*Bu yazının tamamı 23 Nisan 2022'de Artı Gerçek'te yayınlandı.
“Zaten inanan biri için kimse tanık değildir ve bu yüzden tanığa ihtiyaç da duymaz; ama inkâr veya şüphe eden ya da habersiz olanlar için tanıklık gereklidir.” Thomas Hobbe
Bu haftaki yazım benim için çok zor olacak. Duygularımı, acılarımızı kelimelere dökmeyi ne kadar başarabilirim bilemiyorum. Tabii bir de az konuş, düşünme diyen Anayasa’daki 301. madde var. Bunların yanına bir de annemin kolumdan tutup sıkıştırıp “Murad, lütfen 24 Nisan üzerine az konuş, az yaz. Dönem iyi dönem değil.” demesini ekleyin. Anacağzım bu yazıyı okuyunca muhtemelen bir süre bana surat yapacak. Azarı işiteceğim, bakalım kendimi nasıl affettiririm bilemiyorum. Annemi tanıyan dostlarımdan şimdiden ricam olsun, arayı bulun lütfen…
TIKLAYIN-Sevag Balıkçı'yı "öldüren" Kıvanç A.'nın cezası onandı
Takip edenler bilecektir, bu sene Ermeni Soykırımı’nın 107. Yılı. Tabii bir de yakınım olan SEVAG BALIKÇI’nın da katledilişinin 11. yıl dönümü. Hatırlayacağınız üzere, SEVAG BALIKÇI 2011 yılının 24 Nisan’ında bir Paskalya bayramı günü Batman’da askerlik görevini yaparken katledilmişti. Hayatında hiçbir politik çalışmada yer almamış, geleceğini el sanatıyla kazanmak için eğitim almış güzel insanı katlettiler. 11 yıl evvel duyduğumuz acı bugünlerde daha da artıyor. Mahkemesi trajik bir tiyatro kıvamındaydı. Bu Pazar günü Şişli’deki mezarı başında bu değerli insanı anacağız. Ailesi oğlunun katledilişinden sonra yavaş yavaş buralardan göç etmeyi tercih etti. Kırgın, yaslı ve tabii ki kızgınlar.
24 Nisan yaklaşınca Türkiyeli Ermenilerin ruh hallerini, duygularını benim gözümden anlatarak başlamak isterim.
Öncelikle toplumumuz 24 Nisan gününü hiç yaşamak istemez. İmkân olsa, tarih 23 Nisan’dan direk 25 Nisan’a geçsin ister. Bir güvercin tedirginliği hep eşlik eder. Bu yazıyı yazmadan önce bir röportaj için sokağa çıktığımda bir tanıdığım “Şu Pazar günü kazasız belasız bir geçsin.” dedi. Belki de bu söz Türkiyeli Ermenilerin ruh halinin özeti. Anma programlarına gelen Türkiyeli Ermenilerin sayısı azdır, büyük kalabalıklar görmezsiniz. Görünmek ve konuşmak istemezler. Fakat biliriz ki o anma programları ne kadar küçük etkinlikler de olsa, gizliden gizliye uzaktan izlerler. Neler yapıldı, kim ne dedi diye takip ederler. Korkarak duygularını içlerinde yaşarlar.
Diğer yandan 24 Nisan, atalarının doğduğu topraklardan uzakta yaşayan, bugün öcü görülen diasporadaki Ermeniler için de çok şey ifade eder. Kendilerini yurtdışında ifade etseler de burada yaşanacaklar çok önemlidir. Sorunun kaynağının da, çözüm yerinin de bu topraklar olduğunu bilirler.
TIKLAYIN-Zorunlu Askerlik Sırasında Öldürülen Sevag Balıkçı Davasında Karar Çıktı
Her Ermeninin 1915’e dair bir hikayesi vardır. Atalarının geçmiş acılarını anlatan birilerine denk geldiğinizde anlattıklarından bir kitap çıkacağını düşünürsünüz. Çeşitli kaynaklardan okuduğumuz kitapların genelinde acılar dizginlenerek ifadeler kullanılmıştır.
Bir de bu tarihi acıları anlatamayan, yeri yurdu, mezarı belli olmayan binlerce ruh var. İşte o canların ruhları halen bu coğrafyanın üzerinde. O ruhlar arafta yaşamakta. Hikayesini anlatabilen Ermeniler ise aslında en şanslı olanlardır. Biz ataları kurtulanlar da şanslı olanlardanız.
Arafta yaşayan bu ruhların kemikleri, coğrafyamızda toprakların altında. Nereye kazarsanız kazın, acı bir hikâye ile karşılaşırsınız.
Geçen günlerde Siirt’te Kasaplar Deresi (NewalaQesaba) gündem oldu. Ermeni ve Keldaniler’in kemikleri üzerine daha sonrasında Kürt toplumuna ait insanlar gömülmüş. Şimdi burası imara açılmak isteniyor. Geçmiş ve tarihle yüzleşmek yerine betonla tarihi yok etme çabasını okuyoruz. Buna benzer örnekler o kadar çok ki. Gerçekten üzücü. Bilindik bahaneler yaratılarak inkarcılık devam edecek.
TIKLAYIN-Sevag Balıkçı Cinayetinde Komutan İhmali İddianamede
Özellikle 24 Nisan yaklaşınca panellere ya da bazı programlara davet edilirim. Çoğu demokrat kurumlardır. Panel katılımcıları farklılıklar içerir. Konuşmanın sonunda genelde en renkli ve en gerçek dokunmayı sağlarız. Konuyu öğrenmek isteyen meraklı kişiler de çıkar.
Başta gelen sorulardan biri de 1915’te yaşananların ne olduğunu sorusu olur. Ben de “Bu duruma sizin karar vermeniz gerekir” diyerek şaşırtıcı bir cevap veririm. “Sonuç olarak ben Ermeniyim ve siz benden objektif bir cevap almadığınıza inanabilirsiniz” diyerek diyaloğa girerim.
İlk olarak Birleşmiş Milletler’in Soykırım Kabul maddelerini anlatmaya başlarım. Yahudi olan RAPHEL LEMKİN’nin çalışmasıyla 1948 yılında ortaya çıkan maddeleri kısaca bilmenin önemli olduğunu vurgularım. RAPHEL LEMKİN’e bu çalışmaya neden başladığının sorulduğu ve ERMENİLER’E yapılan SOYKIRIMI fark etmesiyle başladığını söylediği YOUTUBE’daki siyah beyaz kaynağı işaret ederim. Birleşmiş Milletlerin Soykırım Maddelerini anlatırım.
Yazının tamamı için TIKLAYIN.
(MM/RT)