İstanbul Üniversitesi Kadın Çalışmaları bölümüne sunduğu "kadın ütopyaları" konusundaki yüksek lisans tezini "Ütopyanın Kadınları Kadınların Ütopyası" adıyla kitaplaştıran Yasemin Temizarabacı Yıldırmaz, Kooperatifin hafta sonu etkinliğinde "Feminizm ve Kadın Ütopyası"nı anlattı.
Yıldırmaz, kadın ütopyalarıyla Platon'un "Devlet" ve Margaret Atwood'un "Damızlık Kızın Öyküsü" kitaplarını okuduktan sonra yakından ilgilendiğini söyledi.
Türk ütopyaları
Yıldırmaz, tezinde daha çok batı ütopyalarını etkilediğini söyleyerek, "Doğu ütopyaları ve Türk ütopyaları ile ilgili de bir çalışma yapılabilir. Bu konuda ne tür kaynaklar var, araştırmadım" dedi.
Yıldırmaz, soru üzerine Türk ütopyaları arasında Peyami Safa'nın "Yalnızız"; Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun "Ankara"; Müfit Öndeş'in "Geleceğin İstanbul'u"; Gülayşe Koçak'ın "Topaç"ını örnekledi.
Topaç'ın, aynı zamanda bir karşı ütopya olduğunu söyleyen Yıldırmaz'a göre, karşı ütopyaya en iyi örneklerden biri Aldous Huxley'in "Cesur Yeni Dünya"sı.
Yıldırmaz: Ütopyalarda cinsellik önemli yer tutuyor
Cinselliğin ütopyalarda çok önemli yeri olduğunu söyleyen Yıldırmaz, "Cinsellik, ütopyaların baskıcı yanını eleştirmek için kullanılıyor. Cinsellik ütopyalarda ya devlet tarafından tamamen denetleniyor ya da serbest bırakılıyor. Her iki durumda da bireyselliğin yok edilmesi söz konusu. Ütopyalarda androidler de olmazlar arasında" dedi.
Yıldırmaz, "Feminist Ütopyalar"dan da örnekler verdi. Kadınlar tarafından yazılmış ütopyalara ilk ve en önemli örneğin Olympe de Gouge'un "Kadın Hakları Bildirgesi" olduğunu söyledi. "Küçük Kadınlar"ın yazarı Louisa Alcott'ın "Work-Emek" adlı kitabının da kadın ütopyaları arasında olduğunu belirtti.
Feminist ütopyalar
Ütopyalarda dilin de çok önemli olduğunu belirten Yıldırmaz, yazarların özel bir dil geliştirdiklerine dikkat çekti. Feminist ütopyalarda kadınların fark ettiği bir konuya da dikkat çekti: Farklılık teşvik ediliyor. Çünkü yaşamı zenginleştiriyor" dedi.
Yıldırmaz, klasik ütopyalarda Platon, Tommaso Campanella , Thomas Moore gibi ütopistlerin kadını ele alırken devlet hizmetinden mahrum kalıp kalmamasına göre değerlendirdiklerini dile getirdi.
Nisana kadar sürecek
Feminist Söyleşiler 2004 yılında birincisi yapılan söyleşilerin devamı niteliğinde düzenleniyor, ilk seminerler daha çok akademisyenler tarafından, Feminist Eleştiri ve Toplumsal Cinsiyet Dersleri adıyla düzenlenmişti.
Bu yıl ikincisi düzenlenen seminerler ise, değişik kadın hareketleri ve kurumlarından katılımlarla deneyimlerini organize etmeyi amaçlıyor. Nisana kadar sürecek seminerler, kadın bakış açısıyla önemli konuları ele alacak.(AD)