Çocuk haklarını odağına alan ve 6 ayda bir yayımlanmayı hedefleyen Çember dergisi "Herkesin yan yana ve eşit mesafede olduğu, birbiriyle göz teması kurabildiği, birbirinden güç aldığı" bir içeriğe sahip.
İzmir'de bu ay ilk baskısı yapılan dergi, pek çok ilde kitapçılarda bulunuyor. 40 TL ücretle satışa çıkan dergiye yıllık abone de olunabiliyor. Öncelikle çocuk haklarına saygı göstermek amacıyla yetişkinlere yönelik hazırlanan derginin ileriki hedefinde çocuk ve gençleri de söz sahibi yapacak mekanizmalar oluşturmak var. Derginin ekibinde ise çocuk hakları üzerine uzun yıllardır çalışan Sedanur Uğur, Sinem Atasoy, Damla Şahin, Mihriban Randa, Esra Şener ve Hatice Göz var.
Mihriban Randa sorularımızı yanıtladı.
"Çocuklarla ilgili her şey politiktir de"
İsmi dikkat çekici derginin, neden çember ve politika?
Herkesin yan yana ve eşit mesafede olduğu, birbiriyle göz teması kurabildiği, birbirinden güç aldığı bir "çember" oluşturmak istiyorduk aslında. İçinden geçtiğimiz süreçte bunun ne kadar kıymetli bir duruş olduğunun farkındayız ve aslında birbirimizden güç alarak çemberi güçlendiriyoruz.
Çember bir çocuk politikası dergisi. Çocuk ve siyaset birçok kişiye göre yan yana olmaması gereken ifadeler. Biz ise bunun tam tersi olarak siyasetin de çocuklarla ilgili olduğunu düşünüyoruz. Yetişkinlerin egemenliğindeki bu sistemde yaşadığımız sorunlar, ekonomik krizden tutun da ekolojik krize kadar hiçbirinin etkileri çocuklardan ayrı düşünülemez, dolayısıyla çocuklar ve çocuklarla ilgili her şey politiktir de.
Ülkemizde ihtiyacımız olan şey bütünlüklü, hak odaklı, çocuğu özne olarak gören ve bunun önünü açan bir çocuk politikası. Bu yüzden çember ve politika.
"Çocukların fikirlerinden besleniyoruz"
Çalışmalarda çocuklar yer alıyor mu veya buna ilişkin bir çalışmanız var mı?
Çemberimizde henüz çocuklar yok, ama fiilen yanımızda ve arkamızdalar. Yola çıkarken yürüttüğümüz tartışmaların çoğunda çembere çocukları nasıl dahil edebiliriz diye epey kafa yorduk, yormaya da devam ediyoruz. Birçok tartışmamızda çocukların fikirlerinden beslendik, bu yüzden çemberin çok da gerisinde değiller. Bir nevi çocuklarla okuyucular arasında köprü oldu yazılarımız. Fakat nihai amacımız çemberi doğrudan çocuklarla genişletmek. Bunun üzerine hâlâ düşünüyoruz ve çalışmalar da yapıyoruz. Her hafta 'Her Yer Çocuk'tan çocuklarla düzenli olarak bir araya gelip güncel konuları, sorunlarını tartışıyoruz. Çocukların oradaki üretimlerini, üzerine konuştuğumuz konuları arşivliyoruz, bir gün bu üretimlerin tamamını onlarla birlikte hazırlayıp paylaşabilmeyi amaçlıyoruz.
Hak odaklı olmanızı gerektiren nedir, çocuklar bilim ve teknolojinin de bu kadar yayıldığı bir çağda ne tür hak ihlallerine maruz kalıyor ve bunun kaynağında ne var?
Çocukların hak ihlaline maruz bırakılması günümüze özgü bir sorun değil aslında. Geçmişten beri var. Bugün bunun hem geçmişten gelen aynı şeyleri hem de farklı biçimlerini yaşıyor çocuklar. Genellikle çocukların bu çağda eskilere göre çok şanslı oldukları söyleniyor. Ama bizce pek öyle değil, tabii bunu çocuklar daha iyi bilirler ama görünen hak ihlalleri böyle söylüyor.
Bir yandan çocuklar hâlâ yoğun istismara maruz kalıyorlar. Öbür yandan çocuk emeğinin sömürüsü devam ediyor, hem de artarak. Eğitimden sağlığa kadar pek çok sorun sürüyor. Teknolojinin getirdiği kolaylıklar da var evet, bunlardan hepimiz faydalanıyoruz, çocuklar da. Ama özellikle dijital medya belli olumsuzluklara da sebep oluyor. Dikkat eksikliği, bilişsel sorunlarla birlikte sanal ortamdaki çocuk istismarlarının da arttığını biliyoruz. Bilim ve teknoloji gelişiyor ama çocuklar yararına, onların haklarını odağa alan bir gelişim değil, daha çok kâr odaklı bir gelişim.
Büyükler veya yetişkinler, çocuk hakları için nereden başlamalı?Yetişkinlerin işi hem çok kolay hem de çok zor. Çocuğu hayatın merkezine koyduğumuzda, onu hayatın katılımcısı, eş yaratıcısı olarak gördüğümüzde aslında yolun yarısını aşmış oluyoruz. Kalan yarısı da asla bitmeyen, sonu olmayan bir süreç. | |
Çocuk yayınları
Çocuklara hitap eden eşitlikçi, özgürlükçü, adaletli ve hak temelli dergi, gazeteler ya hiç yok ya da çok uzun ömürlü olmuyorlar. Ancak piyasada çocuğu istismar eden çok sayıda yayın da bulunuyor. Neden iyi bir yayının ömrü uzun olmuyor veya korunamıyor?
Hiç yok dersek bu alandaki bizim de pek çok konuda faydalandığımız arşivi yok saymış oluruz. Ama dediğiniz doğru, çok uzun ömürlü olamıyorlar. Bunda egemenlerin piyasacı kültürü çok etkili, ekonomik hakimiyet etkili... Günümüzde ana akım medya -hem yazılı hem görsel- tamamen buna hizmet ediyor. Beyaz, heteroseksüel, erkek dışındaki herkesi yok sayan, ezen, sömüren, istismar eden bir anlayışı yaymaya çalışıyorlar. Bunun karşısında alternatif bir kültür oluşturmak gerekiyor. Bunu da ancak ana akımın karşısında duran çalışmaları daha çok parlatarak, yayarak, duyurarak, sahiplenerek yapmak mümkün. Herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor.
Özellikle çocuklar için çıkan yayınlar konusunda istismar eden yayınların fazlalığı iç karartıcı... Ama bunun karşısında durup üzülmek, şikâyet etmek olmaz, yetmez de. Yapabilmemiz, denememiz, ne kadarına gücümüz, enerjimiz yetiyorsa o kadarına adım atmalıyız diye düşünüyoruz.
Mihriban Randa hakkında
2019 yılında Mersin Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun oldu. Mesleğinin yanı sıra kadın hareketi ve çocuk hakları hareketinde çalışmalar yürüyor. TÖP Çocuk Hakları Meclisi ve Mor Dayanışma üyesi, Çember dergi yayın ekibinde.
BİA ÇOCUK KİTAPLIĞI İÇİN TIKLAYIN
(SYZ/AÖ)