Anadilde Eğitim Hakkını Talep Eden İmza Kampanyası İnisiyatifi'nden Medeni Alpkaya, anadilde eğitimin önündeki engel ve yasakların, çatışmalara ve barış ortamının bozulmasına davetiye çıkardığını belirterek, çatışmasızlık ve barışın teminatının anadilde eğitimle sağlanacağını söyledi.
Alpkaya, kampanya ile Anayasa'nın 42, 3 ve 66. maddelerinde, anadilde eğitim ve öğretim yapmayı engelleyen hükümlerin değiştirilmesi için hükümet üzerinde baskı geliştirmeyi ve hükümetin bu konuda yasal düzenlemelere geçmesi yönünde uyarılarda bulunmayı amaçladıklarını söyledi.
Türkiye'nin 81 ilinde, 1 Haziran'da anadilde eğitim talebiyle "Anadilde Eğitim İstiyorum" kampanyası başlatıldı.
Kampanya dolayısıyla KESK tarafından 8 Temmuz tarihinde Sanat Sokağı ile Koşuyolu Parkı'nda iki ayrı stand açıldı ve sadece 3 gün içinde kent merkezinde 60 bin imza toplandı.
Halen devam eden kampanya kapsamında toplanacak imzalar, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) ve Avrupa Parlamentosu'na gönderilecek.
AB normlarına uyum çabası
Kampanyayı Anayasa'da bulunan yasal düzenlemeleri Avrupa Birliği normlarına uyum sağlamaya yönelik bir çaba olarak değerlendirdiklerini ifade eden Alpkaya, "Türkiye'nin, Avrupa Birliği'ne giderken ev ödevini çok iyi yapması gerekiyor. Bizler de bu ödevi yapmakta katkıda bulunacağız. Çünkü çağdaş uygar bir Türkiye, anayasasında böyle yasakçı hükümlerle AB'ye girmeye aday bir ülke olamaz" diye konuştu.
Alpkaya, anadilde eğitim ve öğrenim hakkının Türkiye'de birliğin ve bütünlüğün teminatı olduğunu söyledi.
Son yıllarda eğitim alanlarında Kürtçe dilini öğrenme imkanını tanıyan kursların açıldığını hatırlatan Alpkaya, bunların yetersiz kaldığını belirterek,şöyle devam etti:
"Kürtçe'yi kullanan bir kişinin anadilinin Kürtçe, Türkçe'yi kullanan bir kişinin anadili ise Türkçe'dir. Bu tartışmasız bir gerçektir. Türkiye'de Türkçe'nin dışında da kullanılan dillerin olduğu bilinmektedir"