Paşa'nın telefonunu emir subayı kullandı
İddianamede İlhami Erdil'e yöneltilen ilk suçlama, kendine yani Deniz Kuvvetleri Komutanı'na tahsis edilen cep telefonunu, Emir Subayı Yardımcısı'nın kullanımına vermek.
İddianamede, emir subayı yardımcısı tarafından kullanılan Erdil Paşa'ya ait 0532 447 .... nolu telefonun faturalarının insaf sınırlarını aştığı belirtiliyor.
Eylül 1999 ile Mart 2001 tarihleri arasında 3 ila 158 milyon lira arasındaki aylık fatura bedellerinin, Nisan 2001'de 302.5 milyon, Mayıs 2001'de 409.4 milyon, Haziran 2001'de 982.9 milyon, Ağustos 2001'de ise 997.7 milyon liraya ulaştığı belirtilerek, 2001'de yapılan anormal görüşmelerin 3 milyar 240 milyonu bulduğuna dikkat çekiliyor.
* Askeri Savcı, Erdil'in "görevi ihmal", Emir Subayı Yardımcısı'nın ise "görevi kötüye kullanma" suçunu işlediğini belirtti. Ayrıca paranın iki sanıktan faiziyle tahsilini istedi.
İddia 2
Emir Subayı, kızının ihale işlerini takip etti
İddianamede yer alan 2. suçlama ise hayli ağır. İlhami Erdil Paşa, Ağustos 1999'da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na atanıp, görev yeri olan Ankara'ya gidiyor.
Buna karşılık Emir Subayı Yardımcısı'ın (Paşa'nın cep telefonunu kullanan subay) beraberinde Ankara'ya götürmesi gerekirken, İstanbul'da bırakıyor. Emir Subayı Yardımcısı, Sarıyer ve Kasımpaşa orduevlerinde kalıp, İlhami Erdil'in kızının işlerini takip ediyor.
Kendi kardeşi ve Erdil Paşa'nın kızının gizli ortağı Şirin Melek Özden, müteahhit Feridun Toydemir ve ortaklarının katıldığı ihaleleri yönlendirerek çıkar sağlıyor.
* Askeri Savcı, şifahi emirle başıboş bıraktığı personelin ihale takipçiliği gibi yasalara aykırı işlere karışması nedeniyle İlhami Erdil ve Emir Subayı Yardımcısı hakkında görevi ihmal suçundan ceza istiyor.
İddia 3
Mutfak masrafları askeri bütçeden
İlhami Paşa, Ağustos 1999'da Ankara'da göreve başladıktan sonra misafirlerini komutanlık konutunda ağırlamaya başladı. Ancak, yapılan harcamalara ilişkin tutanak düzenlenmedi.
Ağırlamalarda gereken malzemeler için bazı lüks marketlerden sınırsız veresiye alışveriş yapıldı. Bir emir astsubayı alışverişlerde ve mutfakta görevlendirildi. Marketlerde açılan veresiye hesaplar Deniz Kuvvetleri'ne tahsis edilen 480 no'lu harcama kaleminden kapatıldı.
Marketlerden yapılan alışveriş, komuta katı için yapılmış gibi gösterildi. Çoban Çiftliği adlı markete Aralık 1999-Aralık 2000 arasında 7 fatura karşılığı 28 milyar 989 milyon ödeniyor (Yaklaşık 50 bin dolar).
Füsun Hanım, daha sonra Ankara'nın en lüks şarküterisi Salih Market'i keşfediyor. Bu markete Mayıs 2000 ile Temmuz 2001 arasında 20 fatura karşılığı 124 milyar 598 milyon ödeme yapılıyor. (Yaklaşık 100 bin dolar) Somun Unlu Mamüller'e de 6.6 milyar ödeniyor.
* Savcı, 160 milyar 220 milyonluk harcamanın İlhami ve Füsun Erdil çiftinden tahsilini istedi. Ayrıca Erdil çifti "Görevi kötüye kullanmak"la suçlanıyor.
İddia 4
Beymen'den alman vazolara iki ödeme
Füsun Hanım Ankara Beymen mağazasında kristal bardak, vazo ve kül tablasıyla bir çerçeve beğeniyor. İlhami Erdil de Destek Kıtaları İkmal Kısım Amiri Binbaşı Tanju Türk'e talimat vererek 3 milyar 117 milyon tutarındaki bu malzemeyi 30 Kasım 2000'de satın aldırıyor (Dönemin kurlarıyla yaklaşık 6 bin dolar).
Bu mallar daha sonra Deniz Kuvvetleri'ne malzeme veren Bilsan Billuriye tarafından Komutanlığa satılmış gibi ikinci kez sahte belgelerle faturalandırılıyor. Komutanlık katı ve konutta yapılan aramalarda bu malzemelerin bulunamadı.
* Savcı, bu zararın tahsilini talep ediyor.
İddia 5
İlhami Paşa'nın kızına usulsüz ihale verildi
Beşinci suçlamada ise İlhami Erdil'in kızı Deniz Halide Erdil'in adı geçiyor. Bu olay İstanbul Tersane Komutanlığı'nda çok miktarda son kullanma tarihi geçmiş boya bulunmasıyla ortaya çıkıyor.
Soruşturmada, ihalenin "çarşı pazarlığı usulüyle sonuçlandırıldığı" ve bu usulün parasal limitinin tutturulması için 4 ihaleye bölündüğü anlaşılıyor. 2001'deki üç ihaleyi Şirin Melek Özden'in sahibi olduğu Heker firması kazanıyor.
Bu firma 4 bin 650 kg. boyayı 22.7 milyar bedelle satıyor. İhalelerden önce, İlhami Erdil denetleme için geldiği İstanbul Tersane Komutanlığı'nda Metin Poyrazlar'a kızının arkadaşı Şirin Melek Özden'den bahsederek 'Size birisini göndereceğim' bir kart bırakacaklar, tekliflerini değerlendirin' diye talimat veriyor.
İfadesine başvurulan Erdil Paşa'nın kızı, Şirin Melek Özdenle ortak olduğunu reddediyor. Araştırmada Askeri Savcı elde edilen telefon kayıtları, ortak banka hesaplarında bir meblağın olması nedeniyle ortaklık bulunduğu kanaatine varıyor.
* Şirin Melek Özden, Deniz Halide Erdil askeri mahkemede yargılanacak diğer sivillerin dosyası Pendik Başsavcılığında.
İddia 6
İhale nedeniyle kalp spazmı geçiren albay
Askeri savcılığın yaptığı araştırmada, Erdil'in Emir Subayı Yardımcısı 2000 yılında kardeşinin ihale alması için devreye giriyor. Emir Subayı Yardımcısı, İstanbul Deniz İkmal Grup Başkanı Albay Bahri Yılmaz Mısırlı'yı arayıp bazı projelerle ilgili işlerin kardeşine verilmesini istiyor.
Albay Mısırlı, projelerin bu kişiye verilmesi halinde fiyatların 5 katına çıkacağı gerekçesiyle bu isteği reddediyor. Yapılan baskı sonucu kalp spazmı geçiriyor ve bir kalp damarına stent takılıyor.
* Savcı bu eylemi de görevi kötüye kullanma cürmü olarak değerlendiriyor.
İddia 7
Mal varlığım açıklayamadı, iki dairesine tedbir kondu
Askeri savcının iddianamesinde en çarpıcı bölüm "7 numaralı olay". Savcılık, İlhami Erdil'in kızının bazı ihalelerde adının geçmesi ve Emir Subayı Yardımcısı'nın kardeşi lehine bazı ihalelerde baskı kurması nedeniyle mal varlığı araştırması başlattı. Araştırma sonucunda malvarlığında dikkat çekici artışlar tespit edildi.
Erdil'in malvarlığındaki en önemli kalem olarak Etiler Alkent sitesindeki 2 lüks daire tespit edildi. 13 Aralık 1999'da alınan çatı dubleksi dairenin değerinin alım tarihinde 750-800 bin dolar, aynı blokta 25 Mayıs 1999'da kızı adına satın aldığı dairenin ise 450 bin dolar değerinde olduğu belirlendi.
24 Mart 2003'te askeri savcı tarafından ifadesi alınan İlhami Erdil, bu daireleri amcası Muhterem Kolay'ın kendisine elden nakit olarak verdiği parayla aldığım söyledi. 2 Eylül 2004'te ise ifadesini biraz değiştirip, çatı dubleksini 320 milyara (1999 sonu kurlarıyla yaklaşık 650 bin dolar) satın aldığını, bu paranın yüzde 90'ını amcasının (amca dedeği kişinin babasının kuzeni olduğu ortaya çıktı) verdiğini söyledi. 100-110 milyara alınan ikinci dairenin parasını ise kendi ödediğini söyledi.
Araştırmada, İlhami Erdil'in daireleri aldıktan 1 ay sonra vermesi gereken mal beyanını vermediği anlaşıldı. Daha da ilginci 1999 yılında aldığı daireleri, 2000 yılının Şubat ayında verdiği mal beyanında göstermediği tespit edildi.
Savcılık, İlhami Erdil'in amcasının alım tarihinden 6 ay önceki ve sonraki banka hesaplarını da inceledi. 1 milyon 250 bin dolar tutarındaki bu paranın banka hesaplarında bulunmadığı anlaşıldı.
İddianamede amca Muhterem Kolay'ın çocukları ve diğer yakınları dururken, bu büyüklükteki bir parayı Kuvvet Komutanı mertebesine yükselmiş ve pek çok gayrimenkulu bulunan bir kişiye vermesinin doğal olmadığı kanaati belirtildi.
* Savcı iddianamenin son bölümünde 1 milyon 250 bin dolara satın alınan bu 2 dairenin bedelini nasıl temin ettiğini açıklayamayan ve çelişkili beyanlarda bulunan Erdil hakkında haksız mal edinme suçundan kamu davası açıldığını belirtti. Alkent'teki iki daireye tedbir konuldu.
İşte İlhami Erdil Paşa'nın ifadesi:
Daireleri vefat eden amcamın sağlığında verdiği parayla aldım
Genelkurmay Başkanlığı'nca, 15 Eylül 2003 tarihinde verilen "soruşturma emrinden" sonra Kalender Orduevi General Suiti'nde Deniz Kuvvetleri Eski Komutanı İlhami Erdil ile birlikte karısı ve kızlarının ifadeleri alındı.
İlhami Paşa'nın Genelkurmay Askeri Savcısı Saim Öztürk'e verdiği ifade özetle şöyle:
* Deniz Kuvvetleri Komutanlığı görevimi yürütürken deprem sonrası ihtiyaçların giderilmesi için alımlar yapıldı. Her kuvvet komutanı değişiminden sonra olduğu gibi, yerleşmemizde ortaya çıkan ihtiyaçlar doğrultusunda ufak tefek alımlar olmuştur.
Gereken özeni gösterdik
* Gerek konut için gerekse yurtdışına giderken veya yurt içindeki kabullerde vereceğimiz hediye ve yemekler için gerekli alışverişleri eşim bizzat seçerek ilgili kişilere gösterir. Onlar da bu alımları yapardı.
Geçmişteki uygulamalar bu şekildedir. Ben, misafirim olan yabancı subayları ve diğer devlet adamlarım konutumda ağırladım. Bu kişileri ağırlarken gerekli titizliği gösterdik. Özellikle yabancıları ağırlarken misafirperverliğin en iyisini göstermeye çalışırdık. Gittiğimiz pek çok ülkede de komutanlar bizi konutlarında ağırlardı. Elbette ki bunun için masraftan kaçınılmazdı.
Kolesterolüm var, az yerim
* Gerek gelen misafirlere gerekse hediye şeklinde özel yiyecekler tüketilmiş olabilir. Ancak biz kendimiz için son derece mütevazı bir yemek alışkanlığına sahibiz. Eşim özel gıdasına dikkat eden bir kişidir. Benim de kolestrol problemim vardır. Bir sabah kahvaltısı bir akşam yemeği yerim.
Oramiral İlhami Erdil konut masrafını açıklarken savcıya bir anısını da şöyle anlattı:
* Şu anda İngiliz Genelkurmay Başkanı olan Amiral Boyce, Donanma Komutanı olarak Türkiye'ye geldiğinde kendisini Gölcük'te konutumda ağırladım. Bilahare kendisi Deniz Kuvvetleri Komutanı oldu ben de aynı göreve atandım.
İngiltere'ye gittiğimde o da beni kendi evinde ağırladı. Eşimle birlikte İngiliz adetleri ötesinde sıcak bir misafirperverlik gördüm. Kendisi sonra Genelkurmay Başkanı oldu. Halen arkadaşlığımız sürüyor. Buna, ABD, Japonya, Fransa, Avustralya, İtalya Deniz Kuvvetleri Komutanları ve zamanın Güney Bölgesi NATO Komutanını da ilave edebilirim.
Japonya'dan konuştum
Erdil, savcının insaf ölçüleriyle bağdaşmadığı anormal görüşmeler olarak nitelediği telefon konuşmaları ile ilgili sorusuna ise şöyle cevap verdi:
*Söz konusu telefona yüksek bir ödeme rakamı gelmişse bu Avustralya, Japonya gibi yurtdışı görevlerim esnasında yaptığım konuşmaları kapsayan bir fatura olabilir. Başkaca faturalarda yine yüksek rakamlar dış görevler nedeniyle gelmiş olabilir. Emrimde çalışan yardımcı personelin de telefonları suiistimal edeceğine inanmıyorum.
Erdil kızının gizli ortağı olduğu iddia edilen Şirin Melek Özden'in sahibi olduğu Heker firmasınca son kullanma tarihi geçmiş boyaların satışıyla ilgisi olmadığını söyledi ve kendini şöyle savundu:
* İstanbul Tersanesi'ne boya alımları ile ilgili ben Tersane Komutanı Tuğamiral Metin Poyrazlar'a herhangi bir kişi veya firmayı işaret edecek şekilde telkinde bulunmadım, emir vermedim.
Parayı amcam verdi
Erdil malvarlığıyla ilgili soruları şöyle yanıtladı:
* Üzerime kayıtlı bir gayrimenkul yoktur. OYAK ve Ziraat Bankası'nda 8-10 milyar liram olduğunu hatırlıyorum. Daha doğrusu miktarı hatırlamıyorum.
Eşimin üzerine kayıtlı hatırladığım kadarıyla Adapazarı, Düzce, Yalova, Kadıköy ve Etiler'deki daire mevcuttur. Kadıköy'deki daireyi ataşelikten döndükten sonra almıştık. Etiler'deki diğer daireyi amcam almıştı.
Diğerleri hepsi anne, baba ve ailedendir. Etiler'deki daireyi alırken amcam Muhterem Kolay elden nakit olarak dairenin parasını vermişti. Kendisi hayatta değildir. Ayrıca kızıma aynı semtte ufak bir daire daha almıştır. (TH/BA)