Canınız yandığında acınızı hangi dille ifade edersiniz? Ana dilinizde...
Tıpkı sevginizi ve sevincinizi de anadilinizde yaptığınız gibi.
Sağlık hizmetinde de sağlığının bozulması, hastalanması nedeniyle ağrısı olan, canı yanan insanların yakınmalarını en azından "ünlem olarak" anadillerinde ifade ettiklerini yakından biliyorum.
Onlara hizmet eden eğer kendi dillerini bilen bir sağlıkçı değilse, yakınmalarını ne kadar zorlanarak ifade ettiklerini de.
Sağlıkçı ya da hekim yalnız bilgisi ve sahip olduğu olanaklarıyla hastalarına hizmet sunmaz. Hastalıkları iyileştiren temel unsurlardan birisi de hekimin ona bunların dışında sunduklarıdır. Bir sözdür, bir gülüştür, herhangi bir yolla gerçekleştirilmiş bir ifadedir. O ifade dili doğru seçilmişse hastalar daha bu andan başlayarak iyileşirler. Konuşmak ve dinlemek bu ifade yollarının başında gelir.
* * *
Anadilde sağlık hizmeti vermenin en azından sağlık hizmetinin yerine getirilmesinde bir zorunluluk olan "aydınlatılmış onam" ya da "bilgilendirilmiş rıza"nın gerçekten ve doğru bir şekilde yapılması bakımından önemlidir.
Dahası bu hekimlerin ve hekim örgütlerinin "göz ardı edemeyecekleri" bir görevdir. Henüz bu yönde "büyük" gelişmeler göremesek de bunun farkında olanların sayısı giderek çoğalıyor.
Diyarbakır Büyük Şehir Belediyesi'nde halka yönelik sağlık bilgilendirme amaçlı yapılan "Kürtçe film ve belgeselleri" üretenleri saygıyla anıyorum.
TRT'nin bence gecikerek yayına soktuğu Kürtçe televizyon kanalı TRT "Şeş"in hangi amaca hizmet ettiği, ne yapmaya çalıştığı ve nasıl yaptığına dair "politik" tartışmalara girmeyeceğim. Bu kanalı düzenli olarak izlemediğimi içeriğinin ayrıntısını da bilmediğimi söylemeliyim. Ama bu olanaktan sağlık hizmeti verenler de "toplum yararı" için yararlanmalıdırlar.
* * *
Kürtçe'nin açık biçimde kullanılmasının bir "devlet politikası" olarak benimsenmesi bence sağlık hizmetinin zorunlu unsurları için bir "fırsat ve olanak"tır. Bu gelişmeden yararlanılmalı ve hatta yeni açılımlar için adımlar atılmalıdır.
Hekimler pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da "öncü" olabilirler. Yararlandıkları medya ve iletişim ortamlarını da bu bağlamda da çeşitlendirmeleri gerekir.
Kürtçe bilen hekim, uzman ve bilim insanları hem bilimsel üretimlerini kamuoyuna iletir, duyurur ve bilgilendirirken, hem de hizmetlerini sunarken "Kürtçe"yi de kullanabilirler. Verdikleri hizmet sırasında Kürt hastalarıyla Kürtçe konuşan sağlıkçılar var. Bunun yaygınlaşması ve Kürtçe bilen herkesin yapması da "sağlık hizmeti"nin doğasının gereğidir.
Tabipleri Birliği ve Halk Sağlığı Uzmanları Derneği gibi toplumun genel sağlığına yönelik etkinliklerde bulunan uzmanlık derneklerinin, bu bölgede daha fazla görülen çeşitli sağlık sorunlarına yönelik oluşmuş "hastalık ve hasta dernekleri"nin, bu arada sağlık bilgisini üreten ve öğreten kurumların da bu konuya yönelik "ciddi" çabalarda bulunmaları, hatta TRT "Şeş"e katkıda bulunmaları gerekir. Benzer biçimde TRT'nin bu yapıların toplum sağlığına yönelik ve halkı bilgilendirici üretimlerini yayınlaması gerekir.
* * *
Kürtçe yazılı medyanın da, bu anlamda kamuoyuna yönelik bilgilendirme faaliyetinde bulunanların da bu ileti ve üretimleri aktarma konusunda yardımcı ve destek olmaları bir yana, bu konuda kendilerini görevli saymalarında da büyük yarar var.(MS/TK)