Erzurum Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi.
IPS İletişim Vakfı'nın düzenlediği, Kadir Has Üniversitesi'nde gerçekleşen Okuldan Haber Odasına (OHO) 2015’in ilk gününde “Türkiye'de Habercilik Nereden Nereye?” başlıklı oturumda The Economist Türkiye temsilcisi gazeteci Amberin Zaman konuştu.
Amberin Zaman kimdir? |
İsviçre ve ABD’de sırasıyla sanat tarihi ve siyaset bilimi okudu. Gazeteciliğe 1991'de New York merkezli Business Week dergisinde borsa muhabirliğiyle başladı. 1992'de Türkiye’ye döndü; The Daily Telegraph, The Washington Post, The Los Angeles Times ve The Voice of America’nın Türkiye muhabirliğini yürüttü. An itibarıyla The Economist dergisinin Türkiye temsilcisi. Al Monitor haber portalı için düzenli haber ve analizler yazıyor. Türkiyeli bir anne ve Bangladeşli bir babanın kızı. Türkiye'de yazı hayatı Taraf gazetesindeki köşesiyle başladı. Şu anda Diken'de yazıyor. |
Gazeteciğe başladığı yılları anlatan Zaman, Türkiye'de haberciliği birkaç cümleyle özetlenebileceğini söyledi.
Zaman, " Türkiye basınına, son 25 seneye bakarsak oldukça berbattı ve halen berbat. Bu ülkede gazetecilik her zaman çok zordu ama artık daha zor gibi görünüyor. Çünkü, devlet artık merkez medyaya da dokunuyor. Eskiden sadece 'marjinal' olarak görünen Kürt, sol ve muhalif kesimlere baskı vardı. Hatta baskılar ölümcül olabiliyordu. Bunları merkez medyadan pek duyamıyorduk. Siz gazeteci olmak istiyorsanız, lütfen olun. Dünyada gazetecilikten daha güzel, keyifli ve daha anlamlı bir meslek olduğuna inanmıyorum. Gelişen teknoloji ise bir takım şeyleri aşmamızı sağlıyor. "
90'lı yıllarda gazetecilik
90'lı yıllarda gazetecilik yapmanın gerçekten zor olduğunu söyleyen Zaman o yılları şöyle anlattı:
"90'lı yıllar çok zordu. Özelikle Güneydoğu'ya gidiyorduk biz. Doğuda şiddet ve baskı doruktaydı. 1992 yılındaki Newroz'u Cizre'de geçirdim. Çok korkunçtu, gerçekten. Gazeteci arkadaşımız İzzet Keser gözümüzün önünde öldürülmüştü. Can güvencemiz yoktu. Sokakta yürüyemiyorduk. Diyarbakır'a o yıllarda gitmiş olsaydınız anlardınız. Hava karardıktan sonra sokağa çıkmanız çok tehlikeliydi. Dakika başı kontrol ediliyordunuz, defterlerimize el konuyordu. 90'lı yıllara dönüş var gibi bir his var içimde."
Gazeteci dayanışması
Katılımcıların sorularına zaman ayırmak için konuşmasını kısa tutan Amberin Zaman, bir soru üzerine dayanışmanın arzulandığı kadar olmadığının altını çizdi. Zaman, "Gazeteciler kovulduğu zaman, genel olarak ses çıkmıyor. Bu çok üzücü bir durum. Hakikatten bir dayanışmadan bahsedemiyoruz. Dayanışma ruhu yok, dünyanın diğer ülkelerinde farklımıdır bu durum diye düşünürsek, zannetmiyorum. Herkes çok yalnızlaştırıldı ve çaresizleştirildi.
Acı verici olabiliyor
Yazmanın, konuya göre bazen çok sıkıcı olabildiğini ifade eden Zaman, fakat yazmanın hayata bir anlam yüklediğini söyledi. Zaman, "Yabancı basın için yazdığım zaman Türkiye'nin her detayını bilmeyen biri için sıkıcı olabiliyor. Yazmak genel olarak çok heyecan verici oluyor ama çok da acı verici olabiliyor"
Kendi sesinize aşık olmayın
Genç gazeteci adaylarına ekonomi muhabirliği konusunda bilgi veren Zaman, ekonomi bilinmezse siyasetin anlaşılmasının mümkün olmadığını vurguladı. Zaman, Reuters ya da AP gibi kurumların ilk olarak mutlaka ekonomi muhabirliği yaptırmak, olduğunu söyledi ve "Fırsatınız oldukça ekonomi haberlerini izleyin" dedi.
Bir katılımcının haber kaynaklarını nasıl buluyorsunuz, sorusuna şöyle yanıt verdi: "Gazetelerde geçirilen ilk dönem çok önemli. Yıllarca sokaklarda yüzlerce insanla konuştum. Artık fikir verme ehliyetine sahibim diye düşünüyorum. Gidin insanlarla konuşun, kendi sesinize aşık olmayın. İnsanları dinleyin". (UŞ/HK)