Amargi Feminist Kitabevi'nin "Deneyimlerimiz hangi kapılar açıyor" başlıklı etkinlikleri kapsamında yarın saat 15.00'da yazar Sevgi Soysal üzerine bir söyleşi düzenleniyor.
Yazar Karin Karakaşlı ve Doç. Dr. Ayşe Gül Altınay söyleşinin konuşmacıları.
Karakaşlı, Soysal'ın 1964'te yayımlanan kitabı Tante Rosa üzerine konuşacak:
“Soysal’ın edebiyatında çıkış kitabı olan Tante Rosa, büyük tartışmaları beraberinde getirdi. II. Dünya Savaşı döneminde yaşamış bu Bavyeralı kadının Türk edebiyatının orta yerinde ne işi vardı? Hem nasıl da tuhaf bir hikayeydi o? Kocasını ve üç çocuğunu ardında bırakan, bata çıka hayatı yeni baştan kurgulayan, her yıkım sonrası kendi kendine ‘Tante Rosa I Love You’ diye şarkı söyleyebilen bir kadın… Nasıl da korkutucuydu düzen için."
Altınay da, Soysal'ın 1971’de sekiz ay geçirdiği Yıldırım Bölge Cezaevi’ni anlattığı Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu kitabını ele alacak.
"Soysal bir yandan askeri yönetimin kendilerine verdiği ‘er-tutuklu’ vasfını sorgularken, bir yandan da sol hareket tarafından dayatılan ‘er-militan’ ve ‘er-kadın’ konumlarıyla mücadele ediyor. Kısacası, her türlü ‘hizaya getirilmeye’ karşı duran Sevgi Soysal, bugün ‘feminist anti militarist’ olarak tanımladığımız duruşun öncülüğünü yapıyor.”
Aralık 2007'de açılan Amargi Feminist Kitabevi feminist yayıncılığı, kadın yazarları desteklemeyi amaçlıyor.
Kitabevi feminist politika araştırmaları, kadın edebiyatçıların kitapları, cinsiyetçilik, şiddet, militarizm, milliyetçilik konularında yazılan eserlere yer veriyor; etkinlikler düzenliyor.
Kitabevi, Beyoğlu, Katip Mustafa Çelebi Mahallesi, Tel Sokak'ta.
Sevgi Soysal
1936'da doğan Sevgi Soysal’ın ilk öykü kitabı “Tutkulu Perçem”, 1962'de yayımlandı. Soysal, teyzesi Rosel'in kişiliğinden yola çıkarak, birbirine bağlı öykülerden oluşan “Tante Rosa”yı yazdı (1968).
Kadın-erkek ilişkisi ve evlilik temasını işlediği ilk romanı “Yürümek”, TRT Sanat Ödülleri yarışmasında ödül kazandıktan sonra, müstehcenlik gerekçesiyle toplatıldı. 12 Mart, Sevgi Soysal'ın hayatı ve yazarlığı üzerinde derin izler bırakan bir dönem oldu. Mamak Cezaevi’nde Mümtaz Soysal'la evlendi.
Daha sonra siyasal nedenlerle 8 ay Yıldırım Bölge'de, iki buçuk ay da Adana'da sürgünde kaldı. Cezaevinde yazdığı “Yenişehir'de Bir Öğle Vakti” adlı romanıyla Orhan Kemal Roman Armağanı'nı kazandı. Adana'da sürgünde bulunan bir kadının başından geçen olaylar etrafında 12 Mart'ı eleştirdiği romanı “Şafak”, 1975'te yayımlandı.
Bu dönemde Anka Haber Ajansı ve Sosyalist Kültür Derneği'nin kuruluşunda rol aldı. Politika gazetesinde tefrika edilen cezaevi anıları “Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu” başlığıyla kitaplaştırıldı. Yakalandığı kanser hastalığı izlenimlerini ve 12 Mart sonrasını anlatan öykülerini topladığı “Barış Adlı Çocuk”, 1976'da yayımlandı.
Son romanı “Hoşgeldin Ölüm”ü tamamlayamadan 22 Kasım 1976'da İstanbul'da öldü. Yeni Ortam ve Politika gazetelerine yazdığı yazılar, “Bakmak” (1977) adlı kitapta toplandı.(EÜ/TK)