TBMM Genel Kurulu'nda dün yapılan görüşmelerde anadilde savunmaya ilişkin kanun tasarısının ilk maddesi kabul edildi.
Kabul edilen maddeye göre, sanıklar iddianamenin okunması ve esas hakkında mütalaanın verilmesi üzerine sözlü savunmasını kendisini daha iyi ifade edebileceğini beyan ettiği başka bir dilde yapabilecek.
Tercüme hizmetleri ise il adli yargı adalet komisyonlarınca oluşturulan listeden, sanığın seçeceği tercüman tarafından yerine getirilecek.
Tercümanın giderini devlet karşılamayacak.
Savcılar ve hakimler, bulundukları illerdeki listelerden değil, diğer illerdeki listelerden de tercüman seçebilecek.
Adalet Bakanlığı, buna ilişkin yönetmeliği kanun yürürlüğe girdikten sonraki bi ay içinde çıkaracak.
Tercüman listeleri oluşturuluncaya kadar sanık mahkemeye kendi tercümanını getirecek.
Görüşler
Anadilde savunmaya ve hükümlülerin cezaevinde eşleriyle görüşmesine imkan tanıyan kanun tasarısının Meclis'te görüşülmesi sırasındaparti grupları görüşlerini dile getirdi.
BDP Grubu adına söz alan Adana Milletvekili Murat Bozlak, anadil hakkının temel, evrensel, yaşam hakkı kadar kutsal bir hak olduğunu söyledi.
''Kürt sorununun Türkiye'nin en temel sorunu olduğunu'' vurgulayan Bozlak Kürtlerin anadilde savunma hakkından bahsettiği için bu değişiklik maddesinde kıyameti koparanlar, Kürt sorununun çözümü masaya yatırıldığında acaba ne yapacaklar'' diye sordu.
AKP Isparta Milletvekili Recep Özel de yargılama dilinin değişmediğini söyledi, resmi dil ve yargılama dilinin Türkçe olduğunu vurguladı.
CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan bir ülkede yargılama dilinin tartışmaya açılamayacağını, aksi halde egemenliğin tartışmaya açılmış olacağını söyledi.
Türkiye'nin uzun zamandan beri savunma hakkı ihlalleriyle karşı karşıya bulunduğunu savunan Tezcan, bunun tek nedeninin, ''yargının doğrudan doğruya siyasallaşması, siyasetin kontrolü altına girmesi'' olduğunu ileri sürdü. (YY)