Mimar Sinan Üniversitesi HDK Gençlik Meclisi, 21 Şubat Anadili Günü'nde "anadili" konusunun tartışıldığı bir panel düzenledi.
Panelde Boğaziçi Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesi'nde Kürtçe dersleri veren ve DISA (Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü) tarafından yayınlanan "Dil Yarası" kitabının yazarlarından Şerif Derince, 88 yıldır Rumca yayın yapan Apoyevmatini gazetesinin sahibi ve yayın müdürü Mihail Vasiliadis, Ermeni okullarında ve vakıflarında yöneticilik yapmakta olan Garo Paylan ve sosyolog Bahar Şahin Fırat konuşmacı olarak katıldı.
Derince: Direnişin temel iki talebinden biri anadili
Şerif Derince konuşmasına 21 Şubat Anadili Günü'nün ilk olarak 1952'de anadillerini savundukları için katledilen gençleri anma amacıyla başladığını hatırlatarak başladı. Günün adı Anadili Şehitleri Günü'yken "Birleşmiş Milletler tarafından liberalize edilerek, 1999 yılında 'Anadili Günü'ne evrilmesini" eleştiren Derince, dünya üzerindeki farklı eğitim modellerinden hareketle 'anadilde eğitim nasıl örgütlenebilir' sorusuna yanıtlar aradı. Eleştirel- dönüştürücü eğitim modellerini de aktaran Derince, "anadili" meselesinin politikliğini 12 Eylül 2012'de başlayan açlık grevlerindeki direnişin temel iki talebi olmasıyla açıkladı.
Vasiliadis: Azınlık olmak ve anadili
Apoyevmatini gazetesinden Mihail Vasiliadis, Türkiye' de yaşayan Rum halkının baskıcı politikalar sebebiyle yaşadıklarını kendi deneyimleri üzerinden paylaştı. 88 yıldır yayın yapan gazetenin karşılaştıkları zorluklara rağmen yayın hayatına devam edebilmesi için sürdürdükleri mücadeleye değinen Vasiliadis, "azınlık" olma durumu ve anadil ilişkisi üzerinde durdu. Vasiliadis, 1958 yılında İstanbul Üniversitesi öğrencisiyken, ders arasında Yunanistan'dan gelen ve Türkçeyi pek bilmeyen bir öğrenciye dersi Rumca tercüme ederken "Burası Keferistan değil" diyen bir öğrenciyle tartışma yaşadığını ve okulu bıraktığını söyledi. Okula geri dönmesi için aradan 54 sene geçmesi gerekmiş.
Fırat: Sömürgeci zihniyet
Sosyolog Bahar Şahin Fırat, "anadili" tartışmalarına "çoğunluk" olarak nitelendirilen "Türk" halkının gözünden bakarak, halkların nasıl milliyetçilik çukurlarına düşerek başka halkların demokratik taleplerine karşı duyarsızlaştığını, sömürgeci zihniyetin kültürlerarası uçurumlar yaratarak toplumsal hoşgörüsüzlük ortamı inşa ettiğine değindi.
Paylan: Anadili eğitiminin verilmesi yeterli değil
Son olarak yıllardır Ermeni okullarında anadilde eğitimi ne şekilde örgütlediklerini paylaşan Garo Paylan, anadilde eğitimin bir dilin yaşaması ve kamusal alanda tercih edilmesi için yeterli olmadığını belirtti. Soykırımlarla ve baskıcı politikalarla habitatları daraltıldığı için anadillerini her alanda konuşamadıklarını belirten Paylan, son yıllarda anadilde eğitime dair gerçekleştirdikleri çalışmaların umut verici olduğuna da değindi. (BA/HK)