* Fotoğraf: Pexels
Nature Climate Change dergisinde yayımlanan yeni bir araştırmanın bulgularına göre, dünyanın en büyük yağmur ormanı olarak bilinen Amazon yağmur ormanları son zamanlarda giderek şiddetlenen kuraklıklar, yangınlar ve ormansızlaşma çalışmaları sonrasında kendini artık eskisi gibi toparlayamıyor.
Uzmanlar, ormanın büyük bir kısmının çayırlık savana alanlarına dönebileceğinden endişe ediliyor.
Ormanlar, normal şartlarda özellikle insan faaliyetleri tarafından meydana gelen ve küresel ısınmanın en büyük faktörlerinden olan karbondioksit (CO2) emisyonlarını atmosferden çekerek tutabiliyor. Amazon ormanının 90 ve 140 milyar arasında metrik ton karbon tuttuğu düşünülüyor.
Ancak yapılan son araştırmalar, ormanın artık bu karbonu tutamadığını, üstelik daha fazlasını atmosfere yaydığını belirtiyor.
İyileşme süreci uzadı
BBC Türkçe’nin haberine göre, 30 yıldır toplanan ve bu çalışmada kullanılan uydu verileri, Amazon yağmur ormanının “sağlığı” konusunda endişe verici eğilimler sergiliyor.
İngiltere’de Exeter Üniversitesi’nde çalışan Dr. Chris Boulton, “Ağaçlar artık sağlıklı değil ve devrilme noktası, yani toplu ölüm evresine ulaşmak üzereler” diyor. Veriler, ormandaki ağaçların yüzde 75’inden fazlasında iyileşme süreçlerinin uzadığını ve dayanıklılığın azaldığını gösteriyor.
Bilim insanları, ormanın devamlı zarar gördüğü ve bunun bir kısır döngü haline geldiği takdirde toplu ölümlerin gerçekleşebileceğini ifade ediyor.
Zamanı bilinmiyor
Ormanın bu devrilme noktasına ne zaman ulaşacağı henüz bilinmiyor ancak etkilerinin küresel iklim krizi, biyolojik çeşitlilik ve bölgede yaşayanların hayatları için “çok yıkıcı” olacağı konusunda fikir birliği var.
Toplu ağaç ölümlerinin başladığı noktadan itibaren tüm tropikal ormanlık alanın daha kuru, ağaç sayısı çok daha az çayırlık savana alanına dönmesinin yüz yıldan az sürmesi bekleniyor.
Dr. Boulton, bölgede ormansızlaşmayı acilen durdurmanın bunu önleyebileceğini düşünüyor ve “Amazon ormanı çok yoğun miktarda karbon tutuyor. Toplu ölümlerin başlaması bu karbonun atmosfere salınması demek, bu da giderek yükselen hava sıcaklıklarını hızlandıracak” diyor.
5’te 1’i yok edildi
Araştırmayı birlikte yürüten Exeter Üniversitesi, Potsdam İklim Araştırmaları Enstitüsü (PIK) ve Münih Teknik Üniversitesi uzmanları, dünyadaki yağmur ormanlarının sanayi devrimi öncesine kıyasla 5’te 1’inin yok edildiğini belirtiyor.
PIK ve Münih Teknik Üniversitesi’nden Profesör Niklas Boers, “Amazon’da yaşanacak ölümlerin en büyük sebebi ormansızlaşma ve iklim krizinin kombinasyonu olacaktır” diyor.
Londra’daki İmperial College Grantham İklim krizi ve Çevre Enstitüsü’nden araştırma hakkında yorum yapan Dr. Bonnie Waring ise “Bu son bulgular, iklim krizi ve insan faaliyetlerinin sömürücü etkileri yüzünden dünyadaki canlı türlerinin 10’da birini barındıran, dünya üzerindeki en büyük tropikal ormanın tehlike altında olduğunu doğruluyor” diyor.
Dünyanın akciğerleri
Yeryüzündeki oksijenin yüzde 20'sini sağlayan, "Dünyanın akciğerleri" olarak adlandırılan Amazon Yağmur Ormanları yılda bir milyar tondan fazla atmosferik karbonun salımını önlüyor.
Dünyadaki hayvan ve bitki türlerinin de yüzde 10'unu barındıran Amazonlar, sekiz ayrı Güney Amerika ülkesinde yaşayan 400'den fazla yerli kabileye ev sahipliği yapıyor.
Ormanlar, Güney Amerika'da yaklaşık beş buçuk milyon kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. Brezilya, Peru, Kolombiya, Venezuela, Ekvador, Bolivya, Guyana, Surinam ve Fransız Guyanası olmak üzere dokuz ülkenin sınırları içerisinde bulunan ormanların yüzde 60'ı Brezilya, yüzde 13'ü Peru sınırları içerisinde.
Amazon ormanları dünyadaki su kaynaklarının yüzde 20'sini oluşturuyor. Dünya'nın oksijeninin yüzde 20'si Amazon ormanlarında üretiliyor.
3'te 2'sine insanlar zarar verdi
Norveç Orman Yağmurları Vakfı’nın Mart 2021’de yayımladığı bir rapora göre, insanlar iklim değişikliğine karşı yeryüzünde doğal tampon olma özelliği taşıyan yağmur ormanı örtüsünün 3’te 2’sine zarar verdi.
Rapora göre, çoğunlukla tarım için olmak üzere ağaç kesimi ve arazi dönüştürme çalışmaları yüzünden, dünya tropikal yağmur ormanlarının yüzde 34'ü yok edildi ve yüzde 30'una zarar verilerek onların yangına ve gelecekteki yıkıma karşı daha savunmasız hale getirildi. Raporda bu yıkımın yarısından fazlası Güney Amerika’daki Amazon ve sınırındaki yağmur ormanlarında gerçekleştiği söylendi.
ABD merkezli doğayı koruma örgütü Forest Trends'in bir raporuna göre ise her yıl çikolata, sığır eti, soya ve palmiye yağı üretimi amacıyla yaklaşık 4,5 milyon hektar ormanlık arazi (Danimarka büyüklüğünde) yasa dışı bir biçimde yok ediliyor.
Ormansızlaştırma en başta Brezilya ve Endonezya'da meydana gelirken bu ülkeleri Bolivya, Kolombiya, Meksika ve Malezya takip ediyor. Tıraşlanan ormanlık arazide üretilen ürünlerin üçte biri ABD, Çin ve Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor.
COP26'da ormanlar için bildirge imzalandı
Öte yandan Kasım 2021'de İskoçya'nın Glasgow kentinde gerçekleşen 26. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'nda (COP26), ülkeler ormanlar için bir bildirge imzaladı.
Ülkeler bu bildirge ile ormanları ve diğer karasal ekosistemleri korumak ve restorasyonlarını hızlandırma, sürdürülebilir kalkınmayı teşvik eden ve ulusal ticaret politikalarını hayata geçirme, kırsal geçim kaynaklarının geliştirilerek dayanıklılığın artırılması, sürdürülebilir tarım ve gıda güvenliğini teşvik edecek politikaların tasarlanması, yerel topluluklar için destek sağlanması ve finansmanın uluslararası hedeflerle uyumlu hale getirilmesinin kolaylaştırılması için taahhütte bulundu.
Türkiye'nin de aralarında bulunduğu bu ülkeler dünya ormanlarının yüzde 85'ine sahip. Bu 34 milyon metrekareye denk geliyor. Ancak ülkelerin bu taahhütlerini ne kadar uyguladığı henüz bilinmiyor.
(TP)