmuş "Anadolu'da Gazetecilik ve Diyarbakır Basını". Ve bütün bu gazete ve dergilerin logolarının ve kupürlerinin de görsel zenginlikle kitapta yer alması kitaba ayrı bir renk katmış. Ve elbette kitabın sonundaki 50 yılın fotoğraf albümü de cabası.
Mehmet Mercan Diyarbakır'ın Lice ilçesinin Pêçar köyünde 1933 yılında doğmuş. Profesyonel gazeteciliğe 1953 yılında Diyarbakır'da başlamış. Diyarbakır'daki; Yeni Şark, Ümmid, Demokrat Şark ve Gayret gazetelerinin dışında, Türk Basın Ajansı, Zafer, Milliyet, Cumhuriyet gazetelerinde çalışarak Hürriyet gazetesinden emekli olmuş.
1869 yılında Anadolu'nun ilk gazetesi olarak Diyarbakır'da yayın hayatına başlayan Süleyman Nazif'in babası Sait Paşanın sorumluluğundaki "Diyarbekir Gazetesinin" yayınının üzerinden tam 135 yıl geçmiş. İşte Mehmet Mercan bu 135 yıllık serüvenin son 50 yılının, aslında yaşını ve ilgi alanını da işin içine katarsak belki de yarısının canlı tanığı ve de kalemşoru.
Bu açıdan "Anadolu'da Gazetecilik ve Diyarbakır Basını" Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti Yayını olarak ve de bölgenin basın tarihi açısından da önemli bir boşluğu doldurmada verimkâr bir çalışma. Ne yazık ki 1998 yılında basılan kitabın bu günlerde baskısı tükenmiş durumda. Ama sevindirici bir haber belki de şu: Mehmet Mercan'ın yeni bir çalışması ile birlikte daha önce yayınlanmış "Diyarbakır Türküsü" de dahil; Diyarbakır'da yeni kurulan Lis Yayınlarının programında. (ŞS/YS)
*Mehmet Mercan, Anadolu'da Gazetecilik ve Diyarbakır Basını. Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti Yayınları:1. 1998. Diyarbakır